Başlamadan önce yıldızımızı parlatalım.Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.
Nihal1243 şuraya tıklayıp hesabımı takip edip hikaye hakkındaki gelişmelerden haberdar olun.Bu arada alıntı paylaşıyorum haberiniz olsun.
Bide sizden bir ricam var. Lütfen hayalet okuyucu olmayın.Sizden tek ricam bu.
Bölüm Bir - Umut
"Bileklerimde derin bir yara açıp ölmeyi diliyorum bayım peki sizin burada ne işiniz var."
Adam varla yok arasında hafifçe tebessüm etmişti."Ölmek isteyenler için değil burası küçük hanım," söyledikleri şeyler bulunduğumuz ortama hiç örtüşmüyordu.
Yolunu kaybetmişti herhalde çünkü buraya yakışmayacak kadar pahalı ayakabısı, gömleğini dudak uçuklatan bir fiyatının olduğu belliydi."Umut sence nedir Küçük hanım,"söylediği kelimeyle hafif bir tebessüm etmiştim sadece.
"Umut çaresizliğe bürünmüş bir kaftan gibidir bayım. İnsanların kendilerini kandırmak için buldukları bir kelimeden ibarettir."
Adamın yüzünde hafif bir tebessüm olmuştu."Nedir seni bu hale getiren küçük hanım.
Yüzünüzde ki hüznü görmemek mümkün değil,"adamın dediklerine kahkaha atmak istedim,ama kahkaha atacak gücüm yoktu. Burası neresi miydi?Mezarlıkta.
Onu bulmak için geldiğim bu yol birazda beni ürkütüyor.İnsanlar, benim delirdiğimi düşünüyor ama hiç kimsenin bilemediği bir şey var. Ben onu kanlı canlı değil onun mezarını arıyordum. Aldılar onu benden kavuştum dedim,kavuşamadım.
Bu gittiğim yol,ya benim ölümüm olacaktı ya da onu bulacaktım.
Ben Ronya Şahmeran sevdiğine kavuşamayan Ronya.Sevdigi adama kavuşamayan Ronya. Neredesin Mem,Ronya'n geldi.
Delalamîn dediğin Ronya'n geldi Mem, peki sen neredesin.Ona Memet demezdim.Ona Memet diye seslendiğimde kızardı bana.Mem dememi daha çok severdi. Daha 14 yaşımda sevdalandım ben. Bizimkisi aşk değildi. Bizimkisi sevdaydı. Ah Mem, neredesin sen. Ronya'n seni çok özledi.
Kaç gece üzerine ağıtlar yaktığım Mem neredeydi,bir mezarı var mıydı?Benim sevdiğime bir mezar layık görülmüşmüdür?
12 Kasım 2001
Uçsuz bucaksız dağlara bakıyordum.
Hafifçe esen rüzgar tenimin karıncalanmasına neden oluyordu.Yine
Onu düşünürken kendimi buluyorum.
Kuzguni bakışları,siyah saçları ve hiç bıkmadan baktığım o siyah gözleri.
Her aklıma gelince yüzümde tebessüm oluşurdu.Ben düşüncelere dalmışken arkamdan bas bas bağıran Hawin'in sesini duydum.
"Ronya,Ronya. Xwuşkamîn Ronya,"Her anımda yanımda olan kız kardeşim Hawin Mem'le sevdalı olduğumuzu bir tek o bildirdi,"Gözün aydın Ronya Mem geliyor. Hawin'in sözleriyle sevincim daha da artı. Aynı şehirde olmamız rağmen çok göremezdik birbirimizi.
"Nerede, gördün mü onu. Buraya mı geldi?" Sevinçim içim içime sığmıyordu art arda sorduğum sorulardan da anlaşıyordu.
"Avluda amcamla konuşuyor," demesiyle sevincimin yerine endişe kaplamıştı. Amcam Mem'den hiç haz etmezdi. Geçmişte olan bir husumeten kaynaklanıyordu aslında.
Hawin'le birlikte avluyu görebileceğimiz bir yere gittik. Mem ve amcama baktığımda hararetli bir şekilde konuştuklarını gördüm. Amcamın bir anda bağırmasıyla birlikte
Yerimden sıçramıştım. Mem sağa sola gidip geliyor arada sırada elini siyah saçlarını içine daldırıp çıkarıyordu.Seni öfkelendirecek kadar ne oldu Mem.
Kolay kolay öfkelenen biri değildi. Hata öfkelendiği nadir zamanlar olurdu. Mem yukarı baktığında beni görmüştü.
İçimdeki sevinç yeniden hayat bulmuştu.
Onun tek bir bakışı bile benim gülümsememe neden oluyordu. Mem bana baktığında yüzünde bir gülümseme oldu ama amcam farketmesin diye hemen ciddi haline geri dönmüştü. Amcamın öğrenmesi bizim için hiç iyi olmazdı. Ben Sevdiğim adama bir şey olmasın diye sevdam gizli gizli yaşayan kızdım.Mem ve amcamın konuşması bitince Mem telefonunu çıkarmıştı. Hawi'nin telefonundan ses gelince ona baktım.
"Hadi yine iyisin Memet her zaman gittiğiniz yerde seni bekliyor,"demesiyle Mem'le göz göze geldim hafif tebessümle yüzüme bakıyordu.Zaman kaybetmeden yukarı çıkıp hazırlanmaya başladım. Yengem Berfine evin birkaç eksiği için çarşıya gideceğimi söylemişti.
Kapıdan çıkacağım zaman amcamın üzerimde hükmetmek için kullandığı ve benim bir o kadar korktuğum kalın ve tok çıkan sesini duydum.
"RONYA" korka korka amcamın yanına gitmişti bizi öğrenmiş olamazdı. Hawin'den başka kimse bilmiyordu bizi. Amcamın yanına geldiğimde ne olduğunu anlamadan yüzme yediğim tokatla yere yapışmam bir oldu. Yaşıma başıma bakmadan vurmuştu. Daha on dört yaşındaydım. İnsanlıktan nasibini almamıştı Bahoz ağa.
"Sana doğru düzgün iş yapmanı daha ne kadar söylemem gerek."Amcamın neyden bahsettiğini bile anlamamıştım.
"Sahipsiz kızı evine alırsan olacağı bu olurdu zaten,"bir daha kimsesizliğimi yüzüme vurmuştu. Bıkmadan, utanmadan yine yüzüme vurmuştu.
Kenarda yengemin sessizce akan gözyaşları hemen arkasında olan Hawin'in bunu engellemek için bir şeyler yapma isteğini görmüştüm. Kokuyorlardı. Çünkü amcamdan nasibin onlarda alırdı.Ronya ben kimsesizliği yüzüne vurulan Ronya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEM Û RONYA
Action"Umut sence nedir Küçük hanım."söylediği kelimeyle hafif bir tebessüm etmiştim sadece. "Umut çaresizliğe bürünmüş bir kaftan gibidir bayım.İnsanların kendini kandırmak için buldukları bir kelimeden ibarettir." Adamın yüzünde yine hafif bir tebessüm...