Hyunglar oradaydı. Kris kolumdan tutup dışarıya çıkarmaya çalıştı. Ama görmüştüm. Yüzü gözü mosmordu. Ne olmuştu böyle? "Bırak beni!". Sesimi ben bile tanıyamadım. Luhanın yanına gittim. Elini tutacaktım ama bayıldı. Hastaneye gidip geldiler ama Luhan YOKTU!!! Herkes odalarına gitti. Myungsoo'nun kolundan tutup kendime çektim. "Luhan nasıl?". "Neden hep Luhan?". "...". "O seni bırakıp gitti. Anlamıyormusun? Terk edip gitti! Onu düşünmektense etrafındakileri fark etsen diyorum!". O bembeyaz yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Sinirlenmişti ama nedeni bilmiyordum bilmiyordum. Ben ne olduğunu anlamadan kapıyı çarpıp çıktı. Salona gittim Kris oturuyordu. Başımı omzuna yasladım ve koridorda başımdan geçen olayı anlattım. Konuşmamı bitirince bana döndü. "Böyle söylemek istemezdi en azından vakit geçmesini bekledi.". "Ne demek istedi ki ?". "Gerçekten anlamadığını söyleme!" dedi ve gitti. Yemekten sonra koltuklara oturup haberleri izlemeye başladık. Myung yoktu. Lider aramamı zaten geleceğini söyledi. Bir son dakika haberi duyunca başımı telefondan kaldırdım. "Ünlü şarkıcı L -Kim Myungsoo- bir araba kazası geçirdi durumu AĞIR.".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keşke Ben Uyurken Gitseydin...
FanfictionBu mezar sadece onun değil hepimizin umutlarının mezarıydı...