Bölüm 2

242 36 24
                                    

Arkadaşlar hikayem yeni olduğu için benim için oylarınız ve eleştirileriniz çok önmeli. Eleştirilerinizi dikkate alarak yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz. :)))

Telefonun alarımının çalmasıyla uyandım. Şu yataktan çıkıp dershaneye gitmek ölüm gibiydi üstelik gece 3te yatmıştım, gitmesem ne olurdu ki? Tabiikide hemen ailemi ararlardı ve babam kızardı.
Dershaneden nefret ediyorum diye diye banyoya yol aldım. Sabah sabah ılık duş almak en sevdiğim şeydi ve kendime gelmemin en kısa yolu. Dershaneye daha 2 saat vardı ama benim hazırlanmam için 2 saat bile az geliyordu artık. Önceden 1 saat bile yetiyordu şimdi daha mı uyuşuk oldum yoksa daha çok mu zaman harcıyorum makyaj yapmaya, kıyafet seçmeye. Bunların cevabını ben bile bilmiyordum.
Ya da duşta çok vakit geçiriyordum. Bu olabilirdi çünkü duştayken çok düşünüyordum şuan ki gibi. Seneye gireceğim ygs sınavını, gideceğim üniversiteyi, istediğim bölümü kazanabilir miyim? Başka şehire gidersem ailemi özler miyim? Ya sınavda barajı geçemezsem? Hayatım ygs sınavına bağlıymış gibi yaşıyordum artık, gün geçtikçe daha çok heyecanlanıyor daha çok telaş yapmaya başlıyordum artık.
Kapının çalmasıyla kafamda dönen soruları kenara bırakıp bana seslenen anneme cevap verdim.
"Efendim anne?"
"Hadi geç kallıcaksın."
"Daha 2 saatim var."
"1 saattir banyodasın Ezgi."
"O kadar oldu mu ya?"
"Oldu tabii hadi."
Artık kararım da kesindim ben duşta çok vakit geçirmeye başlamıştım. Başımdan aşağı akan su gibi akıyordu zaman.
Banyodan çıkmak için havlumu aldım saçımı havluya doladım, barnozumu giyerek banyodan çıktım ve odama geçtim.
Her zaman yaptığım gibi dolabımın önüne geçip ne giyeceğim diye düşünmeye başladım. Tabii yarım saatimi de ne giysem diye düşünürken harcadım geriye kaldı yarım saat. O telaşla elime geçenleri giydim. Siyah kot pantolon üstüme siyah sade bir tişört ve hava eserse diye üstüme aldığım kot bir gömlek. Sıra saçımı yapmaya geldi. Saçımın düz olmasını hep sevmişimdir bana fazla zaman harcattırmıyor. Saçlarımı 10 dakika boyunca kuruttuktan sonra açık bıraktım ve çantamı alır almaz kapıya yürümeye başladım. Her zaman ki gibi annem gene söyleniyordu tabii. Ama vaktim olmadığı için cevap vermeden ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım. Asansör korkum olduğu için 2 kat boyunca aşağı inecektim tam bir işkence. Ne zaman asansöre binsem kalıyorum. En son kaldığımda 15 dakika kadar kalmıştım ve kapalı alanda kalma korkum olduğu için nefes almaya zorlanmaya başlamıştım ki yardıma komşular koşup beni çıkarmışlardı ve o günden sonra asansöre binmekten vazgeçmiştim. 10 kat merdiven mi çıkarsın, asansöre mi binersin diye sorsalar 10 kat merdiven çıkmak derim.
En sonunda merdivenleri inmiştim apartman kapısından çıkacakken kapıcının kızı İrem'i gördüm o da dershaneye gidiyordu ve her cumartesi karşılaşıyorduk. Birbirimize gülerek selam verirdik o dolmuşa biner giderdi ben ise yürümeyi seçerdim ev ile dershane arası 10 dakikayı bulmazdı. Çok geç kalırsam koşardım ama bu sefer tam zamanında evden çıkmıştım geç kalmıcaktım.
Dışarısı sıcaktı bende üstüme aldığım gömleği belime bağlamıştım ve kulaklığımı takıp en sevdiğim şarkı listemi oynattım.
Telefonuma bakınca Utku'nun mesaj attığını farkettim ve mesajı açtım "Günaydın" demiş 06:36'da bu çocuk bu saatte niye uyanır ki? Belki sabahlamıştır ve yatarken mesaj atmıştır. Bende "Günaydın" yazdım ve mesajı gönderdim telefonu cebime koydum hızlı yürümeye başladım.
2 dakika sonra telefonum titreşti kesin Utku mesaj atmıştır diye telefonu cebimden çıkardım ve baktım. Mesaj Utku'dandı. "Naber pıtırcık?" demiş. Utku bana hep pıtırcık derdi niye öyle diyorsun diye sorduğumda ise çünkü öyle demek istiyorum derdi bende üstelemezdim. Utku'yu bekletmeden "Dershane olmasa daha iyi olabilirdim" yazdım ve gönderdim.
Nerdeyse dershaneye gelmiştim hızlı yürümenin faydaları diye geçirdim içimden. Tekrar telefonun titremesiyle mesaja bakmak için elime aldım. Utku "Ama o olmasa sınava hazırlanamazsın" yazmıştı. Neden beni içime düşürüyor ki bu çocuk? Hayır bende biliyorum öyle olduğunu isyan etmek de suç. Utku her zaman mantıklı konuşmuştu benim için hem mantıklı düşünürdü. Arada onun bu huyunu kıskanırdım çünkü bende mantık sıfır. "Beni içime düşürmesen olmuyor mu" yazdım ve gönderdim.
Artık dershanenin önüne gelmiştim kapıdan girmeyi hiç istemiyordum ama ayaklarım götürüyordu beni işte.
Kapıdan içeriye girdim 1 kat merdiven çıktım ve sınıfa girmek için yürümeye devam ettim.

Bir Sanal HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin