81 Günün Başlangıcı

55 10 10
                                    

"İyice araştırıldı mı? Her şeyin en ince ayrıntısına kadar bilindiğine emin olalım."

   Benzi soluk, siyah takım elbiseli bu adam; aslında kafayı yemiş bir bilim adamıydı. Eskiden çalıştığı laboratuvarda bu planını ortaya sunduğunda; ona sert eleştiriler yağmış, insanlar onu deli olarak görmeye başlamıştı. Normal bir insan bunu umursamazdı, değil mi? Asıl sorun, adamın gerçekten delirmiş olmasıydı. Ona gelen yorumlar adamı iyice çileden çıkarmıştı, ileri düzey seviyede zeki olan bir akıl hastası gibi düşünebilirsiniz bunu.

"Gerçekten deli olduğunun farkındasın, değil mi?"

Adam mimik dahi oynatmadan öylece önündeki bilgisayarda yazan verileri inceledi, sonrasında bir dal sigara çıkarıp yaktı. Görmezden gelinmek yanındaki yakın dostunun sinirlerini bozmuştu, bozuntuya vermeden iç geçirdi. Aslında adamın planı çokta kötü sayılmazdı, kötü mü etmişti? Dünya 81 tane pislikten kurtulmuş oluyordu onun sayesinde. Delirmesi de çok normal, diye düşündü arkadaşı. Çünkü ailesi bir katliama kurban gitmişti ve suçlu yakalanamamıştı. Kim delirmezdi ki bu durumda?

"Onlar için yapıyorum, biliyorsun."

  Yaşlı adam arkadaşının bu konu hakkında konuşmasına oldukça şaşırmıştı, çünkü genelde bu konu açıldığında ya ortalığı yakıp yıkıyor, yada bağırıp çağırıyordu. Onu şaşırtan şey arkadaşının bu sefer çok sakin kalmasıydı; bu garipti, oldukça garipti. Arkasını dönüp gittiğinde bile adamın umrunda olmadı, son hazırlıklarını yapıyorlardı çünkü.

"Ne zaman getiriyoruz efendim?"

"Her şey hazır neredeyse, alana yerleştirin herkesi tek tek."

Genç adam tam kafasını onaylayıp geri dönmüştü ki adam arkasından seslendi. Bu önemli ayrıntıyı az daha unutacaktı, kimse kimsenin ismini bilmek zorunda değildi. Eğer bilirlerse bu hiç iyi olmazdı çünkü bu suçlular birbirlerini tanıyor olabilirlerdi.

"Yiğit, kollarına dövmeyi yapmayı unutmayın."

Genç adam kafasıyla onayladı ve oradan uzaklaştı. Her şey tamamlanmak üzereydi, 81 gün boyunca her şey normalmiş gibi yaşayacaklardı, her şey olması gerektiği gibiydi. Onu düşündüren tek şey Kocaeli'ydi, çünkü Kocaeli bir doktordu ve bu yaşlı adamın planını riske atabilirdi. Aslında, tek risk Kocaeli değildi; Kırşehir de kendisi gibiydi, zekiydi ama bir o kadar da aptaldı. Adana'nın hisleri çok kuvvetliydi, İstanbul iyi bir tetikçiydi. Bütün bu riskleri göze almıştı. Ne olursa olsun, bu deneyi gerçekleştirecekti. Bu kadar uğraştıktan sonra vazgeçemezdi.

-

Kolunun üzerinde ve başında bir ağrıyla uyanan genç adam ilk beş dakika ne olduğunu kavrayamadı, etrafına bakındı, ev sanki onundu ama değildi de. Kolunda bir ağrı hissedince gözleri koluna kaydı; kolunda bir sargı olduğunu hatırlamıyordu, nereden çıkmıştı bu sargı? Merakla sargıya yöneldiği esnada kapı şiddetle çalmaya başladı, sabah sabah kim kapısını böyle çalıyor diye merak etti.

"Tuhaf,"

Tuhaftı, çünkü genç adamın amcasından başka kimse kapısını çalmazdı. Amcasının da sürekli geldiği söylenemezdi; bazen 2-3 haftada bir, bazense 1-2 ayda bir ziyarete geliyordu yeğenini.

"Lanet herif, açsana artık şu kapıyı! Kış uykusuna yatmış sanki mübarek!"

Bu adam da kimdi? Sesini ilk defa duyuyordu, sesine bakılırsa 30-35 yaşlarında bir adamdı. Genç adam kapının gürültüsüne daha fazla tahammül edemedi, hantalca yattığı temiz yataktan kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Tahminlerinde yanılmamıştı; karşısında iri yarı, uzun boylu, yapılı bir adam vardı. Kendi bedenine bakınca adamın koca bedeni yanında kendi sıska vücudu sanki adamın oğluymuş gibi gösteriyordu onu. Bu detaya çok takılmamaya çalıştı, düzgün bir yaşamı olmadığını kendisi de biliyordu.

KAYIP 81Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin