Beş Notalı Kırık Mısra #BNKM

Özel Bölüm #2

Bölümün sonunda Narin şeker dağıtıyormuş almayı unutmayın. 🍬

Ps: Yıllara takılmayınız. Çocukların yaşları karışık şekilde verildi. Keyifli okumalar!

🎼

Halfeti, 2028

"Bir şeter, iti şeter, üç şeter, setiz şeter, altı şeter..."

Nar ağacının altındaki çardağa oturmuş, masanın üzerine koyduğu şekerleri kendince sayıyordu Narin. Her sayışında da bacakları bir ileri bir geri sallanıyordu. Şeker miydi tatlı olan yoksa Narin'in boğumlu kolları mı? Karar veremedi, Eymen. Hele o pamuk gibi beyaz eller? "Beş şeter, dotuz şeter..." k harfine bir türlü dönmeyen küçük dil... "Uff, az şeter var."

Masadan destek alarak arkasını dönmüş ve sanki kaydıraktan kayıyor gibi inmişti aşağıya. Henüz babasını fark etmemişti küçük kız. Elbisesi toplanmış ve bezi de torbalanmış görünüyordu. "Babasının parasına çatır çutur yapıyor valla..." dedi Eymen. Narin boyu uzandığı kadar şekerlerini toplamaya çalıştı. Babaannesinin dikmiş olduğu küçük bez çantasına koydu. Torba hiç dolmamıştı ki!

"Maanne!" diyerek paytak paytak yürümeye başladı. "Maanne!" Biliyordu ki bu evde ona şekeri bir tek babaannesi verirdi. Mutfak kapısına doğru yürüyordu.

Kendine seslenildiğini bilen babaannesi, mutfaktan çıkmıştı. Kavurma yapıyordu. "Söyle kuzum," dedi Zümrüt teyze. Küçük Narin'i bağrına bastı. Kanı kaynamıştı şu dünya güzeline. "Kuzumun kuzusu da ciğerimin ciğeri..."

"Maanne," dedi Narin. Salkım saçak gezdirdiği turuncu saçları gözüne battığı için eliyle iteledi. Tokaları düşmek üzereydi. Eymen dişlerini sıkarak izliyordu kızını. Narin çok başkaydı. "Şeter çot az." dedi çantasını göstererek. "Şeter verir misin?"

"Annene babana sordun mu?"

Gözlerini bir güzel açıp da başını salladı Narin. "Hı-hı."

"Doğru mu söylüyorsun?" dedi babaannesi. Narin bu sefer başını iki yana salladı. Doğruyu söylemişti, yalanı bırakmıştı. "Ama," demişti hızlı hızlı nefes alarak. "Ama şeter çot az!"

Babaannesi torbaya uzandı. İçerisinde hatrı sayılır miktarda şeker vardı. "Kuzum," dedi babaannesi. "Burada çok şeker var. Başka şeker veremem. Acıktıysan ekmek vereyim mi?"

"İstemiyo'm," diyen Narin küçük kollarını göğsünde bağlayıp "Hıh!" diyerek küstü babaannesine. Gururluydu tabii, durmadı daha fazla orada. Sıradaki durağına varmak üzere bahçeye doğru paytak paytak koşmaya başladı. Eymen de hemen arkasında onu seyrediyordu. Düzensiz taşlı yolda düşüp "Uff oldu," diyerek sızlanan Narin'e yaklaşmak istese de herhangi bir sorun olmadığından emin olunca duruyordu yerinde. Şekerlerini toplarken eğiliyordu Narin. Bezli poposu çok komik görünüyordu o an.

"Ötmeeeen!" diye bağırdı bu defa. Amcasına sesleniyordu. Bahçe kapısının karşısındaki salıncakta oturuyordu Gökmen. Narin, ellerini Gökmen'in dizine koyarken "Bana şeter yotmuş..." dedi. "Senin şeterin var mı?"

"Benim de yok..." dedi Gökmen üzgün bir sesle. "Babaannene sordun mu?"

"Hıh!" dedi Narin yine. Anası kılıklı, dedi Eymen içinden. Kollarını göğsünde bağlıyor ve tüm vücudunu döndürüyordu. "Ben ona tüstüm..." Anası da yatakta kıçını dönüyordu Eymen'e.