Semih sorduğum soru karşısında donup kalmış, ne diyeceğini bilemeyecek kadar kitlenmişti.
Bende yarım gülüşle yanına doğru adımladım.
-Adamı böyle kitlerler, Semih bey.
Kendine geldiğinde bana bakıp sonra da yere bakıyordu.
Utanmış mıydı? Yoksa söyleyecek bir şeyi mi yoktu?
-Utanmana gerek yok, sonuçta kartları açık oynadık.
-Utanmadım, şaşırdım sadece. Senden böyle bir soruyu sormanı beklemiyordum.
-Ne o? Yoksa şimdiden pes mi ediyorsun?
Sorumu es geçip hadi beraber kafeye gidelim dedi.
Hazır olduğum için onu onayladım ve kızlara seslendiğimde hepsinin hazır olduğunu gördüm.
Beraber yürümeye başladığımızda hepimizin bir sessizlik hakimiyeti vardı.
Dünün yorgunluğu bugün de üstlerindedir diye üstelemedim.
Kafeye geldiğimizde Mine her zamanki gibi kapıyı açmış ilk girişi o yapmıştı.
Önlüklerimizi giyinip çantalarımız da astıktan sonra Semih bana "bizimkileri de çağırayım mı hem yardımları dokunur" dediğinde;
-Tabii çağır gelsinler demiştim.Semih'in dediği gibi "Müşteri olupta burada çalışan bir kafeyi ilk kez gördüm" cümlesine hak veriyordum.
Kahvaltı için gelen topluluk ile güne başlamıştık.
Mine hazırladığı kahvaltılıkları büyük tepsiyle dizerken bende onu bekliyordum.
Götürebilirsin dediğinde tepsiyi elime aldım ve taşımaya çalıştım.
Tepsi elimden kaymaya başlarken telaşla Semih diye bağırdım.
Semih seri adımlarla geldiğinde elimdeki tepsiyi hızla aldı ve masaya doğru adımladı.
Beni büyük bir yükten kurtardığı için ona teşekkür borcum vardı.
İç sesim; Nasıl bir borçmuş, anlat da bizde öğrenelim. Malum dünkü sorduğun soru yüzünden burada kalp krizi geçiriyorduk, hatırlatayım.
İç sesimin cevabı ile kıkırdadığımda Melisa bana bakarak "Ne o delirdin mi?" Diye sordu.
Bende ona onay verdiğimde Hay Allah ya diyip işinin başına döndü.
Melih'in sesi kafede yankılanırken bir konu hakkında sinirlendiğini anlamıştım.
Masaya baktığımda müşteriler kahvaltılarını ederken kısa bir an için boş vaktimiz vardı.
Melih'i hemen mutfağa çağırdığımda neler olup bittiğini anlatmasını bekliyorduk.
-Burak, Onu varya elime bir verseler komalık ederim o çocuğu. Yolda karşılaştık, kafeden kovulduğu için kafenin önünde yatıp kalkıyor. Neymiş efendim belki Minay ona acır da içeri alırmış.
Semih'in bakışları üstümde gezinirken oraya bakamadan Melih'e sakinleşmesi için su uzattım.
Suyu bir dikişle içtiğinde bardağı kaldırıp tekrar isteyip istemediğini sordum.
Gerek yok teşekkür ederim dediğinde hemen bardağı yıkayıp tezgaha koydum.
Semih ayağa kalktığında ona baktım. Melisa'da bana bakınca bir şeylerin ters gittiğini anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Işıltılı Kafe✨
Teen FictionMinay arkadaşları ile hayal ettikleri kafeyi açmak için yola koyulurlar. Bu kafenin amacı sadece insanların sosyalleşip kahve içmesidir. Minay, Melisa ve Mine'nin yeni düzeni nasıl olacaktır? sosyalleşmek için açtıkları bu kafede kendileri sos...