Seokjin uyandığında yeni uyanmasına rağmen şimdiden yorgun hissediyordu. Başı hafif ağrıyordu ve nedenini biliyordu.
Derin bir nefes aldı ve kendini toparlamak için banyoya gitti. Aynanın önünde dururken, yansıması onu kıkırdattı.
Çok daha solgun ve zayıftı. Gözlerinin altında hafif koyu halkalar vardı ve gözleri şişmiş görünüyordu.
İç çekip dişlerini fırçalamaya başladı. Bir zamanlar güven saçan yüzü şimdi şüphelerle doluydu. Kendisi ve kişiliği hakkında şüpheler... Basit bir tişört ve eşofmanla çıktı.
Dışarı çıktığında Yoongi'nin mutfakta bir şeyler yaptığını ve Hoseok'un ona yardım ettiğini gördü. Namjoon yemek masasına oturmuş laptopunda bir şeylere bakıyordu. Mutfağa gidip kendine bir bardak su doldurdu.
"Ah, uyandın mı?" derken gülümsedi Hoseok "Güzel, Yoongi hyung ünlü bifteğini yapıyor." Seokjin sadece başını salladı ve yemek masasına oturdu.
Duvardaki saate baktığında nefesini tuttu. Öğlen 12. Aniden ayağa kalktı,
"Kahretsin! Geç kaldım."
Hoseok onun hareket etmesini engelledi, "Hyung, öğrencilerine izinli olduğuna dair bir mail attım."
"Tatillerimi böyle boşa harcayamam." Seokjin odaya doğru yürümeye başladı.
"Bir sürü iznin var hyung." Hoseok onu tekrar durdurdu,
"Lisa'ya sordum. O yüzden merak etme "
"Kim?" diye sordu Seokjin
"Ha?" Hoseok'un gözleri büyüdü.
Seokjin arkasını döndüğünde gözlerinde öfke vardı,
"Bunu yapmanı sana kim söyledi? Benim adıma izin istemeni kim söyledi?"
Hoseok şok olmuştu. Bunu hyungundan beklemiyordu. Konuşmaya çalışmıştı ama Seokjin onu durdurdu,
"Senin de hayatımı kontrol etmeni istemiyorum."
"Seokjin!" Herkes mutfak kapısına baktı. Yoongi bir önlük giymiş ve ellerini göğsünde kavuşturmuş şekilde orada duruyordu.
"Kimse hayatını kontrol etmeye çalışmıyor. Biz sana yardım etmeye çalışıyoruz."
"Sizden yardım etmenizi istemedim." diyen Seokjin gözlerini devirdi.
"O zaman iste hyung." dedi Namjoon yavaşça. "Yardım istemek sorun değil, başkalarının seni yerden kaldırmasına ihtiyaç duyduğun evrede olmak sorun değil. Bu senin zayıf olduğun anlamına gelmez. Yoongi hyung ve ben Bang Pdnin altında stajyerken asla ciddiye alınmıyorduk ve aklımızı, işimizi etkileyen bu oldu. Profesyonel yardım almak zorundaydık. Hyung, sana bu konuda yardım etmeye hazırız. Sadece kendine inanmalısın."
Seokjin gözlerini kapatıp çenesini sıktı. Haklı olduklarını biliyordu. Onu kucaklayacak, onunla ilgilenecek başka insanlara ihtiyacı olduğunu biliyordu.
Ama bir yanı derin uçuruma atlamak ve bir daha hiç çıkmamak istiyordu. Odaya girecekken birinin onu sardığını hissetti. Nefesi kesildi ve gözlerini açtı. Hoseok ona sarılıyordu ve sırtında eliyle daireler çiziyordu.
"Sorun değil hyung. Eskisinden daha iyi olacak. Sadece kendine ve bize güven."
Hoseok kulağına fısıldadığında Seokjin de arkadaşına sarıldı. Sarılınca başını salladı ve gözlerini kapattı. Hoseok'un yaydığı sıcaklığı hissederek öylece kaldılar.
Namjoon, Yoongi'ye bakıp başını salladı. Yoongi iç çekti ve gözlerini devirdi. Seokjin'e gidip ona arkadan sarıldı, Seokjin'i kendisi ve Hoseok arasına sıkıştırdı. Sırada Namjoon vardı.
YOU ARE READING
PROMISE {NAMJİN}
FanficSeokjin'in hayatı, nişanlısının nikah dairesine gelmediği o gün tamamen değişmişti. Bu değişiklik hayatına iyi mi gelecekti yoksa her şeyi daha da kötüye mi götürecekti bilmiyordu.