Ülkü'den
" Bir dakika, bir dakika yoksa... " dediğimde Yağız bana kafasını sallamıştı. " Lunaparka mı gidiyoruuzzzz. " diye heyecanlı bir şekilde söylediğim şeye kıkırdamıştı. " Canım kuzenim, canım kuzenim. Sen çok iyi bir kuzensinn. " diyerek yanaklarını sıkmıştım. " Ülkü suyunu çıkartmasan ölüyorsun yani. " demiş gülmüştü. "Aman be seni de sevmeye gelmiyor. "...
Lunaparka geldiğimizde etrafa bakmıştım, her zaman aklımdan çıkartamadığım gibi burası da onu hatırlatıyordu bana...
~~Flashback~~
" Yaa Deniz lütfenn yaaa. " diyerek yavru köpek bakışlarımı ona atıyordum. " Hilal ben o dönme dolaba binmemm. " dediğinde yüzüne üzgün üzgün bakmıştım. " Yaa nolur, bak ben varım yanında bir şey olmazzz. Lütfen lütfen lüüütfeeennn. " dediğimde uzun uzun dönme dolaba bakmıştı. Bir kere yutkunmuş tekrar bana dönmüştü.
Deniz'in yükseklik korkusu vardı, ama ben vardım yanında bir şey olmayacağını bilmesi lazımdı.
" Deniz hadi yaa. Çok istiyorum seninle binmeyii. " dediğimde gözlerimin içine bakmıştı. Deniz'den hoşlanıyordum, onunda duygularının aynı olduğunu biliyordum. Ama itiraf etmeye cesaret edememiştim. " Üff, tamam binelim, ama şimdiden söyleyeyim gözlerimi açabileceğimi sanmıyorum. " aşırı mutlu bir şekilde ona bakmıştım. " Canım arkadaşım beniim. " dediğimde hafifçe diğer tarafa dönüp mırıldanmıştı. " Hay arkadaşına şimdi. " hoşnutsuz bir şekilde konuşmuştu.
Duymadığımı sanıyordu ama ben duymuştum. Duyduğum şey ile birlikte moral kat sayım tavan yapmıştı. Deniz'i birazcıcık sinir etmemin kimseye bir zararı yoktu değil mi?
Deniz'in koluna girdim, ve yüzümü ona yaklaştırıp konuştum. " Benim canımm arkadaşım, iyi ki varsın güzel arkadaşım. En yakın arkadaşım. " derken 'arkadaşım' kelimesine baskı yapmıştım. " Ülküüü!! " dediğinde kolundan çıkıp, sahte bir üzgünlükle " Ülkü mü? Deniz sen bana Ülkü demezsin, Hilal dersin normalde küstük mü?? " diye somurttuğumda Deniz'in içinden 'ne oluyor' dediğine emindim. " Yok küsmedik Hilal'ciğim yürü de şu saçma şeye binelim. "
~~Flashback son~~
İşte ben o anılarda yaşıyordum. Eski zamanları çok özlüyor, özledikçe onları hatırlıyordum. Çok garip değil mi? Şuan aşırı mutlu olduğumuz zamanlar ileride geride kalacak, ve belkide düşünüp hüzünlenecek, ağlayacağız. Kim bilir şuanın benim lunaparkta ki son anım olmadığını.
Dalgınlığımı fark eden Yağız elini önümde sallamaya başlamıştı. " Alooo, dünyadan Ülkü'yee. " bunu yaptığında kendime gelmiş, dönüp Yağız'a bakmıştım. Ardından sorgulayan bakışlarla karşılaşmış, eskiyi hatırlatmamak için alelacele konuşmuştum. " Hadi dönme dolaba binelim. " az önce düşündüğüm için aklıma ilk orası gelmişti.
Aslında bir işkenceydi ama Yağız onları birer sınıf arkadaşı kabul etmemizi istemişti. O yüzden onunla olan anılarımın bana acı vermeyi bırakması lazımdı. Bu da iyi bir fırsattı. O anıları yaşayıp, tekrardan hissedecek. Bunun bana acı vermemesini sağlayacaktım. Düşünce kısmı okeydi ama pratiği denemeden bilemezdim.
" Peki, binelim Ülkü. " dediğinde beni zorlamamıştı. Zaten söylemeyi istemiyordum. Dönme dolaba doğru yürümeye devam ederken her nokta farklı bir anı canlandırıyordu gözümde. Hiç konuşmadan dönme dolaba vardığımızda ona uzun uzun baktım. İlk öpücüğümü aldığım yere...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Hata ~LY~
FanfictionSenin benden nefret etme sebebini anlıyorum, ama sen beni anlamıyorsun. Hislerimi, mecbur olduğum şeyleri... Belkide asla anlayamayacaksın.