~14~ Senin bir öpücüğün kadar büyülenmedim...

500 32 0
                                    

Medya : Batu'nun bahsettiği Elisa'nın fotoğrafı
Batu'nun gözünden...

Bana ilk telefonumu vermediğinde onun yerine kendi telefonunu verdiğinde naptığını anlamaya çalıştım. Sonra kafama dank etti. Tabi ya kızlarla konuşmamam için yaptı. Neyse bahaneyle bende rehberindeki erkekleri silip fotoğraflarına bakarım deyip işe koyuldum.

Rehbere girmeye çalıştığımda şifre olduğunu görunce biraz duraksadım ama aklıma gelen ilk şeyi yazınca şifre açılmıştı zaten. Aklıma ilk gelen ne biliyor musunuz? Tabiki de koca ayı.

İlk önce rehberindeki bütün erkekleri (Sedat amca dahil)sildim. (Hey Sedat amcayı yanlışlıkla sildim bana öyle bakmayın) Sonrada hem Elisa'yla konuşup hemde fotoğraflarına bakmaya başladım. Elisa'ya rehberindeki erkekleri sildiğimi söylediğimde 2-3 dakka jetonunun düşmesini bekledim. Tabi bu sıradaki bütün fotoğraflarını hemen yanımda olan laptopuma aktardım. Bir fotoğrafında balığa benzeyen bir yüz ifadesi yapmıştı ve dudakları o kadar çekici gözüküyordu ki. Biraz dalga geçmekten zarar gelmez diye düşündüm.

Gönderilen : Çekiçi Bir Başbelası

"Bence benim yanımda da şu balığa benzeyen surat ifadesini yapabilirsin gerçekte de görmek isterim ;)" diye mesaj attım. Hayır o beni böyle kaydetmemiş 'Koca Ayı' diye kaydetmiştide ben değiştirdim.

Çok az bir zaman sonrada zaten odaya girip telefonunu elimden almaya çalışmıştı tabi üstüme çıkarak.

"Tamam sakin ol cadıı. Vereceğim telefonunu ama ilk önce bir üstümden kalk."dedim. O üstümden kalktıktan sonra bende yatakta oturur pozisyona geldim.

Hemen telefondan kamerayı açıp telefonu dik ve öne doğru tuttum. Elisa benim ne yaptığımı anlamaya çalışırken kamera tuşuna bastım. Telefondan gelen çıkırt sesiyle naptığımı anladı.

"Ya Batuu ver şu telefonuu."deyip tekrar telefonu elimden almaya çalıştı. Onu birden kucağıma çekince ilk bir şaşırsada sonra birşey demedi. Telefonu yatağın diğer ucuna atıp onu biraz daha kendime yaklaştırdım. O fotoğrafta gördüğüm gibi yani balık suratını elimle yüzüne yapmaya çalıştım. Fotoğraftakinden daha komik olunca kendimi tutamayıp güldüm. Sonra dikkatimi dudakları çekti. Böyle yapınca dudakları o kadar dolgun ve çekici gözüküyordu ki.

Gözlerim hala dudaklarındayken yavaşça yaklaşmaya başladım. Ben yaklaştıkça kalp atışları giderek yükseliyordu. Bende kalp krizi filan geçirir diye düşünüp hemen hızlıca dudaklarına yapıştım.

İlk başta yavaş ve sakin öpüşmeye devam ederken dişini dudağımda hissetmemle ağzıma bir demir tadı geldi. Beni sertçe öpmeye başlayınca bende daha sert öpmeye başladım. Biraz sonra nefes almak için benden ayrılınca bende kafamı boynuna gömdüm.

Onun kokusunu içime çekince eriyecekmiş gibi oluyordum ama artık bu hisside sevmeye başlamıştım. O hızlı nefes alıp verirken bende dudaklarımı köprücük kemiğinin üstünde gezdiriyordum. Sonunda bir yerde durup ilk önce birkaç öpücük bıraktım. Daha rahat olmak için Elisa'yı kucağıma alıp yatağa yatırdım. Hemen ardından üstüne çıkıp daha demin öptüğüm yere yöneldim. Biraz emip sonrada beklenmedik bir anda orayı ısırdım. Isırdığım anda ağzından kaçırdığın bir 'ahh'la gülüp geri çekildim. Hadi ama bunda bile ahhlıyorsan olmaz kii.

Boynuna baktığımda daha demin ısırdığım yerin biraz morardığını gördüm. Gülümseyerek üstünden kalktım ve aşağı indim. Bizimkiler hala buradaydı. 2'li koltuğa oturup ne konuştuklarını anlamaya çalıştım. Biraz sonra da yüzü kıpkırmızı olmuş bir Elisa gelmişti zaten.

¤¤¤¤

"Acıyor mu ?"ne acıması be sadece bacağım kopmuş gibi hissediyorum o kadar.

"Hayır"

"Emin misin çünkü dikişin açıldı yani bence acıması gerek."hadi canım atıyorsuuun.

"Sadece sızlıyor birşey yok."

Mutfağa giderken dikişli bacağımı masaya vurdurduğumdan beri aynı şeyleri söyleyip duruyor. Nerede kaldın be Murat amcaa. Acele olmayan şeylerde dakkada burada olursun acele olanlarda 1 saatte zaten. Kapı çalınca derin bir nefes aldım. Elisa hemen odadan çıkıp kapıya bakmaya gitti. Biraz sonra önde Murat amca olmak üzere içeri girdiklerinde Murat amca hemen koşarak yanıma geldi.

"Noldu buna ?"

"Masaya çarptırdım sanırım dikişi açıldı."

"Tamam kızım bana temiz bir bez ve sıcak su getirir misin ?"tövbe onlar doğumda istenmiyor muydu lan ?

"Tamam hemen getiriyorum."deyip gitti. Murat amcada üstündeki hırkasını çıkarıp çantasının fermuarını açtı. Gerekli olan şeyleri yani iğne, ip, değişik bir makas gibi şeyleri çıkarıp eldivenlerini giydi. O sırada odaya elinde bez ve su olan Elisa girdi.

"Batu pantolonunu çıkarır mısın ? "kafamı sallayıp bacağımı hareket ettirmemeye çalışarak pantolonumu çıkarmaya çalıştım. Biraz zor olsa da sonunda Elisa'nın yardımıyla çıkarabilmiştik. Murat amca eline uyuşturmak için bir iğne alınca Elisa hemen konuştu.

"Ben dışarı çıkabilir miyim böyle şeyleri sevmemde."dedi. Murat amca onu onayladıktan sonrada dışarı çıktı. Murat amcada zaten elinde olan iğnenin ucundaki plastiği çıkarıp bacağıma yavaşça soktu.

Elisa'nın gözünden...

Bacağını masaya vurduktan sonra zorda olsa odasına çıkartabilmiştim. Hemen şu Batu'nun tanıdığı doktoru arayıp buraya gelmesini söyledim. Doktor geldikten sonra istediği şeyleri bir koşu gidip getirdim. Batu'nun pantolonunu çıkarmasını ne kadar utansam da yarım ettim. Doktor eline iğneyi alınca hemen konuştum.

"Ben çıkabilir miyim böyle şeyleri sevmem."deyip doktorun onaylamasını bekledim. Eğer yardım et filan derse büyük ihtimal dayanamazdım. Doktor onayladıktan sonra hemen odadan çıkıp aşağı indim.

Yarım saat sonra doktor aşağı indiğinde bende hemen ayağa kalktım.

"Tekrar dikiş attım ama bu dikişi çok iyi kollaması lazım 1 gün filan ayağa kalkmasa iyi olur. Bir de her gün yatmadan önce pansuman yapman lazım kızım. Normalde ben gelirdim ama bu aralar işlerim baya yoğun olduğu için gelemeyebilirim."haydaa ben pansuman yapamam ki.

"Ama ben pansuman yapamam ki."

"Yaparsın yaparsın yoğun olmasam ben gelirdim ama yapacak birşey yok iyi günler geçmiş olsun kızım."

"Teşekkürler."deyip kapıya kadar geçirdim. Doktor gittikten sonra yukarı çıkıp Batu'nun odasının kapısını tıklatıp kafamı içeri uzattım.

"Gelebilir miyim ?"

"Tabi gel."deyince odaya girip kapıyı kapattım.

"Çok acıyor mu ?"

"Hala uyuşuk olduğu için hissetmiyorum."iyi -,- Odadaki koltuğa oturdum ve halıyı incelemeye başladım. 10 dakka kadar sonra sonunda konuştu.

"Buraya gelsene."nereye ?"Yani yanıma yatağa."tövbee

"Olmaz."yani bir de sonuçta bacağına yeni dikiş atıldı.

"Hadi birşey olmaz."

"Hayır Batu olmaz."hayatta gitmem yanına yani şuanlık.

"Elisa gel şuraya!"peki. Yanına yaklaştığımda yatağının örtüsünü açıp yan tarafa gel anlamında iki kere vurdu. Hayır anlamında kafamı salladığımda daha ne olduğunu anlamamışken kendimi onun yanında buldum. Bir kolunu ensemden geçirip diğer kolunu da karnımın üstüne attı. Beni iyice kendisine çektikten kulağıma fısıldamaya başladı.

"Elisa 5 yaşında İzmir'den taşındığımızdan beri hep seni aradım. Hep yanımda sana benzeyen senin gibi olan insanlar istedim. Senin için İzmir'e gidip her yeri aradım ama seni bulamadım. Sana karşı ne hissediyorum bilmiyorum ama sen yanımda olunca nedensizce seviniyorum. Şuana kadar bir çok kızla öpüştüm hatta daha ileriye gittim ama onların hiç birinde senin bir öpücüğün kadar etkilenmedim. Senin bir öpücüğün kadar büyülenmedim...Elisa seni seviyorum. Benimle çıkar mısın ???"

Bölüm sonuu diğer bölümde görüşmek üzere...

Özel Taşkurt Koleji'nin Koca Ayı'sıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin