cesaret

1.1K 130 57
                                    

"Ne işimiz var burda?"dedi jungkook gözleri kapanmak ve kapanmamak arasında gelirken uykulu bir sesle esneyerek. Yoongi ise bu soruyu duymamıştı bile, gözleri kapanıp kapanıp duruyordu ve ağzı aralık duruyordu. Onların aksine jimin ve hoseok ikilisi çok enerjikti. Sabah hoca ayrı ayrı çadırları gezmiş, ve çocukları erkenden uyandırmıştı. Jungkook ve yoongi ikilisinin kalkması neredeyse yarım saat sürmüştü, jungkook altına giymiş olduğu gri eşofmanını siyah tişörtü sanıp üstüne bile geçirmeye çalışmıştı uyku sersemliğiyle. Yoonginin 'beni giydir' yalvarışlarına dayanamamış ve ona da siyah eşofman, siyah tişört giydirmişti zora kötek.

"Evet çocuklar! Bugün sizinle meditasyon yapacağız! Biliyorum, ne alaka diyecekleriniz olacak ama çok alakası var. Madem doğadayız keyfini çıkaralım!" Dedi siyah tayt ve üstüne pembe sweatshirt giyen-ki bazı erkek öğrenciler gözlerini sarışın ince belli hocadan gözünü alamıyordu- seung hoca ellerini çırparak.

"Herneyse, şimdi lütfen yere oturup bağdaş yapın"dedi hoca ellerini yukarı aşağı sallayarak.

Herkes otururken yoongi ve jungkook ikilisi ayakta uyukluyordu.Renkli cıvıl cıvıl sweatshirtiyle hoseok bunu fark edip "şşştt! Çökün, çökün"dedi jungkookun bacağını dürterken. Jungkook irkilerek gözlerini aralamış ve yoonginin kolundan asılıp birlikte kendisi de yere bağdaş yapıp oturmuştu.

"Çocuklar, buradaki amacım sizin geçmişteki kötü anılarınızı bir nebze olsun silmek ve rahatlatmak"dedi hoca inci dişlerini gösterip gülümseyerek.

O sırada yoongi esnedi "Geçmişimizi mi sikecekmiş?"dedi uykulu gözlerini kırpıştırırken.

Jungkook kafa salladı "Herhalde...gelmişimizi geçmişimizi sik- silin hocam!"dedi gülerek bağırırken. Hala öyle uykusu vardıki beyaz tenli oğlanın, narkoz etkisinde gibi saçmalamaya başlamıştı. Ayrıca daha güneş yeni yeni doğmaya başlarken bu meditasyon saçmalığı nereden çıkmıştı? Ve birde herkes bu kadar enerjikken yoongi ve jungkook ikilisi neden hala uykudan ayrılamamışlardı? Lanet olsun saat daha 7 bile değildi çünkü!

Hoca jungkookun uykulu halde bağırmasını göz ardı ederek "Gözlerinizi kapatın lütfen"dedi hoca sakince kendisi de gözlerini kapatarak. Öğrenciler ona uyarak gözlerini kapattılar.

"Şimdi, kendinizi dünyadan soyutlaştırın. Ne olursa olsun hayat devam edecektir, ne yaşarsanız, ne yaparsanız yapın hayat devam ediyor. Bazen zorluklar çıkabilir karşımıza ama onları aşarsak diğerlerinide aşama aşama aşarız..."diye devam ettirdi hoca. Öğrenciler gülümseyip-ki gözlerini kaçamak açan ve hocayı kesen ergen bazı erkekler hariç- hayal ettiler.

Ve tabiki de yoongi ve jungkookta hariç...

"Tanrım, hayalimde araba egzozunun ne işi var?"dedi hoseok kaşlarını çatarak, çünkü hayalinde egzoza benzer bir ses kulaklarını dolduruyordu.

Durun açıklayayım, bizim yoongi jungkookun omzuna, jungkookta yoonginin kafasına yatmış, ne zaman uykuya daldıkları bilinmez horluyorlardı.

"Tıck, tıck...bu ses...lan!"hosoek kaşlarını çatıp gözlerini hızla açarak yanında uyuyan iki davara baktı.

"Hocam şunları çadıra atın ya, meditasyonun içine sıçtılar"dedi hosoek ağlamaklı sinirli bir sesle. Günlük hayatta yoongi ile jungkookla aynı ortamda bulunsalarda ormanda ve jungkookun çok iyi olduğu oyun sayesinde ve mizahtan anlayışı yüzünden daha da çok yakınlaşmışlardı, hoseok bunu jungkookun ona kullandığı bazı argo kelimelerdende anlayabiliyordu. Hoş, rahatsız değildi. Jungkookun veyahut yoonginin onun veya jiminin yanında çekinceyle olmalarını istemezdi.

Hoca gözlerini sakince açarak gülümsedi "Kelimelerimizi dikkatli seçerek konuşalım lütfen hoseokçum"dedi sakin bir sesle uyarısını yaparken.

FOREST LORD Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin