8

13 7 6
                                    

–I'm so sorry. I swear it wasn't on purpose. Please believe me, I did'nt do it on purpose. (Ben çok üzgünüm. Yemin ederim ki bilerek olmadı. İnan bana lütfen, bilerek yapmadım.)

  "Olan olmuştu bir kere. Her ne kadar öfkeden deliye dönsem de bunu sindirmeliydim. Her insan hata yapardı değil mi? Buraya eğlenmeye gelmiştik. Aksilik yaşasam bile alttan alabilirdim. Evet bunu yapabilir- HAYIR YAPAMAZDIM! HİÇ DE YAPAMAZDIM BİR KERE! NE GÜZEL İŞ YAA! YAP YAP ÖZÜR DİLE. HİÇ DE AFFETMİYORUM EFENDİM. BANANE DÖKMESEYMİŞ, DİKKAT ETSEYMİŞ. HAYRET BİR ŞEY YAA!"

   İç sesim bunları haykırırken ben de kendi kendime söylenmeye başladım. Bir yandan da üzerimi temizlemeye çalışıyordum.

–Ey kurban olduğum yüceler yücesi Rabbim, hayır besmelesiz de çıkmıyorum ya evden. Neden bunlar benim başıma geliyor? Hayır neden yani, kötü ne yapmış olabilirim ? Ne olabilir mesela? Neyin cezasını çekiyorum? Tamam küçükken çok haylazdım kabul ediyorum, ufacık tefecik birtakım eşek şakaları yapmış olduğumu da kabul ediyorum eyvallah da böyle de çıkartmazsın be kurban olduğum mevlam. Herkes hata yapar, ben de çocuktum o zamanlar hani. Hiç gün yüzü görmeyecek mi bu kulun? Hiç mi yaa, bir kerecik bile mi?

–Ya Asya ne kendi kendine konuşuyorsun kızım? Mal mısın? Çocuk gelmiş özür diliyor, bir şey de bari.

–O çocuk geldiği yere geri dönsün BİR DAHA DA ÇIKMASIN KARŞIMA ALLAH'IN CEZASI! YETTİ BE GEÇEN HAFTA BİR BUGÜN İKİ! ETMİYORUM AF FİLAN!

–Excuse me, I don't understand what you're saying.Did you forgive me or not? (Afedersiniz, söylediklerinizi anlamıyorum. Beni affettiniz mi affetmediniz mi)

–I warned you last time if you remember? This was the second. I've run out of chances to give you too. That's why i don't forgive you! (Hatırlarsan geçen sefer seni uyarmıştım? Bu ikincisiydi. Benim de sana verecek tüm şanslarım tükendi. Bu yüzden seni affetmiyorum.)

–You are right, I understand you, but I apologize to you for all the inconvenience. (Haklısınız sizi anlıyorum yine de sizden özür dilerim verdiğim tüm rahatsızlıktan dolayı.)

–Hey, wait a minute. Why are you apologizing to him bro? It's not you that's wrong. (Hey, bir dakika. Kardeşim neden ondan özür diliyorsun? Hatalı olan o sen değilsin.)

–Hey, who are you and what do you mean? (Hey, sen de kimsin ve ne demek istiyorsun?)

–I mean, if anyone is wrong, it's you, not my brother. If your suit hadn't caught on the chair, it wouldn't have hit my brother. Thus, this accident would not have occurred. Know what I mean? (Demek istediğim ortada hatalı biri varsa bu kişi sensin, kardeşim değil. Eğer kıyafetin sandalyeye takılmasaydı kardeşime çarpmayacaktı. Böylelikle bu kaza yaşanmamış olacaktı. Anlatabiliyor muyum?)

–Now i was wrong. Very good. Great. Let me tell you something? Yes, it may be a simple, minor accident, but the reason for my anger at your brother is definitely not that simple. (Şimdi de ben hatalı oldum. Çok güzel. Harika. Sana bir şey söyleyeyim mi? Evet bu basit, önemsiz bir kaza olabilir ama benim kardeşine olan öfkemin sebebi kesinlikle bu kadar basit değil.

–You are in charge, girl. You'd better see a doctor. You are definitely not normal. Also, get your goddamn eyes off my brother. (Sen soruslusun kızım. Bir doktora görünsen iyi olur. Kesinlikle normal değilsin. Ayrıca çek şu lanet olası gözlerini kardeşimin üzerinden.)

_Ulan elimden bir kaza çıkmadan defolup gidin buradan. Sen kime artistlik taslıyorsun lan çekik? Bir de benim mekanımda benim kardeşime dayılık taslıyor. Sana bir çakarım buradan neye uğradığını şaşırırsın. Defol git lan düdük!

– Bro, let's get out of here. I sincerely apologize for the inconvenience caused, both on my own behalf and on behalf of my brother. I will not appear in front of you and disturb you again. (Kardeşim hadi gidelim buradan. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gerçekten çok özür dilerim hem kendi adıma hem de kardeşim adına. Bir daha karşına çıkıp seni rahatsız etmeyeceğim.)

–Hadi lan ordan! Bir daha görmeyeyim sizi buralarda. Dellendirmeyin adamı lan!

Bunu söyleyip ayrıldı yanımızdan. Giderken arada bizim tarafa buruk bir şekilde baktığını fark ediyordum. Ama gecemi zehir etmişti. Bir de ikide bir karşıma çıkması yok mu? Gerçekten sinirlerim bozulmuştu. İnsanlar da bizim tartışmadan sonra söylenerek çıktılar mekandan. Ferhat da sağolsun olaya tuz biber ekti büyümesi için. Bir daha hangi yüzle gidecektim buraya? Patrondan özür dileyip eşyalarımı da aldıktan sonra eve geçtik.

  Sanırım 3 günde bir bölüm atacağım. Böylesi daha iyi olur. Keyifli okumalar dilerim. İyi geceler ❤️

BİR KORELİ MESELESİ 🙂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin