Sahildeydim, elimde bir bira şişesi, kumların üstünde oturuyordum. Birden bir gölge yanıma yaklaştı. Kafamı çevirdiğimde düğün salonuna giren o güzel kadını gördüm. "Selam." dedi, sesi yumuşacıktı. Dokunulamayan bir şeye nasıl yumuşak denir bilmiyorum ama onun ki yumuşacıktı.
"Selam" dedim bende, "Nasılsın" diye sordu. Bu sefer daha kısıktı sesi. "Nasıl olabilirim sence, kafam karma karışık." bir nefes verdi, "Haklısın. Bu yüzleşme...veya her ne ise daha önce ya da daha farklı olmalıydı. Senin için yani."
"Nasıl yani?" bana bir albüm uzattı, kahverengi kapaklı üstünde işleme çiçekler olan bir albüm. Ona doğru dönüp baktığımda dokunsam ağlayacak gibiydi, "Bu ne?" diye sordum. "A-aile albümüz." diyip ağlamaya başladım.
Ona sıkıca sarıldım, enfes kokuyordu, saçları omuzunun bir karış altında bitiyordu. Hafiften dalgalı yumuşacık saçları vardı. Saçlarını okşadım bolca. Mis kokusunu çektim içime. O biraz daha sakinleştikten sonra ayrıldık. Eli sol omzuma gitti, onun göz yaşlarından ıslanmıştı. "Kusura bakma." dedi, kırmızı gözlerini saklamak için elbisesinin eteğine bakıyordu, "Sıkıntı yok, bakalım mı albüme?" başını 'evet' anlamında aşağı yukarı salladı
Albümü ilk açtığımda karşıma bir piknik masasındaydık. Çok gençmişim "Ne zaman bu?" diye sordum, baktığında burukça gülüyordu. "Bu bizim seninle olan ilk date'imiz...hatta ben heyecandan senin gömleğine limonata dökmüştüm. Sonra sana gömlek almıştım." bende güldüm, çok tatlı anlatıyordu ama ne yazık ki salak kafam hatırlamıyordu, "Hey kendine kızma. Kaza geçirdin sonuçta." bir dakika sesli mi söylemiştim. "Şapşik şapşik bakma, bakışından anlarım ben."
"Kaç yıldır birlikteyiz?" içim çok buruktu, gözlerini kısıp hafifçe gökyüzüne baktı " On senedir birlikteyiz. Lise sonda sevgili olduk, bu fotoğrafta oradan. Sonra üniversite falan, son beş senedir de evliyiz." içim daha da burkuldu, sevdiğim kadınla geçirdiğim o dolu dolu on yılı hatırlamıyordum. "Özür-" işaret parmağını dudağıma bastırdı, "Dileme, ben doktorunla konuştum. Geçiciymiş." gözleri çok umutlu bakıyordu.
Birkaç sayfa ilerlediğimde karşıma, yanımda oturan melek misali güzellikteki kadının beyaz içinde resmini gördüm. Gelinliği ona o kadar yakışmıştı ki. Çok sadeydi, omuzları açık, kollarının tamamı dantel işlemi dümdüz dantel detaylı saten bir gelinlik. Adeta bir melek gibiydi. "Düğünümüz..." dedi, durdu. Bir süre sadece resme baktı. Sonra birden güldü, "N'oldu?" dedim ona dönerek, ağlamaktan kızaran gözleri bu sefer gülmekten kısılmıştı.
"Aslı, en yakın arkadaşım. Aynı zamanda senin abinin eşi...O damat gelinliği görürse uğursuzluk olur demişti, ben ne kadar çok inanmasam da o tutturmuştu...Hatta inanmazsın belki ama kapıyı kitlemişti. Sende 'Ama Aslı daha öpüşme provası yapmadık aç şu kapıyı!' diye bağırmıştın. Yalvardın yakardın ama açtıramadın kapıyı." Anlatmayı bitirince kıkırdadı. "Desene prens, prensesi cadının elinden alamadı." daha çok güzel kahkahasının kulaklarıma dolmasına izin verdi, "Duymasın ama." elimi uzatıp, "Anlaştık." dedim. Elimi sıktı
Birkaç sayfa daha gezdim, sonra karşıma ikinci bir melek çıktı, kapalı gözleri, minicik elleri. Çok güzeldi. Ona döndüğümde tekrar gözlerinin dolu olduğunu gördüm, benim için her ne kadar zorsa onun için kat be kat zordu, sonuçta o her şeyi hatırlıyordu. Bense sinirleri alınmış gibiydim ne bir duygu barındırıyordum ne de bir hatıra.
"Bana ondan bahseder misin?" gülümsedi, "Tabii ki." sayfayı çevirip başka bir resim açtı, "Nisan..." dedi kısık bir sesle, "Neden adı Nisan?" diye sordum. "Senden ötürü." dedi birden, ikimizde gülmeye başladık. "Beklemediğim bir çıkıştı." kahveden bal rengine çalan gözleriyle bana baktı. "Sen biz Nisan ayında birbirimize aşk itirafı yaptık diye Nisan olucak dedin." biraz durduktan sonra, "İyi yapmışım." dedim o gülerken telefonumun titremesiyle, arka cebimden telefonumu çıkardım.
Selami Bey: Seninle hesaplaşmam bitmedi?
Selami Bey: Sen ne hakla benim kızımı, Nihanımı, göz bebeğimi üzersin
Selami: O bade denen namuzsuzu hemen boşayacaksın. NOKTA
Siz: Çünkü benim göz bebeğim kızım ve karım
Siz: Asıl siz kendi damadınıza böyle numaralar yapıcak kadar alçak ve adi olduğunuz için utanın
Siz: Kızınız ve torununuzu düşürdüğünüz halden utanın
Siz: Boşanmayı da rüyanızda görürsünüz
Siz: O da belki
"Seni hiçbir şeye zorlamayacağım." bana değil karışımızdaki denize bakıyordu. "Ama doktorun söylediğine göre eskiyi hatırlamak için eski ortamlara gitmek, o yaşamı yaşamak gerekmiş...istersen tabii." kalbim bir anda pır pır atmaya başladı, "Çok isterim tabii."
(615)
1. Bölümle geldiim
Nasıl başladık sizce
Bol bol oy ve yorum yapmayı unutmayın canlarım 🤍
Kendinize çok çok iyi bakın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bellek
General FictionHafızasını kaybetmiş bir adam ne kadar büyük bir hata yapabilir ki? 12.12.23 #Bellek-1.