1)KAPI

50 4 11
                                    


"Burada resmen hapis hayatı yaşıyoruz farkında mısınız?"

"Öyle bir büyü ile gizliyorlar ki kapıları, içeriden açmak imkansız."

Barın, Ulaş, Ayaz ve Arel son kaçma denemelerinde de başarısız olduktan sonra suitlerine dönmüşlerdi. Umutsuz cümleler ve öfkeli küfürler havada uçuşurken odanın içinde volta atan ulaş konuştu;

"Şaka gibi lan gerçekten şaka gibi, profosyonel sınıfındayız, alanımızda en uzman kişileriz ve şu koca okulda öğretmenlerden daha güçlüyüz, yine de geçiş kapılarını bulamıyoruz."

"Bizlik bir şey yok, siktiğimin sırrı her ne ise öyle bir saklıyorlar ki.."
Dedi Arel.

"Ders başlayacak okuldan sonra ormanı arayalım bir kez daha."

2 saat önce

Ulaş; "Barın ses ver, gözetleme büyüsü hazır mı?"

"Hazır."

"Arel sıra sende müdürün zihniyle oyna"

"Zihnine girmek üzereyim."

"Ayaz ormana geldin mi?"

"ormandayım, suyun hafızasını yokluyorum. İşte buldum, müdür yakın zamanda buradan geçmiş"

Her şey plana uygun gidiyor... geçiş Kapısının yerini öğreneceğiz.

"AHH!!"

çığlığı duyan Ayaz, ulaş ve barın işlerin ters gittiğini anlamıştı.

"AREL, SES VER KARDEŞİM NE OLUYOR" hepsi ne kadar seslense de bir süre yanıt gelmedi.

Arelin ses vermesiyle "büyü, geri tepti.. zihnine girilmiyor. Müdür büyü ile zihnini koruyor."

Başarısızlıkla sonuçlanan bir deneme daha..


Günümüz

Galax okulunda öğrencilerin özgürlüğü, şeytandan daha kötü insanların keyfine kalmıştı. En kötüsü de düşman çok güçlüydü. Asırlardır druzland'da lordlar, sözde okul müdürü, asıl niyeti kanında büyü olan gençleri kendi yöntemleriyle eğiterek ordu kurmak olan bay West ile savaşsa da başarısız olmuşlardı. Müdür erişilemez bir büyü kullanıyordu. Sır gibi de saklıyordu..

Dünyada

"Sonunda on sekiz yaşında lise son sınıfiz zaman ne kadar hızlı geçiyor"

"Tabii nisa, hızlı ve normal bir hayat."

"Ne demek istiyorsun Zeynep?"

"Demek istediğim, hayatımız bu şekilde devam mı edecek? Artık yetişkin sayılıyoruz bizi neyin beklediğini bilmiyoruz.."

Gülçin ve hira marketten çıkıp Zeynep ve nisaya aldıkları limonatayı uzattılar.

"Hadii atlayın arabaya"

Hep beraber Gülçinin arabasına bindiler ve çok geçmeden okula vardılar.

"Anlatma sırası bendee"

Zeynep, Gülçin, Nisa ve Hira boş derste birbirlerine dün gece gördükleri rüyaları anlatıyorlardı. Birbirlerine rüya anlatmak her zaman yaptıkları bir şeydi.

"Zeynep sen başla o zaman"

"ben dün gece rüyamda sizi gördüm"

"Vaay ne yapıyorduk"

"Okuldaydık ve yüzüğüm parlıyordu, ben ilk başta fark etmiyordum Hira yüzüğün parlıyor dediğinde fark ediyordum. Sonra müdür yangın tatbikatı yapmak için okulu boşaltıyordu ama biz çıkmamak için en üst kattaki bir odaya saklanıyorduk"

"Her zamanki gibi okula kafa tutuyoruz yaşasın!"

"Aynen öyle gülçin, sonra o odada bir kapı kolu buluyorduk ama o sırada yüzüğüm daha fazla parlamaya başlıyordu, biz de kapı kolunu bir yere takıyorduk, tam kapıyı açacakken uyandım"

"Bence senin toton açıkta kalmış" diyip sırıttı Nisa

Zeynep çantayı nisanın kafasına fırlattı.

"Ya senin yüzüğün ametist taşı mıydı?" Diye sordu Gülçin

"Evet, ametist. Ata yadigârı diye verdiler işte doğum günümde"

Hiranın endişeli yüzünü gören Zeynep bakışlarını takip ettiğinde yüzüğünü gördü.

"Hira, benim gördüğümü sende görüyor musun?"

Gülçin ve Nisa da aynı yere, yüzüğe bakmaya başlamışlardı.

"Hadi canım, yok artık"

"Zeynep... yüzüğün parlıyor?"

.
.
.
.

Eveet ilk bölümümüzün sonuna geldiik
Bu kurgu için o kadar güzel planlarım var ki bir an önce hikayenin ortalarına gelmek istiyorum..

Bölümleri çok uzun yapmak istemiyorum ama ilerleyen bölümler bu kadar kısa olmayacak 💜

Oy vermeyi unutmayın 💗

SIRLARIN ORTASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin