Akşama doğru bir kaç kişi gelmişti ve bende bir şeyler yapmıştım. Bunun verdiği mutlulukla içerde oturmuş camdan dışarıyı izliyordum. Karşımdaki sandalyenin çekilmesiyle gözlerimi oraya çevirdim.
Karşıma Minghao geçti. Hiç duraksamadan konuşmaya başladı,
— Junhui, bu akşam bara gideceğiz. Sende gelsene. Hem seni daha iyi tanırız.
Dedi. Gülümsedim ve,
— Olur, nereye gideceğiz?
Diye sordum. Minghao da gülümseyip,
— Seni ararım.
Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım ve Minghao kalkıp gitti. Herkesin toparlandığını fark ettim. Galiba restoran kapanıyordu. Bu yüzden bende ayağa kalktım ve çıkmak için hazırlandım.
Eve varınca hemen üstümü değiştirdim. Ve Minghao'dan gelecek olan aramayı beklemeye koyuldum. Bir kaç dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Hemen açtım,
— Hey, Junhui. Sen nerede yaşıyordun ya?
Diye sordu. Ona nerede, hangi apartmanda yaşadığımı tarif ettim. Minghao'dan ses gelmiyordu bende,
— Hey, orada mısın?
Diye sordum. Minghao bir öksürük sesi çıkarıp,
— Evet, evet. Aynı apartmanda yaşıyormuşuz. Onun şokuyla sessizleştim.
Dedi. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Aynı apartman mı? Hemen,
— Oda numaran kaç?
Diye sordum. Minghao beni cevapladı,
— 12.
Dedi. Şokun üstüne şok ilk kez geçiriyordum.
— Ciddi misin? Benimki 11.
Dedim. Resmen arkadaşımla aynı apartmanda yan yana oturuyorduk. Gülümsedim, bu beni mutlu etmişti.
— Pekala, ben çıkıyorum.
Dedim. Minghao tamam dedi ve telefonu kapattım. Ceketimi aldım, ayakkabılarımı giydim ve dışarıya çıktım. Kapıyı kitlerken Minghao da çıkmıştı. Beni görünce gülümsedi. Onu bekledim ve birlikte yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLAROİD LOVE | Junhao
RomanceJeong: Çok yakışıyorsunuz!! Hao: Ne? Saçmalama! Biz arkadaşız. Jun: Evet, biz arkadaşız... (Angst) #Junhao
