Küçük kız annesinin kendisine diktiği yakaları beyaz uzun kırmızı elbise ile zar zor koşmaya çalışıyor diğer yandan da elinde tuttuğu üç misketi ile abilerine yetişmeye çabalıyordu.
Küçük adımlarına rağmen hızlı ile onlara yetişeceğini biliyordu sadece birazcık daha gayret etmesi gerekiyordu.
Ağrıyan bacaklarına inat onları kaybetme düşüncesi ile korkusu baş göstermişti."Ih...ıhh Allah'ım beni ona yetiştiy.Yusupa hemencecik gideyim amin."
Eteğini yukarı doğru tuttuğu elini iki saniye için yukarıya kaldırıp Allah'a dua etmiş ardından elini yüzüne sürüp tekrar sağ eli ile etiğini tutarak yokuş aşağı koşmaya başlamış ama hızını ayarlayamadığı için yokuşun sonuna doğru tökezlemiş iki kere kafasının üzerinde yerde yuvarlamıştı.Elindeki misketler ise avucundan etrafa dağılmış bu durum onun daha çok üzülmesine neden olmuştu.
Düşerken attığı çığlık ile kendilerinden biraz uzakta olan abisi ve arkadaşları onun sesini duymuş geldikleri yolu hızla geri giderken yerde kafasını tutarak oturan Ezo'yu görmeleri ile küçük kız burnunu çeker ağlamaya başlamıştı.Arslan hemen Ezo'nun yanına gelerek onun iyi olup olmadığını anlamak için üstüne başına dikkatlice bakıp görünürde bir yarası olmaması ile derin bir nefes almıştı.
Arslan'ın hemen yanında en az Arslan kadar korkmuş olan Yusuf ise küçük kızın ağlayan gözlerini ellerini elleri ile silip;
"Ağlama Ezo yakma canımı" sozleri ile Ezo'nun birden daha çok ağlaması ile Yusuf Ezo'yu kendisine çekerek sıkıca sarılmıştı.
Arslan ise kardeşinin iyi olduğunu bildiği için içindeki öfkesini birazcık kardeşine göstererek konuştu."Ne diye geliyorsun kızım peşimizden.Kim izin verdi senin dışarıya çıkmana ki?"
Ezo Yusuf'un kollarından çıkıp başını öne eğerek abisinden çekincesini belli ederek hem konuşup hem ağlıyordu.
"Ihıh abiii...dizim acıyor.Abiiiii an-annem dedi abi.
Uzunca çektiği burnu yüzünden karşısındaki çocukların yüzleri buruşmuş herbirinin başı başka yöne dönmüştü bile birtek Yusuf Ezo'nun yüzüne dikkatle bakıyor ara ara gözleri acıyor dediği dizlerine kayıyordu."Bende misker oynayacağım abi.Nolur oynim benimde misker im var ki ....ama düştü yok şimdi ıh-hı..."
"Olmaz Ezo sen daha küçüksün hem de dizlerin acıyor eve git sen hadi abim."
Ezo abisinin söyledikleri ile durdurduğu göz yaşlarını tekrar bıraktığında Yusuf Ezo'nun bu haline dayanamayarak konuştu.
"Bırak gelsin bizimle Arslan,ben ona misketlerimden de veririm hem."
"Olmaz ..hem nasıl gidecek ki oyun yerine kadar eve gitsin."
"Yok gitmesin eve giderse çok ağlar,ben taşırım onu sırtımda.Gelsin tamam mı üzülmesin Ezo."
Arslan arkadaşının sözleri ile birazcık düşündü ardından çömeldiği yerden kalkarak konuştu.
"İyi gel ama orada dizim acıyor diye ağlarsan seni eve yollarım tamam mı?"
Ezo sevinç ile başını sallayıp ardından eli ile yüzündeki yaşları silerek Yusuf'a doğru kocaman gülümsemişti.Gülerken önde olmayan iki dişi yüzünden birazcık komik duruduğu için diğerleri bu halini gülmüş Yusuf ise hayran hayran ona bakmaya devam ediyordu.
Arslan'ın Ezo'nun önüne gelerek arkasını dönmesi ile Yusuf Arslan'ı kolunu tutarak durdurdu."Ben istedim gelmesini o yüzden ben taşıyacağım."
Arslan bir Yusuf'a birde arkasındaki Ezo'ya bakıp konuştu.
"Eğer yolda yorulursun ben alacağım sırtıma tamam mı."
Yusuf başı ile onaylayıp az önce Arslan'ın durduğu gibi sırtını Ezo'ya dönerek yere çömeldiğinde Ezo kollarını Yusuf'un boynuna sararak ona sarılması ile Yusuf'un ayağa kalkıp yola koyulması bir olmuştu.
Ezo ise içinden geçenleri sadece Yusuf'un duyacağı şekilde çocuk aklı ile hemen dile getirmişti."Ayy Yusup ya şen ne kadar da güçlüsün, büyüyünce evlencem ben seninlen."
Yusuf ise sadece kendi içinden 'inşallah' demekle yetişmişti.
En kısa zamanda gelicem canlarım 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzgelin🍂 (Sezon Finali)
ChickLit-Yazık ettiler Güzide'ye ! -Niye öyle dedin kız abla. Yanından geçen iki kadının konuşması içini sızlattı genç adamın. -Niye olacak kız koskoca Arslan Yavuzer durur iken sakat kardeşine gelin ettiler güzeller güzeli Güzide'yi.