Neyse yayıcam birkitap bi ünlensin görün nasılsın özel bölüm yazıyorum (ben mi yazıyorum???)
Şaka şaka
Hadi gidiyim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♡
Hyunjin bacaklarının üstüne ona dönük oturmuş, çenesini omzuna yaslayarak olduğu yerde kıpırdanan sevgilisinin saçlarını seviyor diğer eliyle de çıplak beline sarılıyordu. Onun yaralanması, babasıyla arasında geçenler, olanlardan sonra fiziksel anlamda uzak kalmışlardı.
"Seni özledim," dediğinde Jeongin, Hyunjin ona "Beni mi, bedenimi mi?" diye sormuştu gülerek.
"Her zaman yanımdasın. Üzgünüm aşkım ama bu kez özlediğim bedenindi. Alınma." Cevabını almıştı. Yavaşça sevgilisinin bacak içlerini okşayıp inlemesini sağlarken kıkırdamıştı o da.
"Alınmam. Ben de senin güzel bedenini özledim." Yorganı çıplaklıklarını kapatacak şekilde biraz daha yukarı çekti. Parmaklarıyla sevgilisinin bedeninde gezindiriyordu, taki...
"Jisung!" Sincap yüzlü çocuk başını kapının kenarından uzatıp onlara sevimlilikle gülümseyerek baktı. "Efendim Hyunjin hyung?" "Telefonumdan akşam akşam birer dakika arayla 8 alarm kuranın sen olduğunu anlamam mı sandın?!"
Jeongin'le seksleri bozulmuştu! "Ama yoksa geç kalırdık!" diye bebeksi bir sesle kendini savundu Jisung. Bir şeylerden sıyrılmak için sevimliliğini kullanması sadece Minho için işe yarayan bir taktik değildi. Tek etkilenmeyen Jeongin'di çünkü o da aynı şeyi sevgilisine yapmaktan çekinmiyordu.
"Çık, geliyoruz!" Jeongin kıkırdayarak belini sıkı sıkı tutan sevgilisinin kucağından kalktı.
"Jisung'un şifreni bilmesi de telefonunu alabileceği bir yere bırakman da senin suçun aşkım."
"Senden öğreniyor mu tilkilikleri!"
Jeongin onun yanağından öpüp giyinmek için dolaba yöneldi. "Kendi sevgilisinden öğreniyor."
"Hwang Hyunjin!" diye Minho'nun sesi yükseldi içeriden.
