hocam deme lazım olur

13.

Zilin çalmasıyla Minho zorla da olsa yatağından çıktı ve kapıyı açtı. Karşısında gördüğü gençler onu şaşırtmıştı.

"Okula sizi gördüğüm yetmiyormuş gibi bir de evime mi geldiniz?"

"Aşk olsun dayı ya."

"Neyse girin içeriye, hosgeldiniz."

"Hosbulduk hocam."

Seungmin ve Felix salona geçtikten sonra içeriye en son Jisung girdi.

"Hosgeldin Jisung."

"Hosbuldum."

"Bugün ki yanlış anlama için kusura bakma."

"Yok ya sorun değil, olur öyle şeyler."

"Anlayışın için sag ol, hadi geç salona."

Herkes salonda toplanmış, Minho'ya bakıyordu.

"Hadi Felix'i anladım da sizin ne işiniz var burada?"

"Hocam istemiyorsanız gidelim ya."

Seungmin'in ani çıkışıyla Minho gülmüştü.

"Niye istemeyeyim? Şaşırdım sadece."

"Geçmiş olsun hocam."

"Sağ ol Jisung."

"Bende diyeyim bari, gecmisler olsun hocacıcığım."

"Allah razı olsun Seungmincigim."

"Bak dayı sana bir sürü yiyecek getirdik, annem hepsini senin için yaptı."

"Canım ablam ya, çok seviyorum ben bu kadını. Keşke enistemle evlenmeseymis de hep benimle kalsaymis güzel ablam."

"Babamla evlenmeseydi ben nasil olacaktım?"

"Seni isteyen kim bücür? Anca ayağımıza dolaşıyon, zarardan başka bir şey değilsin."

"O kadar sey getirdim sana, bu mu karşılığı."

"Zırlama."

Seungmin, Jisung'un kulağına eğilip birseyler fısıldıyordu.

"Çok gıcık bir adam, niyeyse bir türlü ısınamadım."

Jisung ise öksürerek arkadaşını susturmaya çalışıyordu.

"Su getireyim mi Jisung?"

"Yok hocam sağ olun."

Zilin tekrar çalmasıyla, Minho kalkmıştı.

"Hayırdır dayı, misafirin mi var?"

"Arkadaslardir, geçmiş olsuna geleceklerdi."

Kapıyı açtığında bağıran arkadaşlarına kaş göz hareketleri yapıyordu Minho ama arkadaşları hiçbir şey anlamıyordu.

"Lan öyle güzel bir gündü ki, bir gülüşü var ömre bedel ya."

"Ya sus aq, benim ki seninkinden daha güzel."

"Hepiniz kapayın çenenizi, en guzel benim ki."

"Hosgeldiniz!"

Minho'nun bir anda bagirmasiyla korkan üçlü şaşkınlıkla ona bakıyordu.

"Ne bağırıyorsun aq, sağır değiliz."

"Başka misafirlerim de var, sessiz olsanıza biraz."

"Kim lan?"

"Felix, Jisung ve Seungmin."

Hepsi ağzı açık bir şekilde Minho'ya bakıyordu.

"Ne? Niye söylemedin gerizekali?"

Changbin fısıldayarak konusurken, Minho onun kafasına vurdu.