ben geldim merbokuyorsaniz yorum yapin, yalniz hissediyorum bu ficde🙏🏻
✧
Gözlerim, zorlukla ve vücudumdaki ağrılarla açıldığında kısaca etrafımda gezindi. Dün gece geldiğim otel odasında açtığım gözlerim, sağ tarafıma döndü. Hala uyanmamış öğretmenimi görmem ile düz bedenimi yana çevirdim. Yüzüstü uyuyan yakışıklı adamda gezindi gözlerim. Dudakları uyuduğunda daha çok şişmiş, boynunda yeni oluşmuş morluklar, sırtında taze olduğu belli olan tırnak izlerin oluşturduğu yaralar... Bu görüntü gecemizin oldukça yorucu ama tutkulu geçirdiğini yeterince belli ediyordu.
Onu uyandırmak gibi bir planım olmadığından sadece izlemekle yetindikten sonra yataktan kalkmıştım. Çıplak bedenime değdi gözlerim istemeden. Çok fazla morluk vardı. Kollarımda, karnımda, bacaklarımda, uyluklarımda... Dudaklarımdan çok vücudumu öptüğünden dolayı böyle olduğunu biliyordum. Tam anlamıyla emmeye ve öpücüğe takıntılı bir adamdı. Bu bir süre sonra takıntı olduğunu belli ediyordu. Yerde duran kıyafetlerime ilerledim. İç çamaşırımı ve deri şortumu giydim. Komodine doğru ilerleyip üstünde duran otel telefonundan resepsiyonu aradım.
"Günaydın efendim," dedi bir kadın sesi.
"Günaydın," dedim sessiz bir ses ile. komodinin üstünde duran kendi telefonumu alırken. "Bana bir taksi çağırın."
"Çağırıyorum efendim." dedi. Telefon kapandığında yerine koydum ve kendi telefonumdan saate baktım. Saat yediydi. Yediyi on iki geçiyordu. Bu da demek oluyordu ki sadece üç saat uyumuştum. Telefonu cebime koyduktan sonra yerde duran askılı tişörtümü de giydim. Pencereden gökyüzüne bakarak havanın sıcaklığını tahmin etmek istedim. Bir ceketim olmadan gelmiştim. Eğilip Chris'in ceketini aldım ve ona sonra vermeyeceğimi bile bile pahalı ceketi üstüme giydim. Kaslı bedenine tam oturan ceket bana büyük geldiğinde bu beni tatmin etmiş gibi gülümsemiştim.
Cüzdanım ve telefonumu kontrol ettikten sonra her şeyin tamam olduğunu fark edip son kez Chris'e döndüm. Kıpırdamadan uyumaya devam ediyordu. Uyanmasını istemediğim için yanına yaklaşma isteğimi bastırarak arkamı döndüm. İki teki de farklı yerlerde olan ayakkabımı da giydikten sonra daha fazla durmadan odadan çıktım. Asansöre bindiğimde sırtımı aynaya yasladım. Derin nefesler alarak uykumun tamamen açılmasını bekledim. Tekrar telefonumu elime aldım ve galerimde duran ders saatlerime baktım. Öğlen bire kadar dersim olmadığını görünce rahatladım. Asansör zemin kata ulaştığında indim. Resepsiyona yaklaştım.
"Yedi yüz yedinci oda, taksi çağırmıştım." dedim.
"Hemen kapıda efendim, size yardımcı olsunlar." dedi arkamda birini gösterirken. Onayladım ve önden ilerleyen çalışanı takip ettim. Kapıda duran, çalışanın kapısını açtığı taksiye bindim. Detaylı olarak evimin adresini verdiğimde taksici onaylamış ve sabahın bu saatinde bir şey demeden sürmeye başlamıştı.
Kafamı arkama yaslayıp biraz daha dinlenmeye bakmıştım. Muhtemelen evde dinlenemeyecektim.
Taksi evin önüne geldiğinde cüzdanımdan çıkardığım parayı uzattım ve indim taksiden. Evin kapısı güvenliğimiz tarafından açıldı. "Günaydın Bay Lee," dediğinde tebessüm etmekle yetindim sadece. İçeri adımladığımda kapıyı anahtarımla açtım. Sessizlikle karşılaştığımda rahatlayıp odama çıktım.
Ağrıyan bedenimin serzenişlerini dikkate alarak üstümdeki kıyafetleri çıkartıp kendimi banyoya attım. Küvete girmeden önce sıcak suyu açtım. Birkaç güzel kokulu bombayı da küvete attıktan sonra elimle dağılan bombanın yaydığı rengi dağıttım. Birkaç saniye sonra da kendimi sıcak suyun içine bıraktım. Vücudum buna ihtiyacı varmış gibi gevşediğinde sırtımı yaslayıp başımı arkaya doğru attım. Gerçekten de canımı yakmıştı, yatakta sertti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rakı içmeyi bilmesen tanışabilir miydik, chanlix
Fiksi Penggemar[mini fic] pahalı markalar, parlak mücevherler ve ışıltıdan hoşlanan lee felix'in hayatına ansızın dahil olur bang chris.