bölüm 5

8 0 0
                                    

başımın ağrımasıyla kalkmıştım çünkü dün akşam, cumartesi olanlar için bir sürü kurgu yapmıştım. Hemen kalkıp bugün cumartesi olduğu için bir sevinç dansı yaptıktan sonra koşarak yemek için Amerikan mutfağıma indim. Güzel küçük bir kahvaltı hazırladıktan sonra bulaşıkları makineye koyup koşarak giysi odasına gittim

 Üzerime bir şort ve beyaz kısa kollu giyip kalpli bir kolye ve neredeyse şortuma gelecek kadar bir hırka giydim. Ardından kolyemin geldiği yere kadar fermuarımı açtım.

Hazırlandıktan sona yaklaşık 20 dakikalık bir mesafe olan mağazaya gittim. İçeri girdiğimde gözüme çarpan ilk şey Minjun un da burada takım elbise seçiyor  olmasıydı. Koşarak yanına gittim ve sırtına atladım. Afallamış şekilde bana döndü.

Beni tanıyınca "merhaba Seo-yeon dediğinde bende karşılık vermek adına "merhaba Minjun" dedim. Bir adım geri çekilip beni süzdükten sonra "niye buraya geldin?" diye sordu hiç düşünmeden "sen niye buraya geldiysen o yüzden" dedim. Minjun arkasına dönüp "hiç karar veremiyorum" diyerek bir soluk çekti. Bende onun baktığı yere dönüp göz gezdirirken arkamızdan bir çalışan geldi "çiftlere uygun çok güzel kıyafetlerimiz var isterseniz götüreyim" dediğinde Minjuna dönüp onay vermek adına kafamı aşağı yukarı salladım. Oda çalışana dönüp "olur lütfen" dedi.

Çalışanı takip ettiğimizde bizi bir reyona getirdi elleriyle kıyafetleri gösterdi güzel görünüyorlardı. Denemek için ayrı kabinlere girdik. Çıktığımızda parlayan gözleriyle bana bakan çocuğu süzdüm "çok yakışıklı olmuşsun" bunu nedense kısık bir sesle söylemiştim oda bana aynı tonda "sende çok güzel olmuşsun" dedi bunu söyleyince yanaklarımın kızardığını hissediyorum  bile.

Aynadan kendime bakmak için adımladığım sırada yine sakarlığım tuttu ve elbisemin eteğine basıp Minjunun üzerine düştüm oda beni refleksle belimden tuttu. Belimde hissettiğim baskıyla hemen ayaklandım ve eteğimi ellerimle temizledikten sonra bunları alıp evime gittik. orada iki tane kahve yaptım ve sohbet ederek içmiştik. 

Minjun hazırlanması gerektiğini ve saat 07.00'da beni alacağını söyledi. Minjun gidince bende ilk önce kahve bardaklarını kaldırıp evi topladım ve hazırlanmaya koyuldum ilk iş olarak saçlarımı bukle bukle yaptıktan sonra hafif bir şekilde clean gril makyajı yapmış o güzel mi güzel elbisemi giydim koltukta biraz telefonla oynarken Minjunu beklemeye koyuldum.

Zil çalınca kapının başına gittim. Bir soluk çektikten sonra kapıyı açtım Minjunu görünce yüzümde küçük bir tebessüm oluştu. Elini ensesinde konumlandırarak konuştu  "ç-çok güzel olmuşsun" başımı hafif yere eğip yanağımın kızarmasını engellemeye çalıştım.

Ardından dışarı çıktık ve onun arabası olduğunu düşündüğüm bir arabaya bindik yolda giderken derin bir sessizlik hakimiyet sürmüştü.

 Geldiğimizde Namjoon biraz şaşırmıştı ardından şaşkınlığını gizlemeye çalışarak yanımıza geldi "hadi gelinde masalara geçelim ". Masalara doğru ilerlerken belimde hissettiğim el ile birlikte oraya döndüm. Minjun belimi tutmuştu ona döndüğümde göz-göze gelmiştik kulağıma eğilip "hem çift kıyafeti giydik çift gibi davranalım hemde buradaki insanlara güvenmiyorum ".

Ben şaşkın gözlerle ona bakarken o, bakış yönünü değiştirip bizi bir masaya geçirmişti. Namjoon bize içecek almaya gittiğinden Minjun ile yalnız kalmıştık. O, parlayan gözleriyle etrafa bakarken ben hala etkisinden  çıkamamıştım.

Namjoon elinde içeceklerle geldiğinde gözleri eli belimde olan Minjuna kaymıştı ona ölümcül bakışlar atıyordu ben rahatsız olunca bir adım kayıp elini belimden bırakmasını sağlamıştım Namjoon içecekleri getirip bize vermesine rağmen hala birbirlerine ölümcül bakış atmaya devam ediyorlardı. Bundan iyice  rahatsız olmuştum "ben lavaboya gidiyorum geldiğimde böyle davranmazsanız iyi olur" diyerek cevap vermelerini beklemeden lavaboya gittim. Biraz rahatlamak adına ellerimi yıkadım ve boynuma dokundurdum. çıkmak için kapıyı açtığımda karşıda bir beden beklemiyordum. Biraz uzak olmamıza rağmen içtiği çok belli oluyordu.

Ben daha ne olduğunu anlamadan beni kendisi ile duvar arasına almıştı ben bağırmaya bağladığım an elini ağzıma götürüp susmamı sağlamıştı kendisi ise arsız gözleriyle beni süzüyordu ben buna sinirlenip korkumu bir kenara bıraktım ve ağzımı tuttuğu elini bileğinden kavrayıp ters çevirdim adam kolunu tutarak sendelemesine sebep olmuşken bende koşarak Minjun ve Namjoonun yanına gittim. Kavgayı kesmişlerdi buna sevinirken yanına gidince neden kavgayı kestikleri belli olmuştu çünkü ikisi de şuan sarhoş olmuşlardı Namjoonu korumalarına verdim ve onu eve götürmelerini söyledim fakat minjunun evini bilmiyordum sarhoş olduğu içinde bunu bana söylememişti bende kendi evime getirmeye karar verdim.

Eve girer girmez kendini koltuğa attı bende elbisemden kurtulmak için giysi odama gittim üzerime bir tane şort ve şortu kapatacak kadarda tişört giydikten sonra aşağıya inmemle bana sarılması bir oldu nedenini anlamadığım için ona bakarken beni daha fazla  kendine bastırıp "beni bıraktın sandım" sesi ağlamaklı çıkmıştı ben ise buna biraz gülmüştüm sarhoşken bile çok yakışıklı ve bir o kadarda tatlıydı.

Bende ona sarılıp "seni hiç bırakmayacağım" diyerek elimi omzuma koydum ve geri çekip biraz uzaklaştırdım ardından koltuğa oturdum benim planım bir an önce evinin yerini öğrenmek ve onu evine götürmekti. Bunu sormak için dudaklarımı araladığımda konuşmamı engelleyen şey Minjunun sesiydi "belini tuttuğum için üzgünüm ama-" bu seferde ben sözünü bölmüştüm "biliyorum onlara hiç güvenmiyorsun " kafasını ve ellerini hayır der gibi salladı "hayır hayır ben... ben seni seviorum seo-yeon" işte bunu beklemiyordum yani bekliyordum ama-  öff... anladınız işte.

O sarhoş olduğu için bunu unutacağını düşünüm "bende seni seviyorum Minjun" sonra aklıma bir an önceki planım geldi ve yine araladım dudaklarımı "Minjun hadi seni evine götürelim evin nerede?" hemen cevapladı dediğimi "gitmek istemiyorum~" . Yine aynı cevap... cidden bazen bezdiriyor insanı . "Tamam Minjun " diyerek yukarı çıktım bir yorgan ve yastık alıp koltuğa serdim onu yatırdıktan sonra kendi yatağıma geçtim ben telefonla oynarken kapı sesi ile oraya döndüm "şey.. seo-yeon ben... orada rahatsız oldumda yanına yatabilir miyim?" onu oynayladıktan sonra yanıma yattı zaten sarhoştu o uyuyunca yataktan kalkıp koltuğa yatardım 

...

Minjun da uyuyunca yatakta oturur pozisyonu alıp kalkacaktım ki kalktığım anda yerime geri geçtim çünkü Minjun kolumdan tutuyordu bende kaçamayacağımı anlayıp geri yattım yarın zor bir gün bizi bekliyordu...



_______________________________________________________________________________    

üç gün bölüm atmadığım için bugün iki bölüm yazmaya karar verdim 3 saattir bunun için uğraştım umarım beğenirsiniz sizi seviyoruz ve okuduğunuz için teşekkür ediyoruz 

Dökülen son yaprakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin