6 0 0
                                    

Sonunda bütün çilelerden kurtulmuştum...  babam artık minjun'a güveniyor ve namjoon denen bedenini hırsla kaplamış gözünü hiç bir şey görmeyen o adam artık yoktu 

sadece ben ve iyiliğim için yanımda kalan minjun vardı 

yapraklarım teker teker bana dönüp mutluluk dağıtmaya ve bedenimi sarmaya devam ederken yapmam gereken tek şey bir daha böyle bir şey olmasını önlemekti  

ağır ve yorgun bedenimi yataktan kaldırırken yanım da uyuyan ruhumun diğer yarısını uyandırmamaya çalışıyordum 

yataktan kalkıp her zamanki gibi  giysi  odasına giderken bu sefer bol bir pantolon ve hoodie giyerek o küçük odadan ayrılmıştım minik ve yavaş adımlarım ile mutfağa doğru koşarken mutfağa gidip ellerimi yıkadım ve oldukça kolay beni uğraştırmayacak bir kahvaltı hazırlayıp koşar adım minjun un yanına gittim bir hışımla üzerine atladığımda reflex olarak elleri belimi bulduğunda alnıma küçük bir öpücük kondurmuştu "kafvaltı hazır" r yi olabildiğince uzatırken zerinden kalkmış ve üzerini rahtça giyinmesi için odadan çıkıp yemek masasında onu beklemeye koyuldum  

geldiğinde karşıma geçip yemek yemeye başladığında bende ağzıma minik lokmalar atıyordum yemeye devam ederken minjun aralamıştı dudaklarını "bugün işim erken bitecek hızlıca ayağa kalktığım da şaşırmış görünüyordu "olmaz minjun sen çok çalış bence hem işini de geliştirirsin "   ne olduğunu anlamış görünüyordu ki sırıtıyordu yavaşça çatalı bırakıp geriye doğru yaslanmıştı "niye yoksa mia yerine benle pijama partisi yapılmıyor mu?" bi dakika BUNU NEREDEN BİLİYORDU   

yine sesi duyulmuştu "mia söylemedi merak etme ben kendim duydum " bu sefer ben sırıtmıştım ellerimi önümde kenetlerken araladım dudaklarımı "mark ile bizi dinlediniz değil mi?" sırıtmaya devam ederken ellerini ensesine götürmüş ve orada biraz oyalanmıştı istemsizce göz devirip masadaki arta kalanları kaldırmaya başladım "madem öğrendin bana burayı organize etmem için yardım edeceksin" 

her ne kadar inkar etse de kabul etmeyeceğimi bildiği için ayağa kalkmış ve masayı toplamama yardım etmişti 


...


her şeyi alıp eve getirdikten sonra bir güzel etrafı düzenlemiştik bunun üzerine mark da mia ile gelecekti ve... çalan o kapı ( hey you wanna come in?) koşarak kapıyı  açtığımda içeri gire iki bedenle yüzümde gülümseme oluşurken mark ın minjun ile yaptığı garip ve sert tokalaşmalarıyla yüzümü buruştururken minjun elini yanağıma yerleştirip gülmüştü 

sonunda herkes bir yere geçerken minjun ve ben yere mark ve mia ise koltuğa yerleşmişlerdi ben  kafamı minjunun bacağına koymuş yatarken o ise eliyle saçlarımı okşuyordu böyle film izlemeye devam etmiştik   minjun arada bana patlamış mısır veriyor ben ise onları güzelce yiyordum 

en sonunda film bittiğinde yastık savaşı yapmaya karar vermiştik ben miaya vurarken mark ın bana vurmasıyla yere çakılmıştım "mark yavrum tır ile vursaydın daha az acıtırdı" mark dediğime gülerken oda benden daha sert bir şekilde yer ilre buluşurken arkadan minjunun gülme sesi gelmişti arkama döndüğümde elinde yastık şeytanice gülüyordu bu sefer ona mia saldırırken pek etkilenmiş sayılmazdı 

hehehe... sıra bende bir koşuşla beraber etrafımda döndükten sonra yastığı fırlatmıştım ki mia da hala yerden kalkmamış mark ın  üstüne düşmüştü "öpüşün öpüşün öpüşün..." bunu minjun ile kaç kere tekrarladım bilmiyorum ama aynı anda yüzümüze yediğimiz yastıklar ile susmuştuk 

"minjun ben yoruldum" ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovduğumda markın sesi duyulmuştu "oha yüzünde makyaj yokmuymuş" ve yüzüne bir yastık... "YAH HANİ YORULMUŞTUN YALANCI "  buna herkes gülerken minjun onları yolcu etmiş ve yanıma gelerek beni kucağına almıştı "benim bebeğimin uykusu mu gelmi?" kafamı aşağı yukarı salladığımda bir sırıtış ve anlımdan öpülen minik bir öpücük ile yukarıya doğru çıkarmaya başlamıştı yatağa geldiğimde beni yatırmıştı tam gidecekken bileğinden tuttum "yorgun seo-yeon seni istiyor" sırıtıp yanıma yerleşmişti "seni seviyorum seo-yon " bende aynı gülüşü sunmuştum "bende seni seviyorum minjun"  onun beline sarıldığımda gülmeye başlamıştı stemsizce bede gülmüştüm...


Ve sonunda tüm yapraklarım sonunda yerlerine gelmiş ve mutluluk ağacım yapraklarına kavuşmuştu önceden yaptığım bu hataya bir daha asla düşmeyecektim çünkü artık önlemimi almış ve ağacımın etrafını koruma duvarlarıyla kapatmıştım ve emindim ki bütün yapraklım gitse bile bir yaprak mutlaka kalacaktı belkide beş... ahh kesinlikle sallıyorum benim bütün yapraklarım minjun üzerine kurulmuş uzaktan da olsa bağlantıları vardı ve minjunun beni asla bırakmayacağına emindim sonunda bir hayatım olmuş ve sonuna kadar iyi olacağım bir yere sahiptim. şuan beni aldatan o insana kızmıyordum bile eğer o olmasaydı ben bu uçağa binip bu güzel hayata kavuşamayacaktım 

yalnış yer veya yalnış zaman... kim ne derse desin biz doğru insanlardık belkide eninde sonunda birbirimizi yeniden bulacaktık yada geç kalacaktık... ama eninde sonunda yine birlikteydik...  

____________________________________________________________________

vee.... son açıkçası pek istediğim gibi olmadı amaaaaaaaaaaaaaaa güzel 

buraya kadar okuyan insan sana sesleniyorum cidden teşekkür ederim>.< 

Dökülen son yaprakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin