"Bana baktığı gözleri ile ilgili şunu diyebilirim ki, gözleri cennet gibiydi."
"Minay Yıldırım"
Yeni bir güne baş ağrısı ile uyanmak en nefret ettiğim durumdu. Yatağımdan zorla da olsa kalktığımda yatağımın başlığından destek aldım. Bugünün güzel geçmesini diledikten sonra yatak başlığından elimi çekip kapıya doğru yürümeye başladım.
Kapının kulpunu çevirdikten sonra birkaç adım attım ve banyoya giriş yaptım. Banyonun kapısını kapattıktan sonra musluğu açıp elimi yüzümü yıkadım. Yanımda bulunan havlu ile yüzümü kuruladım ve yerine astım.
Banyodan çıktıktan sonra Melisa'nın da uyandığını gördüm. Ona baktığımda beni fark etmemişti çünkü ayakta uyuyordu. Dün gece erken uyuduğum için uykumu almıştım. Melisa'nın bu hallerine gülüp kafamı iki yana salladım.
Odama tekrar giriş yaptım. Kapımı kapattım ve dolabımın olduğu yere doğru adımladım. Dolabımın kapağını açtım ve ne giyineceğime baktım. Bugün elbise giyinmeye karar verdiğimde düz, günlük siyah renkli, kalın ip askılı elbisemi askılıktan çıkardım.
Pijamalarımı üstümden çıkardım. Çıkardığım pijamalarımı katlayıp yatağa koydum. Elbisemi üzerime geçirdiğimde aynadan kendime baktım.
Sade olduğu için kafede çok göze batmayacağından onay verdim ve makyaj masama doğru yürümeye başladım. Makyaj masama oturdum ve gerekli gördüğüm malzemelerimi çekmeceden çıkardım.
Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Yüzüme nemlendiricimi sürdüm. Nemlendiricim yüzümde emdikten sonrada göz altlarıma kapatıcıyı sürdüm. Süngerim ile birlikte kapatıcımı dağıttım.
Çok koyu olmayan pembe allığımı da fırçama batırdım. Fazla tozu üfledim ve yüzüme dokundurdum. Rimelimi de sürdükten sonra yanımda duran telefonumdan saate baktım. Saat tam sekize geliyordu. İşim bittiğinden masamdan kalktım ve odamın kapısına doğru yürümeye başladım.
Mine'nin sesi kapının oradan duyulurken herkesin hazır olduğunu anladım. Vakit kaybetmeden hemen ben de dış kapıya doğru ilerledim ve kızlara "günaydın" dedim. Onlar da "günaydın" dedikten sonra sıra sıra ayakkabılarımızı giyindik.
Kapıdan tamamen çıktığımızda Melisa kapıyı kilitledi ve bize yetişmeye çalıştı. Uykusu olduğundan dolayı birkaç kere tökezlese de kendi kendine gülüp yanımıza geldi. Birkaç dakika sonra kafenin kapısının önüne geldik.
Mine çantasından anahtarları çıkardı ve kapının kilidini açtı. Hep beraber içeriye girdik. Mine vakit kaybetmeden mutfağa giriş yaptı.
Mutfaktaki seslerin yükselmesinden anladığım kadarıyla Mine gene döktürüyordu.
Mine'nin mutfaktaki işi bittiğinde ben de masaya doğru yürümeye başladım. Mine'nin karşısına oturduğumda Mine'nin elinde bulunan yeni yaptığı ekler tatlısı vardı. Tabağa güzelce koydu ve peçeteyi de tabağın yanına koydu. Bana dönüp tabağı elime uzattı. Ben de tabağı elinden aldım ve masaya koydum.
-Bu senin için, biraz da olsa neşen yerine gelsin diye yaptım. En sevdiğin tatlının bu olduğunu biliyorum. Hadi vakit kaybetmeden ye, tadının nasıl olduğunu bana söylersin.
Ona gülümsedim ve tabaktaki peçeteyi alıp eklere sardım. Ağzıma götürdüm ve büyük bir ısırık aldım. Tadı enfesti.
Çiğnerken yüzümün ani değişmesinden dolayı Mine kahkaha attı ve "cevabını aldım" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Işıltılı Kafe✨
Teen FictionMinay arkadaşları ile hayal ettikleri kafeyi açmak için yola koyulurlar. Bu kafenin amacı sadece insanların sosyalleşip kahve içmesidir. Minay, Melisa ve Mine'nin yeni düzeni nasıl olacaktır? sosyalleşmek için açtıkları bu kafede kendileri sos...