Dönme dolaba binmiştik. Çok heyecanlı ve stresliydim . Jimin ise gayet rahat bir şekilde etrafa bakıyor , fotoğraf çekiyor ve kendi kendine birşeyler mırıldanıyordu. Bizim olduğumuz bölme tam en tepedeydi. Şimdi tam zamanı olmalıydı. Eğer bu fırsatı kaçırırsam bir daha böyle bir şansım olmayacaktı. Jimin bana döndü " Yoongi ben sana bir şey söylemek istiyorum." bende ona döndüm " Benimde söyleyeceklerim var." anlıyorum anlamında başını sallayıp beklemeye başladı " Jimin ben... ben seninle birlikte ilerlemek istiyorum. Sahilde yürürken, el ele tutuşup yemyeşil parklarda dolaşırken, ikimizde aynı yatakta hayal kurarken ve düğün salonuna kol kola girip herkesin önünde yürüyüp aşkımızı resmileştirirken. Ölene dek seninle ilerlemek istiyorum. Ben senden hoşlanıyorum Park Jimin. Sana zorbalık yaptığım zamanlar için özür diliyorum. O zamanları sana unutturabilmek için elimden geleni yapacağım. Lütfen sevgimi kabul et . Güneşin ayı kabul ettiği ve sonsuz bir döngü içinde yaşadığı gibi olalım. Ve hiç bir zaman ayrılmayalım." sonunda başarabilmiştim. Muhtemelen oda kabul edecekti " Bende sana hoşlandığını söyleyecektim."
Bugün birlikteliğimizin başlangıcıydı . Artık birbirimizden saklamamız gereken duygularımız yoktu, istediğimiz zaman sarılır el ele tutuşabilirdik. Taaki o ana kadar.
Jimin ile Jungkook lavaboya kadar gideceklerdi. Bizde kendi aramızda konuşup sohbet ediyorduk. Bir anda Jungkook'un sesini duyduk " TAEE!! Yardım et." hepimiz koştuk. Jungkook ağlıyordu ve yerdeydi. Bir dakika Jimin neredeydi? Tae, Jungkook'u sakinleştirmeye çalışıyordu ama nafile . Jungkook susmuyordu, bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama aģlamaktan söyleyemiyordu " J-Jimin , Jimin kaçırıldı. Bir kadın ve adam geldi. Babasına be-benziyordu." hepimiz şok olmuştuk " Namjoon ve Jin siz benimle gelin. Tae sende Jungkook'u al annesine Jiminlerde kalacak de bize götür sakinleştir . Jungkook'u sakinleştirdikten sonra sana konum atarım ,Jiminin eski evine gidip babasıyla alakalı bilgiler toplayıp karakola gelirsin." o kadar sinirliydimki . Eğer Jimin'in saçının teline zarar gelirse kimseyi affetmezdim.
Jimin'in anlatımıyla
Kendimi yırtacak kadar bağırmaya çalışıyordum ama ağzıma bağladıkları şu sikik kumaş ses çıkarmamı engelliyordu. Evet artık sinirlendiğimde küfür edip argo konuşuyordum . Yoongi'den öğrenmiştim bunları aslında sadece bu kadar değildi. Yemek yapmayı , kendimi sevmeyi ve sesimin güzel olduğunu öğrenmiştim. İkimizde yer değiştirmiştik sanki sinirlendiğinde küfür eden ben ,sakin kalan o oluyordu. İkimizde yeni ilkokula başlayan çocuklar gibi hergün birbirimizden bir şeyler öğreniyorduk.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
