Hinata'nın uçağı az önce Tokyo'ya inmişti. Bir buçuk yıldır Brezilya'daydı ve sonunda ailesini ziyaret etmek için Japonya'ya dönüyordu. Herkesi göreceği için heyecanlıydı. Elbette ailesiyle görüntülü görüşmeler yoluyla iletişimini sürdürmüştü, ancak bu, orada şahsen bulunmakla aynı şey değildi. Okuldaki arkadaşlarıyla da yarı düzenli olarak iletişim halindeydi. Şey, Kageyama hariç. Onlar düzenli olarak mesajlaştılar.
Her ne kadar iletişim kurmuş olsalar da, o mezuniyet gecesinden veya bunun ne anlama geldiğinden hiç bahsetmemişlerdi. Belki de onca zaman onların gerçek duygularını tartışmadan gitmek aptalcaydı. Ya da belki de sadece kendini korumaktı. Kelimenin tam anlamıyla birbirlerinden dünyanın diğer ucundaydılar. Fiziksel olarak daha uzakta olamazlardı. Bu yüzden on sekiz ay boyunca odada yaptıklarını çok iyi görmezden geldiler.
Ama şimdi Hinata Japonya'ya, özellikle de Kageyama'nın yaşadığı Tokyo'ya dönmüştü. Hinata bir gece Tokyo'da kalacak ve yarın Miyagi'ye seyahat edecekti. Kageyama'ya ziyaretinden bahsetmiş ve bir otel odası kiralaması gerekip gerekmediğini sormuştu ama Kageyama onun evinde kalmasına izin vermeyi teklif etmişti. Hinata'yı masraftan kurtarmak için demişti. Kageyama, Hinata'nın uzun yolculuktan yorulacağını düşündüğü için akşam yemeği hazırlamayı bile teklif etti.
Araba Kageyama'nın evinin önünde durduğunda, Hinata aniden gerginleşti. On sekiz ay önce aralarında yaşananlar göz önüne alındığında, belki de aralarındaki şeylerin tuhaf olacağından endişeleniyordu. Kageyama karşılaşmadan pişman olur mu? Aralarında tuhaf bir durum olur mu?
Ya da belki daha da korkutucusu, Kageyama bunu tekrar yapmak ister miydi? Bu düşünce Hinata'nın sinirden ve heyecandan titremesine neden oldu. Brezilya'dayken Kageyama'yı çok özlemişti. Ama Kageyama'ya hiçbir şey söylememişti. Bunu yapmak için hiçbir zaman iyi bir yol ya da iyi zaman yokmuş gibi görünüyordu. Ve Kageyama'nın kendini mecbur hissetmesini, onu dünyanın öbür ucuna gitmek için terk eden birine bağlı olması gerektiğini hissetmesini istemiyordu.
Ama yine de özlem, başlangıçta olduğu kadar şimdi de sürekli ve şiddetliydi. Zamanın tüm yaraları iyileştirdiğini söylerler ama bu yara bir buçuk yıl boyunca kızgın ve ağzı açık kalmış, asla iyileşmemiş, asla kabuk bağlamamıştı. Hayır, bu Hinata'nın kalbinde kısmen bile olsa hiç dolmamış bir boşluktu. Ortağı/arkadaşı/eski sevgilisi Kageyama'dan uzakta geçirdiği zaman dayanılmazdı.
Hinata hala on sekiz ay önceki kadar aşıktı ama itiraf etmeye yakın değildi. Kageyama'nın da aynı şeyi hissedip hissetmediği hakkında hiçbir fikri yoktu çünkü bunun hakkında hiç konuşmamışlardı. Aptalca mı? Evet. Garip mi? Kesinlikle. Acı verici mi? Emin olun öyle.
Kageyama'ya nasıl hissettiğini söyleyerek tüm bunları düzeltmeye hazır mıydı? Kesinlikle hayır.
Hinata, Kayeyama'nın evine geldi ve kapıyı çalmadan önce derin, temiz bir nefes aldı. Kalbinin göğsünde çılgınca güm güm attığını biraz şaşkınlıkla fark etti. Birbirlerini nasıl selamlayacakları hakkında hiçbir fikri yoktu ama o muhteşem mavi gözlere yeniden bakmak için can atıyordu. O zaman gerçekten evindeymiş gibi hissedecekti.
Günah kadar yakışıklı görünen Kageyama kapıyı açtı ve Hinata engel olamadı. Çantasını düşürdü ve Kageyama'nın içine sokuldu. Birkaç uzun dakika bu şekilde kaldılar, yeniden birbirlerinin kollarında olma hissinin tadını çıkardılar. İkisi de uzun süre konuşmadı ama sanki henüz bırakmak istemiyormuş gibi birbirlerine sımsıkı sarıldılar. Bunca zamandan sonra kolay değildi bırakmak.
Sonunda Hinata, Kageyama'nın gömleğine "Tobio, seni.. çok özledim." diye mırıldandı. Kageyama çenesini Hinata'nın kabarık turuncu saçlarının arasına aldı ve hafifçe gülümsedi ve "Ben de seni özledim Sho" dedi. Sonunda Hinata hafifçe uzaklaştı ve çok özlediği o mavi küreleri aramak için başını kaldırdı. Kageyama eğilip Hinata'nın dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurmadan önce bir an için birbirlerinin gözlerinin içine baktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalmam İçin Bir Sebep Ver [Give Me A Reason To Stay | Kagehina Tr] ✓
Ficção Adolescente[Çeviri] Liseden sonra Hinata ve Kageyama birbirlerinin hayatlarına girer çıkar, asla birbirlerine aşklarını itiraf etmez ve asla aynı yerde çok uzun süre kalmayı başaramaz. Ama dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar aşkları asla azalmaz. Bu hikaye...