Bölüm 2-Oyuncu 07

18 2 2
                                        

Merhabaaa. Bu kitapla ilgili çok güzel planlarım var sevgili okurlarım. Yine gece yarılarına kadar oturacağım gibi duruyor. Dün bilgisayarımın başından kalktığımda artık tüm vücudum acıyordu. Ama değer. Bu kitabı bitireceğim. Ayrıten bir şey daha eklemem lazım. Müzik koymuyorum çünkü karışık bir listem var oradan artık ne açılırsa dinliyorum. Beyniniz yansın istemem. Ama size tavsiyem, bir şarkıyı bu kitaba uygun bulduğunuz zaman her bölüm için farklı şarkı aramayın. Hepsini aynı şarkıyla dinleyin. Şimdilik bu kadar. İyi okumalar.
Şafak sökmek üzereydi. Süresiz kalacağımız için sırt çantama sığdırabildiğim kadar kıyafet koymuştum. Onun dışında sadece günlüğüm, telefonum ve annem, babam, kedim ve benim beraber çekindiğimiz bir fotoğraf vardı. Okul binasının önüne doğru gidiyordum. Çok yorgun hissediyordum. Tüm gece uyuyamamıştım. Annemle babamı aramış, arkadaşlarımla süresiz bir tatile gideceğimi, evdeki çalışanlara izin verebileceklerini söylemiştim. Ayrıten uzaklaştırma aldığımı da söylemiştim. Kızmamış aksine okulu sevmemeye başladığım an beni yanlarına alıp modellik eğitimlerine başlayabileceğimi söylemişlerdi. Düşüneceğimi söyleyerek geçiştirmiş ve telefonu kapatmıştım. Okulun büyük, demir kapısının önüne geldiğimde durup etrafıma bakındım. Siyah bir minibüsü geçtim, sokakta yaşam belirtisi olduğuna dair bir iz bile yoktu. Demir kapının önünde yere oturup beklemeye başladım. Çok kısa bir süre sonra telefonum çalmaya başladı. Dün aradığım numara arıyordu. Açıp kulağıma götürdüm. Öncekinden farklı bir ses olduğu belli olan bir ses "Merhaba oyuncu 07. Ben Yazar'ın yardımcılarından biriyim. Oyuna hoş geldin. Bu saatten sonra Yazar'ın emirlerine aynen uyman lazım. Yoksa elenirsin. Sana verilen görevleri diğer üyelere söylemek yasak. Yaptığın bir şeyi görev icabı yaptığını belli etmek yasak. Bunları yaparsan elenirsin. Unutma, Yazar sizi her an izliyor olacak. Bazı özel durumlarda seninle iletişime geçecek olan kişi benim. Her oyuncunun özel bir danışmanı var. Seninki de benim. Sizin elenmemeniz için sizi yönlendireceğim. Hepinizde kulaklıklar olacak. Onları çıkarmanız yasak. Size verilen bir görev olduğunda ya yardımcı olan bizler veya direkt Yazar'ın kendisi fısıldayacak. Bazen ise telefonlarınıza görevleriniz gönderilecek. Şimdilik bu kadar. Kalanını diğer oyuncularla birlikte öğreneceksin. Okulun arka bahçesine dolan. Minibüs orada seni bekliyor. İyi şanslar." Dedi ve konuşmama fırsat vermeden telefon kapandı. Yapacak bir şey yoktu. Madem oyunun kuralı onların dediklerini yapmaktı, ben de oyunu kuralına göre oynardım. Okulun arka bahçesine gittiğimde gerçekten siyah bir minibüsle karşılaştım. Etrafımı kontrol edip herhangi tanıdık birinin olmadığından emin oldum. Ardından arabaya adeta atlayarak binip kapıyı kapattım. Ben derin bir nefes alırken araba hızla yola koyulmuştu. Yola bakarken "İsterseniz uyuyun hanımefendi. Uzun bir yolumuz var ve saat çok erken" dedi. Haklıydı. Zaten uykum vardı. Kafamı cama doğru yasladım ve gözlerimi kapattım. İlk kez etraflıca düşünmeden bir işe kalkışmıştım. Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

************

Gözlerimi yavaşça araladım. Yumuşak bir yerde yatıyordum. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Oda kahverengi tonlarında döşenmişti. Oldukça şık ve hoş duruyordu. Yavaşça yatakta diklenirken başım ağrıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. En son hatırladığım siyah birminibüse bindiğimdi. Minibüs..., şimdi hatırladım! Tüm olanlar kafama hızla akın ederken odadan dışarıya fırladım. Oda bir koridora çıkıyordu. Koridorda toplam 7 oda vardı. Yani sanırım. 7 kapı olduğuna göre 7 oda olması lazımdı. Koridor boyunca ilerledim. Beni bir salona çıkartıyordu. Kocaman salonda gördüklerimle gözlerim kocaman açılmıştı. Çınar ve Azze'nin burada ne işleri vardı. Koltukta yan yana oturuyorlardı yine. Çınar beni görünce hemen ayağa kalkmıştı. Onun ardındansa Azze ayağa kalkmıştı. Çınar yanıma gelirken "Katre, senin burada neişin var?" diye sorarken bir yandan da beni inceliyordu. Herhangi bir yerime bir şey olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Onun çabasına son vermek için"Merak etme Çınar iyiyim. Bana bilet yollandı. Bu oyuna katılmam için. Size demi yollandı?" dedim. Azze yanımıza gelirken "Evet beraber bizim eve gitmiştik ki kapıdaki zarftan iki adet bilet çıktı. İkimizde beraber katılma kararı aldık" diyerek beni aydınlatmış oldu. En azından 14 kişi arasından 3 kişi birbirini tanıyordu. Yani, en azından ben öyle sanıyordum. Diğer yarışmacılarda yavaş yavaş salona gelmeye başlayınca buradaki herkesin herkesle bir geçmişi olduğunu fark etmiştim. En azından hepimizin birbirimizi tanıdığını. İclal salona gelince zaten kızılca kıyamet kopmuştu adeta. Bu sefer İclal'in üstüne atlayan bendim. Çınar beni belimden tutup çekerek ondan ayırmış, Azze de sakinleştirmeye çalışıyordu. İclal ise hala olduğu yerden bana laf atıyordu. O laf attıkça daha çok sinirleniyor kendime hâkim olamıyordu. Onun yüzünden hiç istemediğim bir ülkede, hiç istemediğim bir mesleği yapmak zorundaydım artık.Evet, ailemin istediği modellikten kaçışım yoktu artık. Çünkü yarışmadabaşarısız olmuştum. Ailem bunu duydukları an beni yanlarına alacaklardı. Çınar ve diğerlerinin boşluğuna geldiği bir anda atladım İclal'in üstüne. Ben üstte,o altta birbirimizin saçına yapışmış ölümüne çekiyorduk. Bu sefer değil Çınar,buradaki herkes gelse beni İclal'den ayıramazlardı. Tek bir kişi hariç. "Bir su damlası nasıl bu kadar tehlikeli olabilir acaba?" diyerek beni çekmiş ve İclal'den uzaklaşmaya zorlamıştı. Beni tekli koltuğa oturturken kendisi de karşımda diz çökmüştü. "Sakin ol hırçın su damlası". Ona ters ters baktım."Nasıl sakin olmamı bekliyorsun acaba?! Bu kız yüzünden hayatım bitti benim"dedim. "Hayatın bitseydi, şuan sana bakmıyor olurdum. Ve inan bunu istemem. O yüzden hayatını dikkatli kullan hırçın su damlası. Bitmesi hoşuma gitmez" dedi ve kalktı. Sus lanet olası kalbim sus! Sesin dışarıdan duyulacak yakında. Bana biraz hava lazımdı. Kalbimin içindeki alyuvarlarım ve akyuvarlarım horon tepiyorlardı adeta. Büyük televizyon ekranında birden parlayan yazıyla hepimizoraya döndük. "Oyuncu 07 ve Oyuncu 03,ikinizin kavga etmesi kesinlikle yasaktır. Kavga ederseniz elenirsiniz" yazıyordu.Oyuncu 07 ben olduğuma göre 03 de İclal oluyordu. Kavga etmenin yasak olması iyi olmuştu bir bakıma. Ardından hepimizin isim ve numaraları tek tek geçmeye başladı. Biz burada 13 kişiydik. Bir kişi eksikti. 7 kız 6 erkektik. 1 erkek eksikti. "Oyuncu 01 Dalya Çiçek" Adının Dalya olduğunu bildiğim kıza döndüm. O da sarışındı.

OYUNCU 07Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin