Bulunduğum bu dipsiz çukur beni daha da içine çekerken ruhumun sıkıştığını hissedebiliyordum. Karanlıklar içine gizlenmiş korku saçan iki göz... Olduğum yerde bana bakmayı sürdürürken bile kendimi titrememek için zor tutuyordum resmen.
"Geleceğini biliyordum."
Cevap veremedim. Versem de ne diyebilirdim ki? Kalp atışlarım yüzünden göğsüm sıkışıyordu. Ellerimi yumruk yapıp sıktım çenem kasılırken. Korkuyordum ama sinirliydim de. O yüzden maskemin arkasına gizlemeye çalıştım korkumu. Beni parmağıyla oynatmasını sessizce izleyemezdim.
"Yeonjun nerede?" dedim tok çıkan sesimle. Alaycı bir şekilde güldü gözleri hala üzerimdeyken. Nefesimi burnumdan üfleyerek sinirli olduğumu göstermeye çalışıyordum. Başını yana doğru eğdi. Gözündeki yoğun öfkeye karşın hâlâ bu kadar sakin davranması daha fazla geriyordu beni. "Neden hala Yeonjun'u önemsiyormuş gibi davranıyorsun ki?" derken yaklaşmaya devam etmeye başladı.
"Rol yapmayı kes, Yongbok."
Gözlerim gözlerindeydi. Yüzünü şimdi daha da net görebiliyordum. Tekrar ortama sessizlik hakim olduğunda yüzüne yerleştirdiği o küçümser suratı inceledim. Aynılardı. Hareketleri, bakışları, bana olan tavırları... Adeta ikiz gibilerdi. Sinirlerim geçen her bir saniyede daha da gerilirken, sıktığım yumruklarımı gelecek herhangi bir atağa karşı hazırlıklı tutmaya çalışıyordum. Yeonjun'da olduğu gibi, onun da karşısında temkinli davranmak zorundaydım.
Öfkeli şekilde derin bir iç çekerken bu sefer ben bir adım yaklaştım. "Buraya seninle değil, Yeonjun ile konuşmaya geldim." başımı yukarı, Hyunjin'e doğru kaldırmıştım. "O yüzden uzatma ve bana nerede olduğunu söyle." dediğime karşılık kısa bir kahkaha attı başı yana yatarken. Ciddiye almıyordu beni, tıpkı Yeonjun gibiydi. Bu daha da öfkelendirmesine sebep olmuştu beni. Daha fazla onun oyunlarına alet olmayacaktım. Ne diye ona bu soruyu sormuştum onu bile bilmiyordum. Bana Yeonjun'un yerini zaten söylemezdi.
Bakışlarımı gülmekten kısılan gözlerinden ve alaycı suratından çekip kapıya yönelttim. Bana söylemeyecekse ben bulurdum. Kapıya doğru yönelip adım atacaktım ki beni yarıda kesen Hyunjin'in kolumu tutan sert eli oldu. Öyle sıkı tutuyordu ki ağzımdan küfür çıkmasın diye zor tuttum kendimi. Her ne kadar kolumu ondan kurtarıp çekiştirmeye çalışsam da nafileydi. Gittikçe daha da acıttığı kolumu göğüsümle birleştirip beni hızlı bir şekilde duvara yasladı ve üzerime doğru geldi. Olayın şokuyla gözlerim irice açılmış, karşımda bana öfke ile bakan herifi izliyordum. Evet, kaçık herifin tekiydi.
Çatılan kaşlarım nefret dolu yüzünde bir süre gezindikten sonra bana uyguladığı baskıyı kesmeye çalışıyordum. Fakat çok güçlüydü, Yeonjun'dan bile güçlüydü. Onu fazla hafife aldığımı o an fark etmiştim. Aldığım fevri kararlar yüzünden kendimi yerin en dibine gittikçe daha da çok sokuyordum. Şaşkın bakışlarımı kısa süreli tutup tekrar ciddi bir tavır almam lazımdı. Yine de Hwang Hyunjin karşımdayken bu çok zordu. "Bırak beni yoksa -" buruşmuş yüzümle daha sözümü bitirmeden kendisi başladı konuşmaya.
"Neden, Felix? Neden böyle davranıyorsun?"
Sessizdi fakat katıydı sesi. Hiçbir duygu barındırmaksızın kelimeleri yüzüme üflüyordu. Anlam veremedim dediklerine. Şaşkın bakışlarım korku saçan gözlerinde gezindiğinde bir cevap bekliyormuşçasına bana bakıyordu. "Arkadaşıma yaşattığın onca acıdan sonra neden hala peşindesin onun?"
Cevap vermedim, veremedim. Çünkü cevabını duymak istediği soruları ben bile cevapsız bırakmıştım. Bir nedeni yoktu buraya gelişimin. Ani bir karar ile evden kendimi atmış, hastane yolunu tutmuştum. Neden Yeonjun'u görmeye geldiğime dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Bunun verdiği utançla gözlerimi yere doğru çevirdim. Bir yüzsüzdüm onun gözünde. Utanmaz bir pislik. Suçlu bendim ve bedelini de ödemeliydim, Hyunjin'e göre. "Bana bak, Felix. Gözlerimin içine bak." tok sesi kulaklarıma doluşunca yutkundum. Sırtımdan aktığını hissettiğim soğuk terler bedenimin titremesine sebep oluyordu. Kendimi tutmalıydım. Onun gözünde tekrar aciz biri gibi gözükemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
enemy's friend | hyunlix
FanficVe ben, Hwang Hyunjin'in elleri arasında ilk defa o gün öldüm. Lakin biliyordum ki; bu son seferim olmayacaktı. hwang hyunjin × lee felix