Yazar notu: cringe!!!!!
~Jun~
Kore'ye yeni taşınmıştım ve ne yapacağımdan en ufak bir fikrim yoktu. Bir eve çıkmıştım fakat kira sorunları vardı. Bunun için bir işe girmem gerekiyordu. Bende iş ilanlarına bakmak üzere Kore sokaklarında geziyordum.Bıkkınlıkla iç çektim. Güneşin altında iş aramak resmen bir eziyetti. Bir restoranın önünde duraksadım. Burası gölgelikti o yüzden durmuştum. Bu sırada içeriye bir göz attım eğer güzel bir yerse bir şeyler içmek için uğrayabilirdim. Cama döndüm ve oraya asılmış iş ilanıyla karşılaşmam bir oldu. Heyecanlanmaya başladım. Onca yer gezmiştim ve anca dinlenmek için durduğum yerde bulmuştum, işi! Tabii beni kabul ederlerse.
İçeriye hızla daldım. İçerisi dışarıya göre serindi. Soğuk hava yüzüme çarpınca kendime geldim. İçeriye girdiğimi gören kısa boylu birisi şaşkın gözlerle bana baktıktan sonra yüzüne bir gülümseme kondurup,
— Merhaba, hoşgeldiniz!
Dedi. Bende aynı şekilde gülümsedim ve ona arkamda kalan kağıdı işaret ederek,
— İş ilanı gördüm ve benimde bir işe ihtiyacım var.
Dedim. Adam gülümsemeye devam ederek,
— Tamam, o zaman beni takip et.
Dedi. Onun peşinden gittim.Beni bir koridora götürdü. Oradaki son odaya girdik. Başka birisi bir koltukta oturmuş öylece etrafını izliyordu. İçeriye girdiğimi fark edince dikildi. İlk tanıştığım adam,
— Scoups, bu eee...
Dedi. Ona adımı söylememiştim. Hemen onu tamamladım,
— Wen Junhui.
Dedim. Adam gülerek,
— Junhui işi almak istiyor.
Dedi. Adamın böyle demesiyle Scoups'un gözleri ışıldadı. Hemen konuşmaya başladı,
— Pekala, şuraya gel Junhui. Seninle biraz konuşmalıyız.
Dedi. Bende tamam anlamında kafamı salladım ve Scoups'un işaret ettiği yere oturdum. Scoups adama dönerek,
— Sen gidebilirsin Woozi. Diğerlerine söyle herkes iş başına geçsin.
Dedi. Woozi tamam anlamında kafasını salladı ve kapıyı çarparak gitti. Scoups bana döndü,
— Pekala, çocuk. Öncelikle yemek yapmayı biliyorsundur herhalde? Bilmesende sorun değil garson olabilirsin.
Dedi. Hemencecik senli benli konuşmaya başlamıştık. Onu cevapladım,
— Biliyorum.
Dedim. Scoups gülümsedi,
— Tamam o zaman alındın!
Dedi. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bu kadar kısa mı sürmüştü? Şaşırdığımı fark eden Scoups gülerek,
— Korkma, sadece adam akıllı çalışanlara ihtiyacım var.
Dedi. Neden böyle demişti? Hem işe yaramayan çalışanları neden atmıyordu ki? Bu düşüncelerle otururken dışarıdan bir kaç ses yükseldi. Scoups kalktı bende merakımdan onu takip ettim.Restoranın önüne gelince 11 kişinin restoranı doldurduğunu gördüm. Bir kavga vardı sanki. Scoups bağırarak,
— Ne oluyor? Kesin şu sesi!
Dedi. Herkes pür dikkat Scoups'a döndü. Herkesi tek tek inceledim fakat dikkatimi en çok çeken siyah saçlı, çekik gözlü o çocuktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLAROİD LOVE | Junhao
RomanceJeong: Çok yakışıyorsunuz!! Hao: Ne? Saçmalama! Biz arkadaşız. Jun: Evet, biz arkadaşız... (Angst) #Junhao