Yeni bir sabah... uykudan uyanmış hayatı sorgularken saatin 07.28'e geldiğini görünce yataktan hemen kalkıp daha iyi ayılmak için yüzümü yıkamaya gittim fazla vaktim olmadığı için hızlıca giysi odama gittim bir, askılığa bastığım için bir küfür edip söylene söylene üzerime siyah bir badi altıma da badim kadar siyah bir pantolon giydim ardından boynuma bir kaç kolye ve pantolonuma da bir zincir taktım.
geç kalktığım için bir şey yiyemeyeceğimi düşünüp eğer zamanım kalırsa yiyeceğim diye geçiştirdim ve saçlarımı yapmaya başladım saçlarımı; tepeden bir at kuyruğu yaptıktan sonra bir tane de siyah gözlük taktım-nede olsa artık gözlükte bir aksesuar değil mi?- ardından aşağıya inip kapıyı açtım ki hemen karşımda Namjoon belirdi belli ki o da yeni gelmişti "bende tam kapıyı çalacaktım" havada kalan elini esesine götürüp biraz orada oyalandırdıktan sonra bir şey demeden onu takip ettim arabaya bindiğimizde içeriyi saran bir koku dikkatimi çekti ne olduğunu bilmem ama güzel olduğu belliydi "bugün iş yerini biraz geç açacağız bende bir şeyler yeriz diye getirmiştim" bana aynadan bakıp söylediği şeye tebessümle karşılık verdim ve gözlerimi yine yola çevirdim
...
beni bir park a getirmişti cidden her yerde kuşların cıvıl cıvıl sesleri yankılanıyordu resmen huzur bulalım diye yaratılmış bir yerdi .Ben gözlerimi etrafta gezdirirken Namjoon elimi tutup beni parktaki ormanın içine getirdi eline aldığı örtüyü yere serdi ve oturdu o gözlerini bana çevirip "otursana" diye söylediğinde dediğini yapıp karşısına geçtim . açtığı sepetten getirdiği şeyleri çıkardı ve yemeye koyulduk .
Belki de bunu önceden yapmalıydım diye düşünmeden edemiyorum o uçağa önceden binip yeni bir hayat kurmayı...
Daha önceden yapıp daha mutlu olabileceğimi...
Ben düşüncelerimde olduğum için Namjoon ne ara yanıma geldi anlamamıştım elini omzuma koyup "ne düşünüyorsun?" deyince geçiştirmek adına "hiç" diye yanıtladım ve ellerimi yere koyup kafamı gök yüzüne kaldırdım, gözlerimi kapatıp içime büyük bir nefesle o temiz havayı çektim
Namjoon saatine bakıp "iş yerini açma vakti" diyerek eşyaları toplamaya başladı ,bende ona yardım ettim .Hemen ardından arabaya binip iş yerinin yolunu tuttuk
...
iş yerine gelince biraz yorgun olsam da umursamayarak üstümü değiştirmek için soyunma odasına gidip üniformayı giydim hemen dışarı çıkıp siparişleri alıyor ardından kasadaki diğer garsona veriyordum o bana tepsiyi hazırlayınca ondan alıp masaya götürüyordum ,ve yine gözüme o çocuk takıldı yine bana bakıyordu bir süre göz teması kurduktan sonra arkamdaki garson omzuma dokunup "tepsiyi al" deyince irkilip tepsiyi aldım ve masaya götürdüm yüzüme içtenlikle sıcak bir tebessüm yerleştirip "afiyet olsun" diyerek elimdeki boş tepsiyi yerine koydum
Birileri gelmediği için biraz dinlenmek adına oturdum .Nedense soluk soluğa kalmıştım ki Namjoon'u görünce hemen ayağa kalktım -nede olsa iş zamanında oturmamızdan hoşlanmıyordu- yanımdaki diğer garson sürekli bana bakan çocuğu gösterip "o yemeğini bitirmiş çabuk boş tabakları kaldır" onun dediğine gidip tabakları tepsime koyarken o çocuğun bir şey çizdiğini fark ettim ,fakat ben gelince elleriyle üzerini kapattı bende umursamadan tabakları aldım.
Namjoon gidince rahatça oturabildiğim için bir sandalyeye oturdum .En azından bir müşteri gelene kadar dinlene bilirdim .Etrafta gözlerimi gezdirirken yine fark ettim ki bana bakıyordu.
Neden hep bana bakıyordu?
Niye bana bakıp duruyordu?
Aklımdaki düşüncelerle boğuşurken yanımdaki sesle irkildim "seo-yeon!" harika Namjoon beni yakalamıştı .Hemen ayağa kalkıp üzerimi düzelttikten sonra ona döndüm "sana ne dediğimi çok iyi hatırlıyorsun değil mi?" sorduğu soruyu zorda olsa korkarak başımı öne eğip cevap veremediğim için kafamı aşağı yukarı salladım "o zaman çıkışta burayı tek sen temizleyeceksin" başımı kaldırıp bakmasam da bütün gözlerin bende olduğundan emindim
Ona cevap vermeyince yanı başımdan ayrıldı .Sinirle bana gülen çalışanlara ölümcül bir bakış attıktan sonra hepsi sustu, biraz da olsa rahatlığımla işime geri dönmüştüm
...
Sırtım ortadan ikiye ayrılacak gibiyken birde burayı temizliyordum şuan. Narın adımlarımla iş yerini temizlerken sırtımın ağrımaması için esneyerek temizlediğim yeri bitirip hızlıca eşyaları yerlerine bıraktım, üstümü de değiştirip içinde bunaldığım kıyafetleri yerine koyunca koşarak dışarı çıktığım anda bir göğse çarpmam bir oldu
Benim yüzümden yere düşürdüğü kağıtlara bakarken fark ettim ."Bir dakika? benim resmim mi o?" sesli düşünmem yüzünden eşyalarını yere düşürdüğüm adama bakınca 2 gündür bana dikkatle bakan adam olduğunu anladım bu bana neden baktığını açıklıyordu adam biraz utangaç bir şekilde bana bakarken sessizlik hüküm sürüyordu . Bende sessizliği bozmak adına elimi uzatıp "Seo-yeon gerçi bana bağıran Namjoon sayesinde öğrenmişsinizdir "diyerek tebessüm ettikten sonra elimi oda sıkarak "minjun" dedi ne diyeceğimi bilmediğim için onun yüzüne öylece bakarken "resmin güzelmiş, güzel çiziyorsun " diyerek bir adım geri çekildim "bence ressam olmalısın " diye devam ettim
. İsminin minjun olduğunu öğrendiğim insan bana bakıp "bence sende balerin olmalısın ,çok güzel dans ediyordun " dediğinde öylece kala-kaldım "teşekkür ederim .ama ben zaten bir balerindim" diyerek yanıtladım onu . şaşırmışa benziyordu "kötü bir olay yüzünden hayatımı değiştirmeye karar verdim" niye anlattığımı hala anlamsam da beni dinliyordu
ardından bir korna sesi ile "Seo-yeon " diye bana çağıran tanıdık gelen sesle ona yöneldiğimde namjoon beni arabada beklediğini gördüm minjuna "görüşürüz" deyip el salladıktan sonra arabaya bindim o kadar yorulmuştum ki kendimi yatakta uyumuş halde buldum sanırım arabada uyuya kalmıştım ve Namjoon da beni buraya yatırmıştı
saat geç olduğu için -aslında uykuyu sevdiğim için- yeniden kendimi uykunun ellerine bırakmaya karar verdim
______________________________________________________________________________
woah yeni bir bölüm daha klavyem yaşıyormu emin değilim çünkü çoğu şeyi yazıp sildim .
neyse bunu eğer okuduysan teşekkür ederiz cidden seni sevdiğimi bilmelisin son bir istek daha .
Lütfen hata yaptığım yerleri söyler misin? bir daha hata yapmamam için .
seo-yeon