Jeongin'in arabasında Hyunjin en önde, Doha ve Felix ise arkaya oturmuşlardı. Felix ve Doha arkada birilerini çekiştirirken Jeongin ve Hyunjin sessizdiler. Hyunjin onun iş adamları hakkında endişelendiğini görebiliyordu ve ona eve gitmeden duyduğu her şeyi anlatmalıydı. Tek endişelendiği nokta ona çok kızıp onunla bir daha konuşmayacak olmasıydı. Sonunda gidecekleri yerlere ulaştıklarında bir masa kaptılar. Restoranın lüksünden jeongin'in favori mekanı olduğu anlaşılıyordu. Doha ve Felix sanki ilk defa bir restoran görüyorlarmış gibi parmaklarını göstererek şaşkın şaşkın restorana bakıyorlardı.
F:"Doha şu balıklara baksana!"
D:"Oha, köpek balığı mı o?"
Jeongin halinden memnundu. Arabadaki stresli ifadesinden eser kalmamıştı. Hyunjin manzaranın en güzel olduğu yere oturmuştu.
H:"Ne kadar hoş bir yer Jeon.. buraya çok sık gelir misin?"
Je:"Hayır.. açıkçası evden pek dışarı çıkmazdım. Seninle tanışana kadar ev kuşuydum denebilir..."
H:"Gerçekten mi? Ama burası biraz pahalı görünüyor. Ödeyebilecek mis-"
Je:"Hyun..."
Jeongin Hyunjin'in ellerini tuttu. Hyunjin anlık bir şoka girdi ve kızardı. Jeongin onunla gözleri birleştiği zaman sözüne kaldığı yerden devam etti.
Je:"Para benim için önemli değil. Ben sadece seninle olmak istiyorum. Seninle mutluyum, seninle gülüyorum... Uğrunda harcadığım hiçbir paraya dönüp bakmam."
H:"Jeon.. çocuklar görecek."
Je:"Saklamak istemiyorum Hyunjin.. seni seviyorum. Siyahlarımı beyaza çeviriyorsun.."
'Siyahlarımı beyaza çeviriyorsun.' dedi jeongin. Hyunjin gözlerini ona kilitlemiş gerçeklik algısını kaybetmişti. Kimsenin ne düşündüğü hiç umrunda değildi. Sadece onunla sonsuza kadar bakışmak istiyordu.
F:"Ahaha Hyunnie ne oldu inanamazsın!"
Hyunjin Felix'in sesini duyduğunda heyecanlı bir şekilde ellerini geri çekti. Jeongin onun daha hazır olmadığını biliyordu, kızmadı. O da eski haline geri döndü.
H:"Neredesiniz siz? Açlıktan öldüm burada."
F:"Doha merak edip restoranı gezmeye başladı. 'girmeyin' yazan bir yere girelim dedi bende saçmalama dedim. Beni dinlemedi ve girdi.. tahmin edin orada ne varmış!"
H:"Olamaz... Ne varmış?"
Derken Doha çıkışa doğru çığlıklarla koşarken gördüler.
D:"Aaaaa! Yengeçler beni ısırıyor yardım edin! Ah! İmdaat!"
Felix'i gülme krizi tuttu. Dayanamayıp kalan üçüde gülmeye başladı. Doha nın arkasından koşan görevliler dursa ona yardım edecekti ama onlarda onun arkasından koşuyorlardı ve bu durumu daha da komik hale getiriyordu. Jeongin Hyunjin'in gülüşünü görünce kendini daha iyi hissetmişti. Nasılsa, Doha bir şekilde gelmiş ve yemek masasına oturmuştu. Yemekler gelmiş ve yenmişti. Güzel muhabbetler, gülüşmeler ve havanın güzelliği ortamı çok iyi tutmuştu. En son ayrılırken jeongin felix'i ve Doha'yı evine bıraktıktan sonra sıra hyunjin'e gelmişti.
Je:"İstersen bu günde otelde kalabilirsin?"
H:"Ah, yok ben evime geçeyim artık. Temizlenmesi gereken çok yer var.."
Je:"Anladım.. çok yorma kendini. Okul çıkışları görüşürüz istersen."
H:"Müsait olduğun her an görüşelim... Bu arada, gitmeden önce bir gelsen benimle?"
Je:"Tabiki."
Jeongin arabasını park ettikten sonra centilmenlik yapıp Hyunjin'in kapısını açtı. İkiside evine doğru yürürken hyunjin hala çok endişeliydi. Nereden başlayacak, nasıl anlatacak bilmiyordu ama anlatmazsa hayatını tehlikeye sokacaktı. Yeni yapılan kapının anahtarı söylendiği gibi paspasın altındaydı. Kapıyı açıp içeri girdiklerinde ilk önce evi havalandırdı Hyunjin.
H:"Sen otur ben bir kahve yapayım.."
Je:"Gerek yok Hyun, birazdan gideceğim zaten."
H:"Tamam.. bak aslında.. seninle birşey komuşmam gerek."
Hyunjin Jeongin'in karşısındaki koltuğa oturdu ve söyleyeceklerine devam etti.
H:"Biz otelde kalırken, sen yemek almak için inmiştin hatırlıyor musun?"
Je:"Evet.. yemeğin pişmesi için yarım saat beklemiştim.."
H:"Senin telefonun çaldı ve ben..."
Je:"Açtın mı?"
H:"Açtım... Numarası görünmüyordu. Açtığımda hiç konuşmadım yemin ederim sadece ne diyeceğini dinleyip sana söyleyecektim.."
Je:"Devam et."
Derin nefes alıp devam etti Hyunjin.
H:"Telefondaki kişi seni tanıyormuş, sevdiğin herkesi yok edeceğini söyledi ve.."
Je:"Ve ne?"
H:"Sana ın diye sesleniyordu."
Hyunjin sonunda utancından kafasını kaldırdığında ilk defa jeongin'i bu kadar kızgın görmüştü.
H:"Bak benim gerçekten kötü bir amacım-"
Je:"Bana bunu neden daha önce söylemedin."
H:"Evini esir almıştı ve seninde yaralanmanı-"
Jeongin aniden ayağa kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı.
H:"Jeon bekle! Bende geleyim seninle!"
Hyunjin jeongin'in kolundan tuttu ama onun gözleri eskisi gibi değildi. Sanki başka bir Jeongindi.
Je:"Bırak kolumu hyunjin. Adamlarım ölecek."
H:"Hayır, sana tuzak kurduklarına eminim!"
Je:"Nasıl emin olabiliyorsun? Ne biliyorsun ki bu meslek hakkında? Adamlarım orada ölürken ben burada kahkaha atıyorum! Buna sadece korkaklık denir."
Jeongin cümlesini bitirdikten sonra kolunu hızlıca çekip uzaklaştı.
H:"Bir şey yapmam lazım.. napacağım.. bekle, buldum!"
Hyunjin de arkasından koşarak gitti ve aşağıya indi. Jeongin arabasını çıkarmış hızlıca sürmeye başladı ve o sırada hyunjin de bir taksi çevirdi.
H:"öndeki siyah Mercedes'i takip et!"
-----------------------------------------------------------
Han:"O burada."
??:"Tam zamanında. Yemeği soğuyacak birazdan."
Dedi ve gülümsedi. Jeongin kapıyı kırar gibi açıp içeri girdi. Hyunjinin ise oraya varması daha 4 dakika alacaktı. Jeongin masada oturan kişiyi ismini sormasına gerek kalmadan tanımış ve beti benzi atmıştı.
Je:"Sen... Geri dönmüşsün."
??:"Gözlerim seni aradı durdu In... Kaç gündür burada oturdum seni bekliyorum."
Min:"Otursana, yemeğin soğuyacak."
-----------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
come inside / hyunin ✓ /
RomanceMafya olan jeongin bir gün çalınan anlaşmasını bulmak için üniversiteli kılığına girer. Bu yolculukta gerçek aşkıyla karşılaşacağını bilmeyen jeongin ve hyunjin kendilerini aşkın kollarına bıraktıklarında artık herşey için çok geçtir