on yedi

778 101 24
                                    


Bir süredir sorunsuz ilerleyen ilişkileri Seungmin'i rahatlatıyordu. Ruh eşin ile ayrıldıktan sonra başka biriyle asla mutlu olamayacağını ve bir aile kuramayacağını kabullenmiş sayılırdı. Chan'a geri dönme ihtimalini çoğu zaman seçenek olarak bile değerlendirmemiş olsada eski sağlıklı ilişkilerine dönmüşlerdi.

Chan'ın önerisindeki gibi her hafta başında birbirlerine programlarını atıyor ve boş zamanlarını beraber geçiriyorlardı. Seungmin dışarıda pek rahat hissetmediği için çoğu zaman evde buluşuyorlardı. Haftanın yorgunluğunu beraber atarken film izliyor, beraber uyuyorlardı. İkiside şimdiden beraber uyumaya alışmıştı.

Fakat geçtikleri haftada Chan'ın işleri yeni albüm telaşıyla yoğunlaştığında ve Seungmin'in setlerdeki işleri uzadığında birbirlerini görmeleri için pek zaman kalmamıştı. Telefonda bile az konuşur hale gelmiş olsalarda ikiside birbirlerini ruh eşi bağıyla bağlı oldukları için hissettikleri özlemin farkındaydılar.

O akşam Chan'ın özlem dışında diğer fark ettiği şey ise göğsünde hissettiği huzursuzluk duygusuydu. Oldukça geç bir saatti ve şarkı sözleriyle uğraşıyordu. İlk başta sadece küçük bir hisken git gide rahatsız edici hal alan huzursuzluk hissinin ona ait olmadığından emindi. Omeganın bir durumdan rahatsızlık duyduğunu fark etti. His artık görmezden gelemeyeceği kadar büyüdüğünde Seungmin'in inatçılığından dolayı onu aramayacağını bilerek alfa omegayı aradı.

Seungmin ise alfanın aramasını aldığı sırada birkaç saattir uyumaya uğraşarak uzandığı yatağındaydı. Hislerinin Chan'ı rahatsız edecek kadar ağır bastığının farkında olmadığı için ilk başta aldığı aramaya şaşırdı. Fakat alfanın telefonu açmazsa endişeleneceğini bildiği için çok vakit kaybetmeden aramayı yanıtladı.

"Channie?"

"Güzelim? İyi misin?" Seungmin sesinin boğuk çıkmaması için yattığı yerde oturur pozisyona gelirken iyi olduğunu belli etmek için mırıldandı. "O zaman niye bu saate ayaktasın bakalım?" yalanına inanmayan alfa onu sorgulamaya başlarken Seungmin dudaklarını büzdü. Chan'ın ondan doğruları öğrenmeden bu konuşmanın bitmeyeceğini biliyordu, bu yüzden iyiyim yalanını bir kenara bıraktı.

"Aklıma takılan bir şey var" Seungmin cümlesinden sonra bir saniye duraksadığında Chan "Neymiş aklına takılan?" diye sormuştu. Seungmin onu uyutmayan düşüncelerin git gide onu rahatsız etmesinden dolayı baskı altında hissederken "Telefondan söyleyemem. Yüz yüze buluşamaz mıyız?" diye sordu. "Olur, yarın şirkette işlerim var ama yanıma gelirsen biraz ara verebilirim"

Seungmin daveti kabul ederken hala biraz sessizdi. "Başka bir sorun yok değil mi? İyisin?" alfa tekrar emin olmak istercesine konuştu. Omeganın hasta olduğunu ya da yaralandığı ihtimalini göz önünde bulundurdu. "Hayır, iyiyim. Sen iyi misin? Bana diyorsun ama hala ayaktasın? Benim yüzümden mi?" Seungmin endişeyle sordu. Chan'ı ruh eşi bağlarıyla uyandırabilir miydi emin değildi ama bu konuda endişelendi.

"Hayır güzelim, albüm için çalışıyordum o yüzden uyanığım. Sorun yok" omega anladığını belirterek mırıldandı. "Şimdi uyumaya dönebilirsin" alfa ağır huzursuzluğun tamamen kaybolmasada hafiflediğini biliyorken konuştu. "Evet dönebilirim. İyi geceler Channie. Kendini çok yorma"

"Seungmin" Chan omega aramayı sonlandırmadan onu durdurdu. Seungmin hala dinlediğini belirten bir mırıltıyla cevap verdi. "Aklına takılan şey ne bilmiyorum ama eminim uykundan olmana değecek kadar önemli değildir. Yarın konuşup çözeriz bu yüzden rahatça uyu" sona kalan huzursuzluk kırıntılarını yok etmek amacıyla söyledi. Omegayı uykusundan edecek kadar ciddi konuyu merak etsede sorun olmayacağına emindi.

I Hate To Admit [Chanmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin