H:"Oda baya bir büyük duruyor. Daha küçüğü yok muydu?"
Jeongin'in hyunjin'in kapısını kırmasının ardından gelen otelde kalma isteğini kabul eden Hyunjin, Jeongin'in ayırt ettirdiği bu lüks suitin büyüklüğüne inanamamıştı. Evinden büyük olan suit hem ihtişamlı hemde rahat duruyordu.
Je:"Küçüğü mü? Hiç lüks suitte kalmadın mı?"
H:"Evimden başka bir yere daha önce gitmedim bile."
Je:"Oh, pekâlâ..."
H:"yataklar nerede? Çok pis uykum var..."
Je:"Doğru. Hemen şurada olması lazım."
H:"Ne? Yataklar birleşik mi?! Jeongin?"
Je:"Aah! Onlara ayrı olsun demiştim.. demek ki unutmuşlar.."
Hyunjin yüzüne sahte bir gülümseme takıp jeongin ile dalga geçti. Jeongin onun bu komik suratına dayanamayıp Küçük tatlı bir kahkaha attı.
Je:"Ne olacak ki birlikte yatsak Hyun? Her gece yalnız uyumaktan bıkmadın mı?"
H:"Daha önce kimse ile uyumamıştım jeongin. Ama hasta olduğum günde benimle uyumuştun değil mi..."
Jeongin o zamanları hatırlamaya çalışan hyunjine karşı telaşlı telaşlı konu değiştirmeye çalıştı.
Je:"Aaa, ama geldi geçti artık bak hem bir dakika ya ben ustaları aramayı unuttum sanırım?"
Hyunjin elini cebine panik halinde atıp telefonunu arıyormuş gibi yapmaya başladı. İki kolunu koltuk altında birleştiren hyunjin onun bu tatlı haline çok gülüyor ve çok hoşuna gidiyordu. Dayanamayıp gülmemek elde değildi.
Je:"Hah buldum. Şimdi izninle bir konuşiyim adamlarla. Sen rahatına bak."
Jeongin otel odasında dışarı çıkıp konuşmayı tercih etti. Hem hyunjin'i rahatsız etmek istemiyordu hemde utanmıştı. Onunla uyuma düşüncesi onu çileden çıkartıyordu. Hyunjin kendini bu manzaralı suitin yatağına fırlattı ve derin bir nefes verdi. Kendi yatağından bin kat daha rahat olması onu şaşırttı. Gözlerini kapatıp yaşadıklarını düşündü. Jeongin muhteşem bir adamdı... Hayallerinin başladığı yer onun yanıydı. Kendini bu düşüncelerle oyalarken jeongin'in iş telefonuna gelen bir arama onun dikkatini dağıttı. Kafasını aşağı doğru eğip sesin jeongin'in paltosundan geldiğini duydu ve oraya doğru geldi.
Paltosundan bir o kadar zengin ve lüks telefonu çıkardığında arayan kişinin numarası gözükmüyordu. Hyunjin insanların eşyalarına asla dokunmazdı. Jeongin'in gelmesini beklemeye karar verdi derken, telefonun hiç durmayan 12. Çalışıydı. Jeongin aşağıda bir yerlerde otel hizmeti kullanıyor olmalı ya da yüzmeye dalmış olmalıydı.
H:"Açıp hiçbir şey demesem, sonra da neler olduğunu jeongin'e anlatsam daha iyi olur. Böylece birdaha aramak zorunda kalmaz."
Dedi içinden ve telefonu açıp kulağına götürdü. Dediği gibi hiç ses çıkarmıyor, karşısındaki bilinmeyen kişinin konuşmasını bekliyordu.
??:"Telefonu açmayacak kadar sağır mı oldun yoksa.."
Hyunjin karşıdakinin bir erkek olduğunu anladı. Sinirlenmeye hakkı var ne de olsa 12 kez aradı açmadım diye düşündü.
??:"Neden konuşmuyorsun I.n? Beni ne çabuk unuttun?"
Hyunjin*mind*:"I.n de kim? Jeongin den mi bahsediyor acaba?"
??:"Sanırım şoka uğradın..babanı öldürdüğüm için bana hala çok kızgın olmalısın..."
Aman tanrım bu adam ne diyordu böyle? Jeongin'in babasını mı öldürmüş?! Hyunjin'in ağzı açık kalmıştı. Nasıl olurda böyle rahat konuşabilirdi? Mafyalık sahası onun sandığından daha acımasız ve daha günahkâr bir yerdi oysa...
??:"Her neyse I.n sanırım benimle konuşmayacaksın. Zaten yakında yüz yüze görüşeceğiz.. evine geldim ama yoktun. Korumalarını çok iyi seçmişsin kimse bana yerini söylemiyor..."
Telefondaki yabancının sesi birden kızgınlaşmaya başladı.
??:"Ama benden kaçamazsın. Sevdiğin ve önem verdiğin herkesi yok edeceğim I.n, göreceksin."
Adam telefonu birden kapattı ve hyunjin telefonu hala kulağında tutuyordu. Duydukları karşısında şoka uğramıştı ve daha kötüsü bunu nasıl jeongin'e anlatacak onu bile bilmiyordu. Odaya doğru gelen adım seslerini duyunca telaşlı bir şekilde telefonu geri yerine koydu ve yatağa oturmasıyla kapının açılması bir oldu.
Je:"Yarım saat yemeğin pişmesini bekler mi bir insan be!"
H:"n-ne yemeği?"
Jeongin endişelendi ve acele bir şekilde yatağa geldi.
Je:"Hey Hyun sen iyi misin? Betin benzin atmış ölüye dönmüşsün! Hasta mısın yoksa? Evimde bir kaç ilaç vard-"
H:"Hayır! Yani demek istediğim ben iyiyim. Sadece yaptığın sürpriz beni şaşırttı.."
Deyip gülümsemeye çalıştı. Ama jeongin bir şey olduğunu biliyordu.
Je:"Pekâlâ.. sana yemek getirdim. Gel masayı kurup yiyelim sonra da yatar veya film izleriz."
H:"Tabiki! Bırak ben yerleştireyim tabakları..."
------------------------ aynı anda dışarıda bilinmeyen bir yerde --------------------------
??:"Hedefe kilitlendim efendim."
??:"işaretimi bekle, tam on ikiden bir atış olmalı."
??:"Efendim, burada iki kişi var."
??:"Dikkatli bak, bütün korumları elimizde. Ben asla hesaplamada yanılmam."
??:"Bir oğlan çocuğu daha var efendim, yemek yiyorlar. Onu da vurmamı ister misiniz?"
??:"Ver şu dürbünü bana!"
??? Dürbünü nişancısının elinden alıp dediği yere baktı. Gerçekten de birisi daha vardı ve bu hesaplamaya dahil değildi.
??:"Demek ı.n yeni bir arkadaş edinmiş..."
??:"İkisini de vurabilirim efendim, görüş alanımdalar."
??:"Hayır. Bu çok basit bir ölüm... Ona daha acısını yaşatmak istiyorum. Babası ona çok hafif geldi ama bu çocuk ile yakın gibi görünüyor. Onları gizlice takip et, ilişkilerini öğren ve bana rapor ver. Yakalanırsan hem benim hemde senin işin biter. Anladın mı han?"
Han:"Anladım efendim. Onları gizlice takip edeceğim, merak etmeyin."
-------------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
come inside / hyunin ✓ /
RomansaMafya olan jeongin bir gün çalınan anlaşmasını bulmak için üniversiteli kılığına girer. Bu yolculukta gerçek aşkıyla karşılaşacağını bilmeyen jeongin ve hyunjin kendilerini aşkın kollarına bıraktıklarında artık herşey için çok geçtir