Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde karşılıklı iki düşman okul varmış.Biri vampir diğeri zombi yetiştirme akademisiymiş.
Günlerden bir gün sis çökmüş saraya zombi kralını "Bruce White'nın eşini "Hera Black" yani vampir kraliçesiyle aldattığı vakit.O günden sonra buz kesmiş kalpler.Buz.Güneş açmış ilk defa bir haftasonu sabahı.Ben ve o, o vakit anladık bizim için açtığını Güneş'in.
Vampirler açıp yarasa kanatlarını kapattılar kendilerini saraya.Zombiler kavruldular Güneş'in alnında.Karanlık çöktü saraya.Kalmıştı vampirlerin uyanmaya sadece 30 dakikaları.Saatin 2:30'u gösterişi benim gitmemi istediğini işaretledi.Odamdan sadece gerekli eşyalarımı alıp çıktım bu hapishaneden. Çıktı karşıma lanet suratlı bir budala. Lucas.Babamdan gelen emir ile çıkıp zombileri getireceğimi söyledim o salağa.İnandı tabii.Çıktım karanlık orman için yola onu bekliyordum orada.
Gelmedi diyecektim ki soğuk bir acı saplandı belime.Bir ses:"Sende isterdin aslında ölmeyi,ama bilmiyorsan sevgiyi,sevilmeyi,sevmeyi
.Bil ki canını acıtacak bu yenilgi.Anlamak bile istemeyeceksin acıyı,korkuyu ve hayâl kırıklığını.Kurtulmayı dileyeceksin o an,kalbinin aldığı o hasardan,acıdan ve kan kaybından.Gözlerin kapanacak bir an siyah ile beyazın grileştiği an.Tekrar anlayacaksın yenilginin,sevilmemenin,tutsak edilmenin acısını.İstediğin zaman gelecek düşler, cenneti veya cehenneme düştüğün zaman.Ya biri diyecek "Yanlışı anladığın zaman anlayacaksın sevgiyi" diğeri diyecek "Sevgiyi anladığın vakit anlayacaksın yanlışı,sende düşeceksin bir gün bu yalvarışa,bilmen gereken tek şey "red"sözcüğüdür o vakit.dedi
Ah neredeyim ben yine.Gitmek istemedim geri eve çünkü daha beterdi tutsak yaşamak.Belki de bunu biliyorlardı.Kapı tıkırdadı yavaş yavaş.Sarı,kıvırcık saçlar,yeşil ve mavi gözler,siyah,bordo cübbe.Lowell.
Gelmişti.Elini uzattı ve "bunu sana kim yaptı güzelim"dedi.Güzelim ? Elin yüzüm kanlar içerisinde elini tutmak çalıştım ama olmadı.Kendine kızdı "Ahh bunu nasıl düşünemedim"dedi.Beni kucaklayıp koşmaya başladı.
Ormanı çok iyi biliyor olmalıydı ki hemen bir kulübeye girdi.Eline bir bez alıp yaramı sardı.Dışarıdan geldi sesler ve renkli ışıklar.Gittik beraber bakmaya evet onlar karşımızda,beraber bağırdık "UYARICILAR"
Benim için gelen uyarıcı Dylan ve Lowell için gelen ise Renata idi.P-peki o kimdi?Dylan ''Upss sizi onunla tanıştırmayı unuttuk o İrene o siz ikinizin ortak uyarıcı ruhunuz dedi.İrene kıkırdamaya başladı ve bir anda gözleri bembeyaz oldu yerden 40-50 santimetre havaya kalktı ve bizi de havalandırdı sonra ellerinden bir toz çıkıp bize doğru geldi.Toz ile birlikte bir tılsım da geldi,Lowell ile ne yapacağımızı şaşırmış bir şekilde birbirimize yaklaşmaya başladık ve İrene'nin verdiği tılsımlar birleşerek minik bir patlama ile etrafa garip,siyah tozlar etrafa yayıldı.İrene ''Biri siyah biri beyaz ayrılacaklar olacak ayaz,olacak etraf yaşanmaz.Bulacaklar birbirini tılsımlar olacak bordo,duracak tüm halk o an, gri olacak siyah beyaz,zaman durduğu zaman.'' Ne ? O an içimden kısık bir ses ''Sen ruh musun,melek mi?'' sesin verdiği hisle yaramı tutmuş bir halde kendimi yere atarak ''Ceset !''diye haykırdım.Gözyaşlarım Pasific Okyanus¹'unun üzerine Atlantic Okyanus²unu koymuşum gibi süzüldü.Ben bir vampirdim,o bir zombi,ben ölümsüzdüm,o ölmüştü bile...nasıl birbirimizi tamamlayacaktık.Gözlerimi açtığımda Lowell beni belimde kavramş bir şekilde uyandırmaya çalışıyordu.Çok sürmeden ''Ayak izleri buradan,ileri!''diye emir veren seslerin bize doğru yaklaştığın duyduğumuzda hemen ayaklanıp koşmaya başladık.Bu ses sadece bir kişinin sesi değildi, bu Kraliçe Hannah ve babamın sesiydi !''Koşmaktan ayaklarımız tutmamaya başladı ve yerdeki minik taşa taşa takılıp yere düştüm.Kolumda bir el hissettim bu el asla Lowell'ın değildi.Başımı hafifçe arkaya çevirdiğimde o elin Lucas'a ait olduğunu fark ettim,Lucas ''Ben seni her zaman korudum ve inandım ama sen beni kullandın Sabrina öyle olsun''diyerek somurttu. Lucas beni tutmuştu,Lowell'ı ise Lucas gibi saf ve aptal bir koruma esir etmişti.Fakat bir ilk gerçekleşti Kraliçe Hannah ve babam Pitter ilk defa kavga etmeden yan yana duruyordu. Dylan benim için gelip ''Olay çıkartma onlarla gir zaten İrene gelip sizi uyaracak.Onlara tek söylemen gereken vakti gelince Lowell ile gözlerinizi kapatıp ıslık çalmak.Bu çağrıda bir gizem var bunu da sizin çözmeniz gerekiyor.Bol şans.''diyip gitti.Ardından babam çıkıp:-Sabrina bu yaptığını annen görse ne derdi biliyordun değil mi?
İçim hırs dolmuş bir şekilde:
+Annem diyeceklerini bizi terk ederken söyledi ve o kadın benim annem değil şunu aklına sok!!!
-Ne dediğimin farkında mısın Sabrina,o olmasa sen bir hiçtin.Bu Lowell denen çocuk sana ne yaptıysa bu tavrının sonuçlarını şimdi öğreneceksiniz. Lowell Zombi kampı için Çin'e sen ise vampirlik ve kan eğitimin için Transilvanya'ya ya gönderiyoruz...
Lowell ile birbirimize öyle bir baktık ki birbirimizi çok iyi tanımamamıza rağmen gözlerimiz ''HAYIR ,ŞİMDİ DEĞİL, ŞİMDİ BİTEMEZ''diyordu...
ARTIK O ÇİN'de BEN İSE TEANSİLVANYA 'daydım.AYRIYDIK,MUTSUZDUK vb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Arıyorum
FantasyLowel ve Sabrina karş krallıkların prens ve prensesidir ancak bu iki krallığın yüzyllık bir düşmanlığı vardr.Lowell ve Sabrina gzli ve çok sıkı bir dostluk başlatırlar.Bunu öğrenen Kraliçe Hannah ve Kral Pitter, Sabrina ile Lowell'ı uzak ülkelere gö...