Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın. Bölüm ile ilgili yorumlarınızı belirtin ona göre devam edeceğim. Yoksa tek bölümlük kalsın böyle. 🤭
"Necla halıları süpür kız. " bir mahalleyi inleten bağırmayı duyunca istemsiz kıkırdadım. Bu arada bakışlarım eski binanın ikinci katını buldu.
"Mahmut, koş yakala şunu. " gelen başka sesle gülümsememi silmeden kafamı çevirip bakkaldan çaldığı cipsle kaçan çocuğu yakalamak için millete bağıran Ömer abiyi gördüm.
"Bakma bana mal mal git yakala şunu. " çırağına tokadı patlatıp bakkaldan dışarıya attı. Ara sokakta küçük bir koşuşturmaca başlarken gözlerim az ilerideki kadınlara kaydı. Kapılarının önüne çıkmış hem örgü örüyor hem de muhabbet ediyorlardı."Allah'ım al canımı kurtulayım. " bu defa başka bir binanın açık kapısından sesler duyuldu. Gülüşüm yavaş yavaş silinirken sonunda kendi evimle karşı karşıya geldim. Beş yılın sadece ilk iki yılı bu mahalleye gelmiştim. Sonra ki üç yıl ise staj derdi derken hiç gelip evimde kalıp annemi göremedim. Sadece abimler arada beni görmeye harçlık bırakmaya geliyordu.
Üç yıl sonra annemi göreceğim düşüncesi ile duygulandım ve çenem titremeye başladı. Bir iki defa arkadaşımın telefonu ile konuşma fırsatım oldu. Ancak o konuşmalar bana ne yetsin ki.
Elimi kaldırıp yumruk yaptım ve eski kapıya iki defa vurdum. Beş yıl önce okumak için çıktığım eve yeniden geliyorum.
Saniyeler içinde beyaz boyası dökülmüş olan kapı gıcırtıyla açıldı ve annemin yüzü ortaya çıktı. İlk başta boş bakan gözleri kim olduğumu anlayınca dolmuş ve büzüşmüş elini dudaklarının üstüne örtmüştü.
"Zeyno'm. " emin olmak için tekrarlamıştı. Dolan gözümden yaş yanağım boyunca süzüldü ve çenemde asılı kaldı. Tek yapabildiğim başımı olumlu anlamda sallamak oldu. "Yavrum. " annemin sesini eminim mahalledeki birçok kişi duydu. Kimseyi umursamadan açtığı kollarının arasına attım kendimi. Titreyen bedenine zıt olarak sıkıca sardı.
"Ben geldim anne. " inanamıyormuş gibi her geçen saniye daha çok sardı.
"Oyyy benim yavrum gelmiş. " titreyen sesinden onunda ağlamaya başladığını anladım. "İçeri geçek hele. " beni bırakıp titreyen eliyle bavulumu almaya çalıştı. Ancak ağır gelmiş olmalı ki geri salıp bana döndü. Kamburu çıkmış anneme tebessüm edip bavulumu elime aldım.
"Kapıyı ben çekerim. " beni arkasında bırakıp heyecanlı adımlarıyla içeri geçti. Gözlerim yıllardır değişmeyen evde dolandı. Boyanmamış duvarları dökülmüş ve eski olduğunu uzaktan bile belli eder hale gelmişti. Abilerim fabrikada aldıkları parayla ancak kendi evlerini geçindiriyor. İki tane abim bekar onlarda eve yiyecek alıp bana para yolluyordu. Zaten iki kuruş paraya çalışıyorlar.
"Gel hayde. " annemin sesini duyunca yanağımdaki yaşları silip ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim. Annem divanda oturmuş yanını pat patlıyordu. Elimdeki bavulu duvar dibine bırakıp yanına koşturdum. Uzun saçlarımı avucuna alıp burnuna götürdü. "Temelli gelmişsen. " gitmemden korkar gibi baktı gözlerime. O kadar evlâdı arasında en kıymetlisi bendim. Okul uğruna bırakıp gittim.
"Temelli geldim. Hep dizinin dibindeyim. " dediğim şey hoşuna gitmiş olmalı ki güldü. Titreyen parmaklarını kaldırıp yüzümü okşadı.
"Yavrum, nasıl büyümüş, hele hele. 'Düşen yaşımı parmağıyla sildi. 'Abilerin çoh sevineceh. " annem iki yanağımdan kavrayıp beni öpücüklere boğdu. Beş yılda neler yaptığımı kısaca anlattım. Bu arada minderini alıp, mutfağa gelip yerde oturdu. Bende abilerime yemek hazırlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrika Bacası (Ara Verildi)
General FictionFakir ve on çocuklu ailenin tek kızı olan Zeyno'nun mahalleye geri dönüş hikayesi. Fakirlikten erkekli kızlı okutulmayan bir mahalle ve tek okuyan kız evine döndü. Eski defterler mi açılacak yoksa yeni sayfalar mı eklenecek?