bu fici sevip sevmedinigizi bilemiyorum, umarim unutmamissinizdir.keyifli okumalar.
✧
"Sürekli aynı olay," dedi yanımda elini yıkayan Hyunjin.
"Neden sen değil de başka birini gönderecekler ki?" diye sordum elimdeki parlatıcıyı dudağıma sürerken. "Sonuçta listenin ilk sırasında sen varsın."
"Para her şeyi çözüyor." dedi elini kuruturken.
"Sen de ver," dedim yeterince zengin olduğunu bildiğimden. "Değişim öğrencisi olmak senin hakkındı." Birlikte tuvaletten çıktığımızda koluna girdim. "Hakkın olanı almalısın."
Güldü ve beni iterek kendinden uzaklaştırdı. "Kaldı mı senin dersin?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım. "Kalmadı, Jeongin ile kahve içeceğiz. Senin dersin varmış."
"Evet, daha iki dersim var."
"Sen dersine yetiş, almaya geliriz dersin bitince."
Onayı aldığımda yollarımızın ayrıldığı koridordan sağa döndüm. Jeongin'in dersinin bitmesine daha vardı ve onu otoparkta beklememi söylemişti. Anahtarı üstümde aradığımda park etmesi için valeye verdiğimi hatırladım.
Boş koridorda yürürken kolumdan tutulması ile bıkkınca nefes verdim. Kim bilir hangi erkek tarafından tutuluyordu kolum. Arkamı dönüp beni durduruna baktığımda tahmin ettiğim gibi yatak arkadaşlarımdan biri tarafından durdurulmuştum.
Chris.
Göz göze geldiğimizde durduk bir süre. Üç gündür görüşmüyorduk. Onu evinde bırakıp gittiğinden beri görmemiştim. Takındığım yüz ifademi bozdum. "Buyurun hocam, bir şey mi isteyecektiniz?"
Düz ifadesini bozmadan koridora bakındı ve sonra kimsenin olmadığını tahmin ettiğim dersliğe çekti beni. Kapıyı kapatıp, sırtımı kapıya yaslamamı sağladı. "Chris," dedim ellerimi omuzlarına koyup onu kendimden uzaklaştırırken.
"Efendim?" dedi sakin bir ses ile. Onu uzaklaştırmamdan biraz bile etkilenmemişti. Üstüme eğilmişti.
"Ne istiyorsun benden?"
"Asıl sen," dedi önüme gelen saçları yüzümden çekerken. "Sen benden ne istiyorsun bebeğim?"
"Hiçbir şey, bırak beni gideceğim."
"Böyle yapamazsın," dedi. "Beni öylece bırakıp gidemezsin."
"Giderim," Tebessüm ettim. "Gittim de zaten."
Yüzüme yaklaştı ve dudağımdan öptü beni. Glossum dudağına bulaştığında geri çekildi. "Bedenin gidince ruhunda uzaklaşır mı sanıyorsun?"
Sessiz kaldım çünkü haklıydı. Ne kadar tam tersini söylesem de Chris'i zihnimden atamıyordum. Her defasında daha çok yerleşiyor, sanki ruhuma bir çizik atıyordu her defasında.
"Bana okulda sakın yanıma gelme demiştin." diyerek konuyu değiştirdim.
Gloss bulaşmış dudaklarını elmacık kemiğimde hissettim. "Tek tek yıkıyorsun tüm yasakları."
Dudakları boynuma ulaştığında kendimi tutamayacağımı sandım. Bedenimi titreme ele aldığında bir kolumu boynuna sardım. Bir eli kapıya yaslanmışken diğer eli şortumun açıkta bıraktığı tenimde geziyordu. Bacağımı kaldırıp bedenine dolamamı sağladı. Gözlerimi yumup başımı geriye attım ve bedenimin açıkta kalan yerlerini öpmesi için daha çok alan yarattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rakı içmeyi bilmesen tanışabilir miydik, chanlix
Fanfic[mini fic] pahalı markalar, parlak mücevherler ve ışıltıdan hoşlanan lee felix'in hayatına ansızın dahil olur bang chris.