bir

405 35 69
                                    


little miss life / küçük kayıp hayat

❧little miss life / küçük kayıp hayat

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiç mi merak etmiyorsun Miseol?"

Kahve kapsülünü paketten alırken kaşlarımı çattım.
"Neyi?"

"Babamı." Bir anlığına duraklayıp etrafta gezdirdim bakışlarımı. Derin bir nefes almaya çalıştım ve göğsümü kaplayan karanlığı her zamanki gibi yok saydım.

Kapsülü makinenin içine atıp abime, Taehyun'a, döndüm. "Neyini merak edecekmişim?"

"Miseol!" dedi uyarır gibi. Onu umursamayıp arkama döndüm ve makinenin alt kısmına yerleştirdim kupayı.

"Bir buçuk aydır haber alamıyoruz." dedi hatırlama yapmak ister gibi. "Kayıp ihbarından da bir şey çıkmadı, polislerin bir halt bulabildiği yok."

Dalga geçer gibi gülüp kahve dolan kupayı masaya, onun önüne, bıraktım. "Üçüncü karıyı buldu, sizi de bok gibi ortada bıraktı." Ben alaya gülerken o kaşlarımı çatmıştı ama inkar edemezdi. Eskiyi ikimiz de biliyorduk. Annemi ve bizi nasıl terk ettiğini ve o kadına gittiğini...

Tabii, o kadın da yıllar sonra onu terk etmişti. Oğluyla, diğer kardeşimizle, birlikte o koca evde kalmıştı. Aklına başka çocukları olduğu geldiğindeyse ben on beş, abim on yedi yaşındaydı.

"Para vereyim, benimle görüşün." demişti. Ve abim, hayatındaki baba rolü eksikliğini giderebileceğini düşünüp parayı dahi istemeden görüşmüştü onunla. Geçtiğimiz bir buçuk aya kadar da diğer kardeşi ve babasıyla görüşmeye devam ediyordu.

"Miseol, hiç mi endişelenmiyorsun?"

Sandalyeyi çekip oturduğumda omzumu silktim. "Umarım ölmüştür."

Kollarımı masaya uzatıp rahatça yaslandım arkama. On beş yaşına gelene kadar yüzünü bile görmediğim, hayatım boyunca kimseye "baba" diye seslenemediğim bir hayat vermişti bana. Bir de üstüne başka iki çocuk daha.. Üzüldüğüm tek şey mirasın dörde bölünecek olmasıydı.

"Bu kadar kötü olamazsın."

Abim yüzüme bakarken tek kaşımı kaldırdım. "Bana babalık yapmamış birine evlat olmamı mı istiyorsun?"

Sertçe sorup ciddi bir ifadeyle yüzüne baktım. Başını inatla iki yana sallamıştı. "Eğer isteseydin yapacaktı."

"On beş yıl sonra mı?" Kelimeleri bastırarak ve sesimi yükseltmekten çekinmeyerek konuştuğumda sertçe yuktunup arkasına yaslandı. Sinirlendiğim zaman durmayacağımı biliyordu.

Ben doğduktan birkaç ay sonra gitmişti, abim o zamanlar iki yaşındaydı ve benim gibi babamı hatılamıyordu ama inatla bizi bırakıp giden o herifi savunuyordu.

little miss life  ❧ yeonjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin