Akashi akşam olduğunda gitmek yerine, mutfağa girmiş ve yemek hazırlıyordu. Kuroko uyurken. Gözlerini yavaş yavaş açan Kuroko yanındaki boşluğu derince hissetti ve oturur pozisyona geldi. Ovaladı bir süre açılmak istemeyen gözlerini, bulanik görüşüyle sesin geldiği tarafa baktı. Net göremesede pembe saçlı gencin kim olduğunu biliyordu.
"demek uyandın. Gel, yemek hazır."
"haa?"
Kuroko umursamyarak büfe tarzı masasına oturdu. Amerikan mutfagı olduğu için oturma odasıyla birleşikti. Akashi uykulu oğlanı aldırmayarak elindeki tabağı Kurokonun önüne diğerkini ise kendi oturacağı yerin önüne bırakmıştı.
Kuroko bir süre önündeki tabağa baktı. Yemek ve yememek arasınsayken ona seslenen sesle kafasını kaldırdı.
"yemeyecek misin?"
"bilmiyorum"
Akashi bu cevaba güldü ve yemeğinden bir kaşık aldı. Tabağa boş boş bakan arkadaşina aldığı yemeği ağzına uzattı ve yemesini bekledi.
"nasıl olmuş bir bak istersen? İlk yapışım"
"oh, benim için mi?"
"evet, sen yorgun gelirsen evimizin yemeğini birlikte yaparız"
Kuroko bir şey demedi ve tabagındaki yemeği saygısızlık olmasın diye yemeyen başladı aynı zamanda da hafif pembeleşen yanaklarını gizlemek için kafasını resmen gömdü tabağına. Akashi gördüğü pembe yanaklarla sırıtışı tüm yüzüne yayıldı.
"pekala, dışarı çıkalım mı?"
Kuroko ağzındakileri çiğnerken bir yandanda Akashiye bakarak cevap vermeye hazırlanıyordu. Ağzındakileri yuttuktan sonra;
"nereye gideceğiz?"
"istediğin her yere"
"uzun süredir gitmek istediğim bir yer var gidelim mi?"
"olur, neresi?"
"gidince görürsün"
"söylemezsen arabayı süremem"
"arabayla gitmek isteyen kim?"
Akashi ilk defa Kurokoyu böyle konuşurken gördüğü için içini bir coşku kaplamıştı. 'hırçınım benim ya'
Yemeklerink bitirip bulaşıkları topladıktan sonra Kuroko üzerini değiştirmeye gitti, Akashi ise içerideki koltuklardan birine oturdu ve telefonundaki fotoğraflara bakmaya başladı.
'çok tatlı'Ayak sesleri duyduktan hemen sonra telefonunu hızlıca kapattı ve ayağa kalktı. Elini Kurokoya uzattı;
"hazır mısınız kraliçem?"
Kuroko ise sadece gülümseyip kafasını sallamakla yetinerek uzatılan eli tuttu. Ortaoluldan beri -son 6 ay hariç- hep aynısını yapıyordu bir haliyle Kurokoda Akashinin -herkesden gizlediği- çapkın tarafına alısmıştı.
Kapıdan çıktılar, bir süre yürüdüler aynı zamanda ise konuşuyorlardı. Genelde Akashi kısa kısa sorular soruyor ve Kuroko ise cevapları veriyordu. Akashi, Kurokonun herşeyini bilmek istiyordu.
"KUROKO-CHİİİİİİ"
"sakin dur aptal, bağırma"
"keees Kurokomla karşılaşmışım şurda"
"nolmuş yani Kuroko hazretleri varsa"
Yeşil saçlı genç imalı bir biçimde konuşurken Kise dil çıkartıp Kurokonun boynuna atmıştı kendini. Kuroko boynuna atılan çocuğun saçlarına ellerini attı ve sarı ipeksi saçları karıştırdî.
Akashinin bakışlarına inat Kurokonun boynuna birkaç kez öpücük bıraktı. Kendini biraz geriye çekti ve;
"ne yapıyorsun?"
"Akashiyi bir yere götürüyordum"
"oh, nereye?"
"ona süpriz olacak o yüzden gel kulağına söyleyeceğim"
Kuroko Kise'nin kulağına fısırdamak için ellerini onun omzuna koydu, parmak uçlarına çıktı. Tabii, yetmemişti Kisede hafifçe boynunu eğerek diyeceği şeyi sabırsızlıkla bekliyordu.
Biraz konuştuktan sonra Kise heyecanla geriye çekildi ve mutlu bir ifadeyle;
"BENDE GELİCEM"
Dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/342829836-288-k273004.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroko's harem-i
FanficHepsi arkasına döndü... Hepsi arkasına göz ucuyla, sulu gözlerle baktı...