1' Hırs, Arzu ve Biraz Kızıl.

654 30 158
                                    

Herkese merhaba, yeni bir şeylerle geldim bu sefer. Ne kadar beğenirsiniz bilemem ama hikayeyi fazla uzatmayı düşünmüyorum ki küçük yaştaki okuyucular için kesinlikle uygun değil. Lütfen bunu dikkate alarak okuyun. Yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz.

-Rey

"Gel buraya." Sert ve tok sesi beni harekete geçirirken önüne doğru yavaş ama emin adımlarla ilerledim ve karşısında dikeldim. "Bu kadar asi olmanı neye borçluyuz?" Arkasına dönmeden konuşması bile insanı geriyordu. Bunu nasıl yapıyor pek bilmiyordum. Ona cevap vermezken dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

"İstemediğim şeyler yapıyorum çünkü." Sert bir şekilde konuşurken kelimelerimi ona karşı bu şekilde kullanmak zordu. Arkasını yavaşça dönerken bakışlarımız daha ilk saniyede buluşmuş ve kafasını hafifçe sağa yatırmıştı.

"Demek istemediğin şeyler yapıyorsun, mesela?" Hafifçe sırıtarak sorduğu soruya karşılık olarak sadece ona doğru ilerlemiştim.

"Oynama benimle Chanyeol." Kaşlarımı çatarak söylerken elime aldığım kalemle birlikte hızla sandalyesini geriye itip bacağımı bacak arasına yaslayarak kalemi gözüne saplamadan birkaç santimetre ötede durmuştum. Elleri kalçalarıma gidip sıkarken sırıtarak beni kucağına oturtmuştu.

"Bir hırsıza göre cidden çok cesursun Baekhyun." Yüzündeki sırıtışı silmek istiyordum! Cidden yüzündeki o sırıtış beni o kadar deli ediyordu ki normalde sevimli bulacağım gamzesine elimde sıkı sıkı tuttuğum kalemi saplayasım geliyordu.

"Deli ediyorsun beni," sinirle fısıldarken şu an ne pozisyonda olduğumuzu yeni fark ediyordum, ben buraya bunun için gelmemiştim. "Gittiğim her yerde karşıma çıkıyorsun Chanyeol. Özellikle mi yapıyorsun?" Elimdeki kalemi almak için sol elini kaldırıp parmaklarım arasından kalemi almış ve yüzünü yüzüme yaklaştırarak beni etki alanına almıştı. "Kim bilir," usulca fısıldarken yüzünü yüzüme yaklaştırması ile birlikte ona doğru eğilip burnumu burnuna yaslamış, dudaklarının üzerine dudaklarımı bastırıp dişlerimi geçirivermiştim. Ufak iniltisini duymamla birlikte boştaki elimi ensesine atıp saçlarını kavrarken kendimi ona sürtmüş ve bir iniltiyide ben bırakmıştım odanın içine.

Aramızdaki çekimi kim görse kabul ederdi. Biz bile bunu kabul ederken başkasının görmemesi için kör veyahut gerizekâlı olması gerekiyordu. Kendimi ona bastırıp sürtmeye devam ederken dudaklarımızı ayırmış, ve yüzüme gelen saçı kulaklarım arkasına iliştirmişti.

"Herkesin seni duymasını mı istiyorsun yoksa?"

Kafamı iki yana sallarken ellerimi omuzlarına koyup alnımı alnına yaslamıştım.

"Tüm karakolun bizi duymasıyla birlikte itibarı sarsılacak olan sensin komiser."

Kafamı kaldırarak ona bakarken sırıtmamı hiç bozmamıştım. Tam ağzını açarak bana cevap vereceği sırada çalan kapı ile birlikte ona bakmış ardındna kucağından kalkarak masanın altına girmiştim. Buraya kimseye görünmeden girmiştim ve kimse beni görmemeliydi. Chanyeol bana kısaca göz atmış ardından boğazını temizleyerek kapıyı çalana gelmesi için komut vermişti.

"Komiserim, saat birde toplantı yapacağınızı söylemiştiniz. Hazırsanız ekibi toplayayım mı?"

Duyduğum ses komiser yardımcısına aitti sanırım. Ne toplantısı olacağını bilmiyordum ama kesinlikle çok iyi bir zamanda geldiğim kesindi. Duyduğum şeyle dudaklarıma bir sırıtış yerleşirken Chanyeol onu onaylamış ve odadan kapıyı kapatarak çıkmıştı. Masadan hafifçe çıkarak yüzümü pantolonuna bastırarak bir öpücük bırakmış, sol elimle de onu kavramaktan geri kalmamıştım. Chanyeol'un kafasını geriye atarak inlemesi beni de tahrik ederken alt taraflarım kesinlikle karıncalanmaya başlamıştı. Koca eli saç diplerini nazikçe kavrayarak yüzümü daha kasıklarına daha çok bastırmıştı. Elimi hareket ettirmeye devam etmemle Chanyeol bir küfür savurmuş ardından pantolon kemerini açarak pantolonunu aşağıya indirmiş ve istediği şeyi belli etmişti.

Bir Tutam Kızıl - ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin