Bölüm:7 ANİ SANCILAR

205 107 11
                                    

Yorum yapmayı unutmayın<3

İki gün önce olanlardan sonra Ayas dün gelmedi, işinin çıktığını mesaj atıp özür diledi. Beni oyalıyor mu emin değildim, ama istemiyorsa onu zorlamadığımı söylemiştim. Benim için bu iş ciddi olsa da, onun için ciddi mi ondan da emin değildim. Şimdi ise yatağımda uzanıp kitabımı okuyordum, düşüncelerim yüzünden kitabıma konsantre olmakta zorluyordu.

Kitabımı yatağın üzerine bırakıp dördüncü kahvemi hazırlamaya koyuldum. Porselen fincanın içene toz kahveyi ekleyip sıcak suyla birleştirdim, dudaklarıma götürdüğüm fincandan bir yudum alamadan kapının cızırtısı kulaklarıma doldu, fincanı yerine koyup sinirli nefesler verdim.
Kapının açılmasıyla karşımda gördüğüm dört bedene anlamsız bakışlarımı sundum.

"Yaa! Merhaba ben İlayda, Bulut'un kız kardeşi. Seni anlattıkları zaman acayip merak ettim ki, anlattıklarının çok daha fazlası olduğunu biliyordum."
Kucağıma atlayan kumral kıvırcık saçlı kızla dengemi sağlamaya çalıştım.

"Yuh İlayda! Bir de kafasına çık."
Taha söylenerek bizi ayırmaya çalıştı.

"Çok memnun oldum Duru, umarım iyi anlaşırız. Tabii konu ben olunca iyi anlaşmamız çok kolay olacaktır," bağırarak gülmesine yüzüm buruştu, tekrar üstüme atlarcasına sarıldı.
Bu kızın Bulut'un kardeşi olması konusunda şüphelerim vardı, bu kadar enerjik bir kız bana göre çok tersti.

"İlayda yeter boğulacak kız," Bulut'ta araya girince İlayda denilen kız benden ayrılıp gülücüklerini etrafa sundu.

"Şey, hadi içeri girin kapının önünde kaldınız," dedim şaşkınlığımı üstümden atarak.
Tek tek içeri girdiler, İlayda beyaz şişme montunu portmantoya asıp direk oturma odasına geçti. Ben geride kalıp Ayas'ı tuttum ve soru dolu bakışlarıma maruz bıraktım.

"Sen sormadan ben söyleyeyim, yanına tek gelmeyi planlıyordum sonra Taha da geleceğini söyledi, tabi bunu duyan İlayda da hiç durur mu o da gelmek istedi, Bulut'ta İlayda'yı yanlız bırakmamak adına geldi," dedi bir nefeste, başımı anlayışla salladım.
"Kısacası özür dilerim tekrar," son cümlesini de ekleyip beklentiyle yüzüme baktı.

"İyi, ama bu portreni çizeceğim gerçeğini değiştirmez umarım," kollarımı dolayarak arkamdaki duvara yaslandım.

"Tabi ki değişmez, ama İlayda'dan seni kurtarmak zor olacak," sahte üzgün bir yüz yapıp başını aşağı yukarı salladı.
Gözlerimi devirip odaya geçtim ardımdan o da beni takip ediyordu, oda da herkes bir yere oturmuş İlayda ise mutfakta dolapları karıştırıyordu.

"Aradığın bir şey mi var?" Dedim düz bir sesle, başını salladı ve gülümseyen yüzü benim soğuk yüzümde gezindi.

"Ah evet, kahve fincanı arıyordum işte buldum," dedi ve kıkırdadı.

"Sen otur hadi gerisini ben hallederim," diyerek elindeki fincanı aldım, dolaptan üç bardak çıkarıp kahveleri hazırlamaya başladım.
İlayda dirseklerini tezgâha indirip çenesini avuçlarına dayamış yüzümü inceliyordu. Kaşlarımı çattım ve sordum.

"Yüzümü mü ezberliyorsun," dedim dudaklarımı buruşturup.
Güldü ve kolunu omzuma atıp kendine çekti.

"Hayır, Ayas'ın senden bahsetme şeklini düşünüyorum. Senin soğuk biri olduğunu söyledi ve anlattığından daha soğuk olduğunu görünce haklı olduğumu anladım. Ah, haklı olmak çok güzel."

'Bir de onu bana sor,' diye içimden geçirdim, haklı olmak insanın en büyük hatasıdır. Benim için haklı olmak düşüncelerimin daha fazla olması demek, keşke haksız olup mutsuz olsam diyorum fakat haklı olsam da yine mutsuz ve acılar içinde kıvranan ben oluyorum.

KIRIK TABLO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin