1.1

416 25 8
                                    

Şampiyonluk bölümü atmayacağım çünkü yetişemedim.. sadece kutlama kısmı olacak, lütfen kusura bakmayın

~

"Aldık diyorum Almila neden gelmiyorum diyorsun?"

"Aldığımızı bende biliyorum Miray. Fakat inan başım aşırı ağrıyor"

"Ben senin ağrını geçirmeyi bilirim lütfen gel"

"E iyi tamam geliyorum"

"Sonunda be. Bu arada Kerem almaya gelecekmiş. Öptüm görüşürüz"

Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp hızla yatağımdan kalkıp dolabıma yöneldim.

Bir çok formam vardı.

Muslera, Drogba, Arda, Kerem ve bir çoğu.

Fakat şuan Kerem'in formasını giymezsem uzun bir çile beni bekliyor olacaktı bu yüzden hiç düşünmeden Kerem'in formasını elime aldım. Altına da siyah düz bir eşofman alıp üzerimi değiştirdim.

Pijamalarım kadar olmasada gayet rahattı.

Hızla saçımı tarayıp tekrar at kuyruğu yaptım. Göz altlarımı kapatıp ruh gibi durmamak için allık sürüp makyaj işini de bitirmiştim.

Rimel falan sürmedim çünkü büyük ihtimalle unutup gözümü falan kaşırdım.

Telefonuma gelen bildirim ile telefonuma uzandım.

Kerem aşağıda olduğunu yazmıştı. Bende cevap olarak zil neden üretildi diye yazdım.

Aslında zili çalmaması daha iyiydi. Fazla sesli.

Kerem tekrar aşağıdayım yazdığında telefonumu arka cebime atıp aşağı kata indim.

Anahtarımı alıp dışarı çıktım ve Kerem'in arabasına doğru yürüdüm.

"Şükür hanımefendi"

"He Kerem he, hadi sür de gidelim"

"Hayırdır senin havalara uçman gerekmez mi?"

"Başım aşırı fazla ağrıyor. Resmen ortadan ikiye ayrılacak"

"İyi değilsen eğer geri dönelim çorba falan yapayım sana"

Bunu dediğinde gözleri endişe doluydu. Ben ise ifade veremiyordum. Eskiler gelmişti aklıma.

Ben hasta olduğumda da babamdan gizli gelir bana çorba yapar ilgilenir ve babam gelince de camdan kaçardı.

"Almila?"

Kerem elini gözümün önünde sallarken gözlerimi ona çevirdim.

"Ha yok gerçekten, sağol. Zahmet etmene gerek yok"

Kafasını aşağı yukarı sallayıp önüne döndü ve biraz daha hızlı bir şekilde sürmeye başladı.

Kısa süre sonra taraftar ile kaplı bir stadyumun içindeydik.

"Kerem burası çok güzel lan"

"Tıpkı çocukken gitmek isteyipte gidemediğimiz gibi"

Bunu söylerken sesi kısılmıştı fakat duyulmayacak kadar değildi.

Omuzumda hissettiğim el ile arkamı döndüm.

Miray ve Yunus gelmişlerdi.

"Miray?"

"Almila" gülümseyerek kollarını sırtıma sardı ve özlediğini belli eden bir şekilde okşadı. Bende aynı şekilde ona sarıldım.

Keremle Yunus çoktan takım arkadaşlarının yanlarına ilerliyorlardı.

"Kerem'in formasını giymişsin?"

"Evet. Eğer giymeseydim diğer sezona kadar Kerem'in çenesini çekerdim"

Dediğim şey ile gülümseyerek gözlerini Yunus'un olduğu yere çevirdi.

Birbirlerini sevdikleri çok belliydi.

Birden etrafımıza dolan kameralar ile irkilerek geri çekildim.

Miray'ı tanıyorlardı. İlişkilerini yeni duyurmuşlardı.

"Miray hanım neden Yunus beyin yanında değilsiniz?, Yanınızdaki hanımefendi kim? Sizinle mi bir bağı var yoksa Kerem bey ile mi?"

"Aa çekilin lütfen, oyuncuların yakınlarını rahatsız etmemeniz gerektiğini bilmiyor musunuz? Lütfen burdan uzağa arkadaşlar"

Ortama dalıp resmen hayatımızı kurtaran Barış Alper ile gözlerimi fal taşı gibi açmış ona bakıyordum.

"Vay anasını be"

Miray ve Barış bana anlamaz gözler ile bakarken ben kendime geldim.

"Yani kusura bakmayın hergün Barış Alper hayatımı kurtarmıyor"

"Hayatını kurtarmak?"

Kerem yanıma gelip oda anlamaz bakışlarını üzerime dikti.

Koluna vurup tekrar barışa döndüm.

"O magazincilerden kurtardığını için teşekkür ederim Barış! Görüşürüz"

"Görüşürüz"

Barış kibar bir gülümseme gönderip giderken sinirle Kerem'e döndüm. Oda bana yapmacık bir sinirle bakıyordu.

"Kerem niye sürekli bir yerden çıkıp duruyorsun?"

"Sürekli?"

"Eskiden de sürekli biriyle konuşurken beliriverirdin?"

"E doğal olarak kıskanıyordum!"

Kaslarım çatıp ona bakmaya başladım. Arkamdan Miray bana seslendiğinde son kez Kerem'e bakıp Miray'ın yanına gittim.

~

Ah eskiler..





You're so Art Deco •𝘒𝘦𝘳𝘦𝘮 𝘈𝘬𝘵𝘶𝘳𝘬𝘰𝘨𝘭𝘶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin