0.2

508 31 40
                                        

Koçları düdüğe iki kez üflediğinde tüm takım antrenmanı bırakıp koçun yanına gitmeye başlamıştı. Bir kez düdüğü çaldığında önemli bir duyurusu veya yeni bir hareket denemelerini ister ama iki kez çaldığında bu bir toplanma emri olur.

Hepsi kahverengi kısa saçlı -tatlı- koçlarının yanına gittiler ve sorgular gözlerle ona baktılar.

"pekala, bir süredir kendinizi geliştirdiğinizi umuyorum, değilmi?"

Tüm takım kafasını hızla aşağı yukarı sallayarak onayladı.

"yeteneklerinizi görmek için başka bir takımla maç yapmanızı istiyorum"

Dediğinde herkesten onaylarcasına sesler çıkmaya başladı. Koç bir kez elini şıklattığında tüm takım yine ona baktı.

"hadi hazırlanın gidiyoruz"

hepsi ani kararla şaşırsadda bir neşe ve korku arasında kalıp hazırlanmaya başlamışlardı. hep si birden hazırız dediklerinde koç onları bir araya topladı kendisi önde olmak şartıyla kapışacakları liseye hhızlı adımlarını attı. 

bir mesefa yürüdükten sonra koç bir okulun önünde durdu ve işaret parmağıyla okulu işaret ederek kocaman gülümsedi. Kurokoya okul ismi tanıdık gelsede pek hatırlayamamıştı açıkçası. Dalıp giitiğnde omuzlarına yüklenen baskıyla o tarafa dödnü.

ondan baya uzun kızıl-siyah renk karışımı olan oğlana baktı.

"Kagami-kun?" 

"dalıp gittin öyle, hadi bak diğerleride içeri girdi"

Kagaminin dedikleriyle kafasınıı ondan çekip okula çevirdi ve okula herzamanki bomboş bakışlarını atarak onlarda birlikte içeri girdi. 

Karşılaştıkları ilk manzara rahatsız ediciydi. İkiye ayrılmış bir saha diğer tarafta yapılan atrenman onları ne kadar hafife aldıklarını açık açık söylüyordu. Kuroko pek takmasada diğerlerinin çehresi hafifçe çatılmıştı, hüz hatları gergin bir şekilde gülen koç oynayacakları takımın koçuyla konuşuyordu.

Kuroko Kagamiden başkasının üstüne atlayıp 'Kurokocchiiii" diye bağıran kişinin kim olduğunu anlayarak tebessüm etti. 

"Kurokocchi çok büyümüşsüğün"

"daha bir sene o-"

"Kurokocchi sizinle oynamayı sabırsızlıkla bekliyorum"

Kuroko'nun yanından zıplaya zıplaya ayrıldı. Kagami Kurokonun boyuna gelecek şekilde eğildi;

"tanıdığın birimi? Yoksa mucize nesildenmi?"

Dedi, sondaki kelimenin ses tonundan ne kadar heyecanlı olduğunu anlamış oldu Kuroko. Gözleri parlayan Kagami elini herzamanki gibi Kuroko'nun omzuna attı.

Kagami sırtında hissettiği kötü bakışları hissettiğinde omzunun üstünden gòz ucuyla baktı arkaya. Kaşları çatılmış, ellerini göğüs altında birleştirmiş ve gülücükler saçan kişi şuan surat asmış, kimseyle konuşmuyordu. Kagami ilk kez görsede garipsedi ve Kurokoya geri döndü.

Maç başladığında, Kisenin girmediğini gördüklerinde hepsi dahada sinir olmuştu.

Maç başladiğında kenarda oturan Kiseye baktı göz ucuyla Kuroko. Anlamlandıramadı daha deminki durumu oysaki oda konuşmamıştı onunla, oda konuşmamıştı 3 ay boyunca. Yine umutlanmak istemiyordu ve gözlerini Kagamiye dikti.

Karşi takımın paslaştığı topu gizli bir şekilde Kagamiye attı ve Kagamide bu anı beklermiş gibi potaya hızlı bir şekile atmıştıki pota dayanamayıp kırılmıştı. İkiye ayrılan yer yine bir bütün haline geldiğinde bu seferki seyircileri fazlalaşmıştı ve oyuna Kisede alınmıştı.

Maç bir süre böyle devam etti sayılar resmen eşitti. Kise tam topa vuracağı zaman elinin biryere çarpmasıyla, eline baktı. Gördüğu kişiyle gözleri dehşetle açıldı. Düşmesin diye belinden tuttu, yavaşça birlikte yere kaydılar. Teline bile zarar gelmesini istemediği Kurokosuna vurmuştu, hemde kendi elleriyle.

Olayın şokunu atlatamadan kayıp gitmişti sevdiceği elinden. Yukarı baktığında ise kucağındaki Kurokoyla birlikte Kagamiyi görmesiyle korku ve sinir arasında gidip geliyordu. Avuçlarını tırnakladı ve Kurokonun peşinden gitti.

Sedyede yatmış Kurokoyu görmek en istemediği şey olsada yatarken ve yaralıyken bile tatlılığını koruduğunu düşünerek boş olan yere yani Kurokonun yani başına oturdu.

Karşı elini tutan Kagamiden Kurokonun elini çekti ve iki elini dudaklarına çekerek öptü.

"çok üzgünün, çok üzgünün, affedermisin beni? Canın hala acıyomu? Kurokochi iyimisin?"

Ardı ardına sorulan sorulara tebessüm etti Kuroko ve Kisenin ellerini kavradı.

"özür dilemene gerek yok, benim hatamdı zaten ve gayet iyiyim sadece başım biraz ağrıyor"

Kise al al olan yanaklarına bastirdı Kurokonun ellerini.

"öhöm, öhöööğhhö"

Sesiyle ikiside oraya döndü, Kagamı pekte mutlu olmayan bir ifadeyle onlara bakıyordu. Kisenin Kurokoya olan yakınlığından nefret ediyordu.

"müsaade ederseniz pansuman yapacağım"

Hemşirenin olmaması yüzünden deneyimli Kagamiye vermişti bu görevi Riko. Riko neden gelmedi derseniz Kagami kendisinin yapmak istediğini söyledi hatta yoğun isteklerde bulundu.

Pansumanı, rahatsız edici gözlerle ve arada ikilinin flörtleriyle bitirdi Kagami. Bitirdikten sonra elini Kurokonun yanağına koydu ve biraz orayı ovaladı, yüzlerini yaklaştırdı.

"daha iyimisin?"

"evet, teşekkürle-"

Kagaminin yüzüne oturan ve geriye ittirilen elle ikiside duraksadı.

"fazla yaklaşma"

Kagami göz devirerek ayağa kalktı ve oradan uzalaşarak ikisini yalnız bıraktı.

Hii guys... Bu bölüm ilk bolumdu ve Kikuro yazdim neden ilk kikuro diye sormayin cunku harem shiplerimin kralı olan ship kikuro ve o yüzden Kuroko Kiseyle arada bir flört ediyo- ehe ehe he- ilk bölumu biraz degistirdim ve cok istedigim sahneyi oraya ekledim umarim beğenmişsinizdir baybayyy <3

Kuroko's harem-iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin