[6]

296 43 25
                                    


normalde sevmem de yazmam da ama her zaman sevdigimiz seyleri yazacagiz diye bir kaide yok. acikca soylemek istiyorum ki kesinlikle aktif-pasif farki bu ficimde cokca belli ve chan oldukca fazla baskinligini kullaniyor, cekinmiyor. felix ise buna "kendi istegi ile" boyun egiyor.

ayrica lutfen bol boll yorum atar misiniz bu fice cok uzuluyorum!!!



Vücudumda gezindiğini hissettiğim dokunuşlar, daldığım uykudan beni çıkardığında araladım göz kapaklarımı. Çoktan uyanmış Chris'i gördüğümde tekrardan yummak istesem de kendimi tuttum.

Farklı bir sabaha uyandığımızı biliyordum çünkü ben ilk defa sabahın en erken saatlerinde uyanıp onu bir başına bırakmamıştım. Ben uyandığımda onu izlemeden hemen çıkardım yataktan. Baktıkça daha çok bakasımın geleceğini bilirdim. Sıradan biri olması için verdiğim uğraş çok fazlaydı aslında.

Fakat yine de sıradan biri olmamayı başarmıştı.

"Saat daha çok erken, uyumata devam et."

Yavaş yavaş açılmıştı uykum, geri uyumam mümkün değildi. Yattığım yerden doğruldum. "Saat kaç ki?" dedim. Pencereden sızan bir güneş yoktu, hava bugün kapalıydı.

"Henüz yeni sekiz oldu."

Sekiz aslında benim için geç bir saatti bile. Fakat dün gece ağladığımdan mı bilinmez, üstümde bir yorgunluk vardı. "Sen okula gitmeyecek misin?" diye sordum ona dönüp.

"Bugün cumartesi bebeğim." dedi yumuşak bir tonla.

Gün algımı bile yitirmiştim resmen. "Ha, anladım." Gözlerimi ondan kaçırıp odasına gezdirdim. Düz ve sade bir odaydı. Tam da ondan beklenecek şekilde, sakinliği sonuna kadar hissettiriyordu.

"Kahvaltı yapalım." dediğinde ona döndüm ve başımı salladım. Durgunluğumu fark etmiş olacak ki üstüme gelmedi ve yataktan çıktı.

Onu ilk defa dün gece gündelik kıyafetlerle görmüştüm.

Çünkü ne zaman görsem ya takım elbisesi vardı ya da çıplaktı.

Şimdi ise üzerinde sıfır kol bir tişört, altında da siyah bir şort vardı. Oldukça normal gözüküyordu. Arkasından bakakaldım bir süre. Kalkmaya karar verip yataktan çıktığımda üstümdeki kıyafetleri düzelttim. Şort da atlet de büyüktü ve bu yüzden yatarken kayıp durmuştu bedenimden. Şortun iplerini tekrar çözüp sıkıca bağladım belime oturması için. Nerede olduğunu bildiğim banyoya girip tuvaleti kullandıktan sonra yüzümü yıkayıp çıktım.

Mutfakta olduğunu tahmin ettiğimden oraya adımladım.

"Ne yapıyorsun?" diye sordum onu karton bir poşetten birkaç kutu çıkardığını gördüğümde. "Kahvaltı hazırlıyorum." diyerek cevap verdiğinde güldüm ve tezgaha, yanına ulaştım. "Gerçekten ellerinle hazırlayacaksın sanmıştım."

"O kadar becerikli bir adam değilim."

"Her şeyi mükemmel yapıyorsun zannediyordum, bakış açım değişti." diye alayla söylendim. Kolu belime dolandığında hızla yanına çekti bedenimi. "Eğer istiyorsan yemeği de mükemmel yapabilirim."

Gözlerim hemen dibimde olan yüzünde gezindi. "Sorun yok, ben bizim için yapabilirim." diye karşılık verdim.

Değişiyordu ve ben bunu yeterince net görebiliyordum. Ya da hep böyleydi, ben yeni fark ediyordum.

Hazır yemekleri çıkarıp masaya dizmesine yardım ettim. Önce ben oturduğumda o da karşımda değil yanıma oturmayı tercih etmişti. Sessizce kahvaltıya başlamıştık hemen.

rakı içmeyi bilmesen tanışabilir miydik, chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin