freak for yourself - 2min

fahişe

minho - seungmin

seungmin
*fotoğraf*

minho
sikeyim
dersteyim
ve senin yüzünden erekte oldum

seungmin
biliyorum

minho
neden bunu yapıyorsun ki?
bu acımasızlık
benimle sevişmeyeceğini biliyorum
ama buna rağmen bana güzel bedeninin fotoğraflarını atıp beni tahrik ediyorsun

seungmin
o kadar acımasız değilim

minho
biliyorum
ama sana yaptığım şeylerden sonra benimle sevişmeyeceğini de biliyorum

seungmin
iyi biliyorsun
hyunjinle arandaki meseleyi halledip benden adam akıllı özür dileyene kadar yapmıcam bunu

minho
tek sorun bu mu?
yani aramızda hiçbir şey olmasaydı
yani normal konuşsaydım
benimle sevişir miydin?

seungmin
yani
bana kendini açmış - yanlışlıkla da olsa-
oldukça yakışıklı ve teknik detayları saymazsak iyi birisin

minho
özür dilerim
tuvalete gitmem gerekiyor
(görüldü)

İlahi bakış

Minho tuvalete geldiğinde kapıları konrtol edip en temiz kabine girmişti. Yapacağı şeyden utanıyordu, ve bu ikinci kez yapmasıydı. Hayır sorunu mastürbasyon yapması ya da bunu okulda yapması değil, Seungmin'i düşünerek yapmasıydı. Çocuk onu deli ediyordu, haftalardır onu düşünüyordu. Ve ona tutkuyla bağlıydı. Böylesine derin ve güzel duygular hissettiği birine kendi sikini indirmek gibi aşağılık bir görev atamak Minho'yu vicdan olarak rahatsız ediyordu.

Psikolojide buna Madonna - fahişe sendromu derler. Kişi aşık olduğu insanı seks yapmak gibi bir eyleme yakıştıramaz. Çünkü seks toplumda utanılınası ve aşağılık bir durum olarak gösterildi, ve bilinç altınıza işledi. Oysaki canlıların en önemli iç güdülerinden biri olan üreme, insan için seks yapmayı gerekir. Ve bu doğal eylemi modern toplum gereği, yuva kuracağımız insanlarla yapılması uygun görülür, tevşik edilir.

Minho haftalardır doğal iç güdüleri ile kalbi arasında tercih yapmaya zorluyordu kendini, Madonna mı fahişe mi?

İkisi aynı kişi olamaz mıydı?

Pantolunun düğmelerini bir vicdan azabı ile açarken kapı sesi duydu.

"Minho?"

Bu kişi, rüyalarını süsleyen Seungmin'di. Tanrım, onun onu sevmesi için nelerini vermezdi! Ama itiraf ettiği şeyler yüzünden Seungmin'in onu sevmek gibi bir düşünceyi aklından sildiğine yemin edebilirdi.

Ki haklıydı da, Seungmin'in gözünden kendisi bir fahişeydi. Sadece seks için kullanılacak bir oyuncak olduğunu düşünüyordu. Bunun sebebi hem Minho'nun ona ettiği hakaretler, hem de sonrasında kendisine itiraf edilen gerçeklerdi.

Lakin, Minho penisinin beynine gönderdiği sinyalleri açıklayabilirdi fakat kalbinin beynine gönderdiği sinyalleri açıklayamazdı.

Seungmin ona fotoğraflar göndererek Minho'nun kendisine duygusal bağ oluşturmasını sağlıyordu. Aksi takdirde kendisinin gözünde olduğu gibi Minho'nun gözünde de fahişe olmaktan korkuyordu. Ama yine de buraya kendini sürüklemişti, ne yapacağı konusunda en ufak fikri dahi yoktu. Kabinin arkasında onun yüzünden tahrik olmuş biri vardı. Ona eziyet ediyormuş gibi görünmek istemiyordu.

"Seungmin, çık istersen."

"Minho, bilmiyorum."

Bu çok saçmaydı! Neyi bilmiyordu ki?

"Kabini açar mısın?"

İstemeyerek kilidi açtı Minho. Sevdiği insanın karşısında şişmiş bir penisle durmak istemiyordu. Fakat açmazsa ileride daha berbat durumlar olacağını bildiği için mecbur kabul etmişti.

Kapıyı açar açmaz hafifçe utandı Minho, bu kortuğu andı.

"Seungmin, ben..."

Dudaklarının üstüne konulan parmakla sustu.

"Açıklama yapma, seni bu hale getiren benim."

"Geçen seferki gibi yapsak?"

Sorunun cevabını alamadan karşısındaki genç dizlerinin üstüne çöktü.

"Seungmin, napıyorsun- Ah Seungmin!"

Bu bağırış ile Seungmin ağzını penisten çekmişti. Biraz da kızmıştı.

"Bağırmasana! Sessiz ol yoksa ikimizi de belli edeceksin!"

Minho Seungmin'in dominant tavırları karşısında sadece başını onaylabilmişti. Ses çıkarmadan sadece zevk almaya odaklanacaktı.

Seungmin gelen onaylama ile sakince eline penisi alıp ağzına sokmaya başladı. Sıcak ağızı hisseden Minho kasılıp duruyor ve geriliyordu.

Seungmin biraz daha alışınca ileri geri ağzını hareket ettirmeye dili ile penisi yalamaya başlamıştı. Bu arada Minho titremeye ve zevk almaya başlamıştı.

Bahsi geçen bir süre sonra sıcak ağıza gelmişti Minho. Biraz utanma, biraz tatmin olma duygusu ile karmakarışık bir ruh halindeydi.

"Teşekkür ederim Seungmin."

"Rica ederim, ama bir gün bunu. karşılığını alırım"