pazartesi günü, hava yağmurlu.
derslikten kafasını dışarı çevirdiğinde gri havanın içinde bıraktığı ince bunalımı derin bir nefesle geçiştirmeye çalıştı. dersin bitmesine hemen hemen on dakika kalmış olsa da dinlemeyi bırakalı çok oluyordu. dikkatini toplama konusunda bugün ekstra zorlanıyor, bir an önce dinlenmek istiyordu.
göz ucuyla kolundaki saate tekrardan baktı. imza kağıdı aralarında dolanırken sıra kendisine gelince hızlıca imzalayıp arkaya bıraktı. bilgisayarı hâlâ açık olduğu ve dikkat çekmemek için mesajlarına telefondan değil açık ekrandan baktı. arda art arda mesajlar atmıştı. kız arkadaşıyla tanıştıracağı için -biraz- heyecanlıydı.
dersin -nihayet bitmesiyle birlikte hızlıca toparlandı. acele etmekten nefret etse de yağan yağmura daha fazla maruz kalmamak için arabasına kısa sürede ulaştı. en yakın arkadaşı panopticon'da bekliyordu onu.
eren bu kafeye çok sık uğrayan biri olmasa da ders çalışmak ve takılmak için fena bir yer değildi. arda'yla fakülteleri farklı olduğu ve programları uymadığı için bir süredir de ortak buluşma noktaları, kampüsün ortasında yer alan -ismi de bir noktada buradan geliyordu- bu kafe olmuştu.
aslında her şey tatlı ve normal geçmişti. arda heyecanlıydı, kız arkadaşı ondan da heyecanlıydı ve eren bu duygular arasında en sönük olandı. memnuniyetini, sevincini tavırlarına ve yüzüne yansıtma konusunda biraz problem yaşasa da gerçekten mutluydu onun adına. zaten arda da kendisini bildiği için sorun etmemişti.
sohbetin ilerlemesi kahveyle ve tatlıyla desteklendi. aralarında iletişim arttıkça laf lafı açmış ve samimi bir ortam oluşmaya başlamıştı. bu pozitif sürecin ilerlemesiyle bir kişiyle -biraz- bozulmuş gibiydi.
çünkü kapıdan birçok müşteri giriyordu ama bir tanesi, tam olarak eski sevgilisiydi.
***
kurgu kafamda o kadar dönüyor ki yazıp kurtulmak istiyorum. cidden. yoksa sürekli düşünmeye devam edeceğim.
bölümler kısa olur diye tahmin ediyorum, işalla yani.
birbirimizi bekletmeyeceğimiz bir süreç olur umarım. görüşmek üzere <3
(saturn olmadığımı belirtmeme gerek var mı...?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
midnight rain
General Fiction"konu tatmaksa, tattım ve zehirleniyorum. konu bizsek, tadıp zehirleniyorum ve biraz daha istiyorum. konu bir şeyler yapmaksa, yaparım. konu bizsek, her şeyi yapmalıyım. konu anlaşılmaksa, kolay anlaşılabilir olmalıyım. konu bizsek, acaba anlaşılmak...