.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.
İnsan çok düşünerek en güzel anlarını mahveder derler ya. Dün gece tam olarak aynı şey yaşanmıştı.
Her şeyi o kadar çok düşünmüştüm ki, bir süre sonra başım ağrımaya başlamıştı, fakat bir türlü uykum gelmiyordu.
Felix'i tüm gece kollarımın arasında uyutmuş olsam da, ben Güneş doğana kadar ayakta kalmıştım. Gözlerimin yavaş yavaş kapandığını hissettiğimde sabah 5 civarı olabilirdi, bilmiyordum açıkçası.
Gözlerimi araladığımda ilk yaptığım şey sağıma dönerek Felix'e bakmak oldu, fakat yoktu. Ne zaman gitmişti yanımdan bilmiyordum, ama bir kereliğine bile olsa gözümü onunla açmayı çok isterdim.
Komidinin üzerinde duran telefonuma uzanıp saate baktım, sabah 10'a yaklaşıyordu. Uyuduğum saatin üzerinden dört buçuk saat geçmiş olsa bile gözlerimi açtığım an uykum kaçmıştı.
Telefonumu kapatıp sağ tarafa geçtim. Felix'in kokusu tüm yatağı ele geçirmişti. Yanımda olmasa bile kokusu hâlâ buradaydı.
Birkaç dakika sağa sola dönüp tekrar uykuya dalmayı denesem bile en sonunda yapamadığım için yataktan kalkıp odanın içindeki banyoda elimi yüzümü yıkadım.
Bugün biraz halsiz hissediyordum ve boğazım iyice kötüleşmişti. Yeji'nin çayı hiçbir işe yaramamıştı söylediğinin aksine. Daha da kötüleştirmiş gibiydi hatta.
Odadan çıkıp etrafı kontrol ettim diğerlerinin uyanıp uyanmadıklarına bakmak için, fakat kimseden ses çıkmıyordu. Muhtemelen bugün benim aksime hepsi geç uyanacaklardı çünkü dün gece çok geç uyumuştuk.
Alt kata indiğimde koltuğun üzerine uzanarak oyun oynayan Minho'yla karşılaştığım an şaşkınca yüzüne bakmaya başladım. "Günaydın."
Ardından oturduğu koltuğun karşısındaki koltuğa oturup arkama yaslandım. "Oha, ilk defa biz uyandırmadan uyanmışsın."
Şokla yüzüme bakarak konuştuğu sırada hafifçe güldüm. Aklımın içinde dolanıp duran canavarlardan haberleri yoktu tabii.
"Uyku tutmadı." dedim gözlerimi kaçırarak. O da fazla üstelemeden anladığını belirten sesler çıkardı, fakat sonra durdu. "Bugün biraz daha iyi misin?"
Kafamı iki yana salladım. "Boğazım daha çok ağrıyor ve biraz halsiz hissediyorum." Özellikle dün gece bitki çayını içtikten sonra rahatlayacağımı düşünmüştüm fakat gittikçe kötüleşmiştim.
"Belli oluyor sesinden." Bir yandan oyununu oynuyor, bir yandan da kahkaha atıyordu benimle konuşurken.
Göremeyecek olsa bile göz devirdim ve bakışlarımı evin bahçesine yönelttim. Felix nereye kaybolmuştu sabah sabah, çok merak ediyordum. Minho biliyor olabilir miydi? Sorarsam çok dikkat çeker miydim ki?
Hafifçe öksürüp bakışlarımı Minho'ya doğrulttum. O da ona baktığımı hissetmiş gibi kafasını kaldırıp bana baktı.
"Şey– Felix nerede?" Minho'nun biliyor olmasını umut ederek yüzüne bakmaya başladım.
Yüzüne piç smile'ını takınarak bana bakmaya başladı. "Markete gideceğini söyledi, gelir birazdan." Neden bilmiyorum ama içimi bir rahatlama hissi kaplamıştı.
Dudaklarımı ısırıp gözlerimi kaçırarak onayladım Minho'yu.
"Aranızda bir şeyler var, değil mi?" Minho hâlâ oyundayken kafasını kaldırmadan bana sorduğunda yüzüne baktım. Gülüyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/340782476-288-k833956.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
* ✦ star lost / lee felix
Fanfic-ˏˋ Çünkü güven bana, seninle olacağım kayıp yıldız.. ˊˎ [ Lee Felix × girl ]