Kuroko evinin kapısının önüne geldiğinde, açtı sessiz sedasız evinin kapısını. Girdi içeri ve üstündeki yüklerden -spor çantası ve okul çantası- çıkardı çeketini, düzenli olan evinin koltuklarına attı.
Yatak odasına geldi, kendine yatağa bıraktı. Bembeyaz duvarini izledi bir süre. Bir gün içinde yeni nesilden 2 kişi görmek ayrıca bir de kendilerini affettirmeye çalışmaları düzelmeye eğilimli psikolojisini koparıp atmıştı.
Kafasının ağrısıyla elini başına koydu, gözlerini kapattı ve bir şey düşünmemeye çalıştı. Ama çalan kapısıyla bu mümkün değildi. Karşı komşusu yaşlı teyzenin bugünde yemek getirdiğini düşünerek yüzüne sahte gülüşünü yerleştirdi, kapıyı açtı. Karşısındaki kişiyle kapıyı kapatıyorduki, kapatamamıştı. Bir güç kapıyı geri ittirdi, Kurkoda teslim olurcasına bir şey yapmadı.
"ne istiyorsun... Akashi-kun?"
"her hafta yaptığım gibi, sadece seni görmek istemiştim"
"neden beni görmek istiyorsun ki 'her hafta'"
"bilmem sana karşı bir ilgim var, sanırım"
"bu ilginin yersiz olduğunu, yanlış olabileceğini düşünüyor olmalısın"
"neyin yanlış veya doğru umrumda değil, neyse içeri girmeme izin verdiğin içinde çok teşekkür ederim"
Kurokonun yanağına hafif bir öpücük kondurarak girdi içeriye, attı kendini rahat koltuklar. Kuroko da girdi içeriye, tam başka bir koltuğa oturacakken Akaashinin seslenmesiyle döndü oraya Akashi ise yanına açtığı boş yeri patpatladı;
"gel burası daha rahat olur"
"yok teşekkü-"
Akashi cevabını bildiği sorulardan zevk alıyordu, Kurokonun bileğinden tuttuğu gibi asıldı yanına ve boş yere yerleştirdi küçük bedeni. Kuroko azimle depelensede Akashi çoktan kollarını ve bacaklarını dolamıştı Kurokonun vücuduna. Pes etmekten yorulmuştu ama bu seferde pes etti, Akashiye bir kez daha teslim oldu.
Akashi Kurokoya sarildı sıkı sıkı, ne kadar süredir bu anı bekliyordu Kuroko bilse sanırım bir daha görmek istemezdi Akashiyi.
"pekala yeter bu kadar, kalkmam gerek. Yemek istediğin veya içmek istediğin birşey varsa getireyim istersen"
"sadece sen varsın"
Demekle yetindi gözlerini kapattı ve Kurokonun kokusunu derince içine çekti. Çalan ve titreyen telefonla ikisinin de dikkati dağılarak telefona baktı. Bu Kuroko'nun telefonuydu arayan kişi ise... Ogiwaraydı.
"cevap vermen gerek yok, hadi biraz daha uyuyalım"
"olmaz bakmalı-"
Kurokonun ellerine aynı zamanda belinede bagladığı kollarinı çekti oradan ve telefonu alarak attı bir köşeye, kapattı Kurokonun ağzını eliyle optü elinin üstünü.
"benim sana kendimi affettirmem için sözlere falan ihtiyacım olacağınımı sanıyorsun? Biliyorum seni ve sende beni seviyorsun... Derinlerde bir yerde. O yüzden sakince yat yanımda."
"ama Aka-"
Derin bir nefes verdi. Kimi sevip sevmediğini bilmiyordu veya kime aşık oldugunu ama böyle şeyler demesi onu sarsmıştı. Gerçekten seviyormuydu Akashiyi?
Deger veriyordu ama seviyormuydu hiç bir zaman emin olamadı ve bir sürelik rafa kaldırdı bu düşünceleri. Şuan sadece uyumak istiyordu.
Akashiye arkasıni dondü, gözlerini kapattı. Kısa bir süre birlikte uyudular.
Waooaowowoaoao yb geldi canlarim. Huhuww akakuro huhuuww neyse umarim begenmissinizdir :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroko's harem-i
FanfictionHepsi arkasına döndü... Hepsi arkasına göz ucuyla, sulu gözlerle baktı...