Bölüm 2: Ankae Eron Gray

69 15 51
                                    

Çatıdan sızan suyun zemindeki yayvan boşluğun içindeki küçük birikintiye akmasının sesini gözleri kapalı bir halde dinliyordu. Hareketli bir meydana bakan bir çıkmaz sokaktaydı, duvara yaslanmış avını bekliyordu.

Dudakları hareketli bir konuşmadaymış gibi kıpır kıpırdı, elinde kulağına doğrulttuğu telefon bunu kanıtlar nitelikteydi ama aslında yaptığı şey bir şarkı mırıldanmaktı. Telefonun karşısındaki kişi ise sessizce bekliyordu. Diğer elinde ise bir iş çantası vardı. İçi bu sefer fazla dolu değildi.

En sonunda şarkı bitti ve karşı taraftan ses geldi. "Şimdi Ankae-san!"

Ankae silahını çantasından çıkardı ve meydandaki dükkanlardan birinin tabelasına ateş etti.

Tabela büyük bir gürültüyle yere birinin üstüne düştü. Etraftaki insanlar hemen etrafa dağılmıştı korkuyla.

Ankae dikkatli adımlarla tabelanın oraya ilerledi. Telefona konuştu: "Hedef... Kaçtı."

Ezilmiş bir insan beklerken bulduğu şey bir portal olmuştu. Telefondaki ses küfretse de o bundan memnundu. "Merak etmeyin Lahza-sensei. Kaçarken arkasında büyük bir hazine bıraktı."

Ankae çantasını yere koydu ve bir elini cebine sokarken diğer elini portala uzattı. Bir el portala uzattığı eli yakalarken cebindeki elini çıkardı, elinde bir çakı vardı! Çakıyı elini tutan yetenek kullanıcısının eline sapladı. Acı bir çığlık geldiğinde artık serbest olan eliyle portalın enerjisini almaya başladı. Portal gittikçe küçülürken en sonunda portalın diğer ucundan biri çıktı. Kalabalık hemen dağılmış ve yetenek kullanıcısını ortaya çıkarmıştı: Naz Aksoy. Bileğinde hâlâ çakı vardı ve çok bitkin duruyordu.

"Bu kadar kaçmak yeter Naz Aksoy!" dedi Ankae Türkçe konuşarak. "Suçların için af dile, o zaman sana yardım edebilirim."

"Ya da senin işini bitirebilirim." dedi ve keyifle gülümsedi Naz.

"O nasıl olacak. Artık portal açacak enerjin yok." dedi Ankae ve Naz' a doğru bir adım attı. Altlarındaki beton şekil değiştirmiş ve Naz' a doğru bir kazık halini aldı.

Naz gülümsedi ve arkasındaki çantayı çıkardı. Ankae etrafını hızla kontrol etti, çantası...

Naz büyük bir kuvvetle ona doğrultulan dikenle çantayı ortadan ikiye ayırdı. İçinden bir silah, şekerlemeler ve dosyalar düşmüştü. Naz silahı aldı ve Ankae' ye ateş etti. Ankae sağa kaçarak kurşundan kurtuldu. O sırada Naz dosyaları eline almıştı.

"Onları hemen bırak." dedi Ankae sakin çıkarmaya çalıştığı sesiyle. "Yoksa-"

"Merak etme, 'gizli' şey." dedi Naz Japonca konuşmaya geri dönerek. "Dosyalar sağlam kalacak, ama patronunda."

"Ne saçmalıyorsun?" dedi Ankae öfkeyle, portaldan aldığı enerji öfkeden ellerinde birikiyordu, bunu iyi kullanmalıydı. "Patronum senin gibi biriyle iş yapar mı sanıyorsun!"

"Evet." dedi Naz gülümseyerek. "Sonuçta benim patronumla arkadaşlar."

"Bu saçmalık!" dedi öfkeyle. Ellerinde biriken enerjiyi Naz' a doğru fırlattı, yana yuvarlanarak enerji topunun kapsam alanından biraz dışarı çıkabilmişti. "Lahza-sensei öyle bir şey yapmaz! O sizin gibi insanları özel yeteneklere göre değil kendi geliştirdikleri zekalarına, çabalarına ve gücüne göre yargılar! O adaletlidir!"

"Ve siyasetçilerden nefret eder, çünkü sen ve senin gibiler çıkarlara göre yargılar." dedi Naz ve dosyayı Ankae' ye fırlattı. "Gizli bir siyasi kimliğin vardı demek. Bu nasıl özel yerlere kolayca eriştiğini ve paranı açıklar."

Ankae dosyalara baktı ve sonra çakmakla onları yaktı. Naz şaşkınlık içinde gözlerini büyüttü. "Her zaman kopyalarını saklarım küçük kız." dedi. "Ayrıca bundan önce patronum benimle konuştu ve kim olduğumu ona açıkladım, o da partimizi destekleyeceğini söyledi! Yani oyuna geldi.

Naz korkuyla ayağa kalkmaya çalıştığında Ankae belindeki ikinci bir silahla onu bacağından vurdu. "Bakalım siz ne kadar da birbirine bağlı bir aileymişsiniz."

-

Bölüm Sonu

Lanet olsun... Bunlar neden bu kadar kısa oluyor!?

Neyse, bugün ikinci bir bölüm daha gelebilir, onu da şimdi yazmaya başlayacağım.

BSD Ama Watty Yazarlarıyla! -Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin