Harry kızın gittiği yöne birkaç saniye daha baktı. Tek bir noktaya odaklanamazken sanki bulanık görüyordu. Yorgunluktan olmalıydı ama daha farklı bir duygu gibiydi. Yorgunluktan olduğunu düşündü ve geldiği yoldu hızlıca gerisin geri döndü. Ağaca yaklaştığında çevresindeki kalabalık da azalmıştı.
Tabi hala çevresinde kendisini işaret edip fısıldayarak kendi aralarında konuşan insanlar vardı. Harry onların iyi veya kötü, ne hakkında konuştuklarını bilmiyordu. Kendisine hem hayranlıkla hem de tiksinti ile balan gözler görebiliyordu. Sadece insanların onu sürekli izlemesi rahatsız ediciydi. Tanımadığı veya değer vermediği kişilerin kendisi hakkında ne düşündüğünü pek umursamazdı. Genelde.
Sırtını ağaca yasladıktan sonra ağırlığını hafifçe ağaca verdi. Bu sayede bedeninin tümünü ağaç ile dengeliyor oluyordu.
Kısaca etrafına göz atıp cebinden telefonunu çıkardı. Arkadaşlarına nerede olduğunu soracaktı. Dalgınca ekrana bakarken parmağını açma tuşunun üzerine yerleştirdi ve kilidin açılmasını bekledi.
Bekledi.
Ekrana bakarken siyah ekranda çatılan kaşlarının yansımasını görüyordu.
Ama nedense bir türlü duvar kağıdını veya kilit ekranındaki saat göstergesini göremiyordu.
Derin bir nefes aldı ve omuzlarını çökerterek dışarı verdi. Kimseden arkadaşını aramasını isteyemezdi. Zaten yaz tatilinde kimseyle konuşmamış olmasına rağmen telefon numarası iki kere yayılmıştı ve telefonu teşekkür mesajlarıyla dolmuştu (!).
Ondan sonra numarasını değiştirmek zorunda kalmıştı. Zorunda kalmıştı çünkü internetini bile açamıyordu. En sonunda kafayı yiyince Sirius yeni bir numara almıştı.
O numarayı da kimseyle paylaşmamaya özellikle dikkat ediyordu. En son numarasının yayılma olayı Muggle dünyasında kendisini tanıyan bir büyücü kızın yalvar yalar numarasını alması ile olmuştu.
Kendi numarasını yayılınca insanlar bir anda arkadaşlarının numaralarına da ulaşıyor ve sebepsiz yere onları da rahatsız etmeye başlıyordu.
Telefonunu tekrar cebine atınca bir tanıdık bulmaya karar verdi. Okul bahçesinde yavaş yavaş yürürken özellikle başı hafif yerde ve etrafta çok dikkat çekmemeye çalışarak yürüyordu.
Sonunda arkadaşları ile en son oturdukları yere varınca Neville ve yanında sarı saçlı bir kızın onunla konuştuğunu gördü. Çimenlerde oturuyorları ve kızın elinde kalın bir kitap vardı. O heyecanlı bir şekilde konulurken Neville sürekli elindeki kağıda not alıyor ve arada bir de ona cevap verdikten sonra kızın söylediklerini yazmaya devam ediyordu.
Harry onların yanına gitmek için adımlarını hızlandırdı. Karşıdan onlara yaklaşırken yanlarında birkaç kalın kitap daha olduğunu fark etti. Kütüphane açık mıydı yoksa bu kadar kitabı birlikte mi taşımışlardı? Ne de olsa cevabı öğreneceğini kendi kendine söyleyerek adımlarını daha da hızlandırdı ve yanlarına ulaştığında ikisinin karşısına diz çökerek oturdu.
"Selam Harry!"
"Selam Amy, Neville!"
Daha rahat bir pozisyona geçmek için kıpırdandığında önündeki kitap yığını fark etti. Kütüphane cidden açık mıydı?
Arkadaşları hala sohbet ederken önünde yığınla duran kitaplara bakmak için uzandı.
En üstteki kitabı eline alınca eli ilk olarak kitabın neredeyse tozlaşmış kapak köşelerine gitti. Petrol mavisinden laciverte çalan deri kaplama hafifçe soyulmuş ve kalın karton kapağın köşelerinden kendini göstermeye başlamıştı. Kitap muhtemelen kendisinden bir yüzyıl önce falan yazılmış olmalıydı.
Dokundukça kitap her an elinde toza dönüşüp savrulacakmış gibi geliyordu. Kendini o şekilde hayal ettiğinde gülümsedi ve başını salladı. Parmaklarını kitabın yüzeyinde gezdirirken rafa koyulup alınmaktan aşınmış kenarlarına baktı. Yazar adı solmuştu ama kitabın adı belli belirsiz görünüyordu.
Winogrand'ın Harika Su Bitkileri
Kitabı yavaşça yığının üzerine geri bıraktı ve üzerine kitapların üzerine yansıyan güneş ışığına baktı. Güneş batıyordu ve muhtemelen duyurunun yapılmasına yarım saat gibi bir süre kalmıştı.
Arkadaşlarına yardım etti ve kitapları taşıdılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
By Mistake | Drarry (ASKIDA)
Fanfiction"Bana bak Potter. Bunu aramızda anlaşmazlık olmasını istediğim için veya art niyetle söylemiyorum. Sen beni bozdun ben de seni? Sadece iyileşene kadar..."