9-Tehlike.

2.8K 159 68
                                    

Yeniden merhabalar, dilerim seversiniz! Bu minik evrenim hoşuma gitti;her bölümde bir şeyler eklediğim için çok uzayacak gibi ama 1k olmuş hikâye. Ben hiç okunmasını beklemediğim için benim için pek bir değerli. Bunu gören herkesin ruhuna kocamannn sarılıyorum, kendinize iyi bakmayı ve bu sıcak günlerde su içmeyi, kendinize öz bakım vermeyi unutmayın!! ❤️

∆;;

Vurulmuştum.

Kolumdan akan kanı görmek beni oldukça şaşırtmıştı, beklemediğim bir şeydi bembeyaz halının üzerine düşen kırmızı damlalar.

'Arka kapıları kontrol edin.' Tunay da Ateş de fark etmemişlerdi benim kolumdan sıyıran kurşunu. Her ikisi de epey rahat hareket ediyorlardı, kendilerine güvenleri tamdı, böyle durumlarla defalarca kez uğraştıklarındandı belki de. 'Hasar kontrolünü ve adamlara dair olan her bir belgeyi ofisimde istiyorum akşama dek.' karşısında duran adam yetiştiremeyeceğine dair bir şeyler söyleyecek oldu ama Tunay itiraz istemiyordu, bir el hareketi ile adamın susmasını sağladı.

Bu kaosun içerisinde yerime geri oturdum, odadaki çatışma sadece bir dakika kadar sürmüştü zaten. Beni vuran adam çoktan indirilmişti odadaki korumalar tarafından. Benim fark edilmemem o anki gürültü içerisinde normaldi bir bakıma.

Ortalık sakinleşiyordu, kısa sürede bu kadar iyi bir şekilde yönetmiş olmaları şaşırtıcı değildi.

Ateş, bir şeyleri geride bıraktığını söylese bile ondaki yanan o gözleri görmüştüm, bir şeyler her ikisi için de sandıkları kadar geride kalmamıştı ve muhtemelen hiçbir zaman da kalmayacaktı. Tunay ise açıkça bu işin içerisindeydi, onu çekmek Ateş'in düşündüğü kadar kolay olmayacaktı bana kalırsa.

İkisi de hararetli bir şekilde olayları kontrol altına aldıktan sonra bana çevirdiler başlarını, beni durum şok ettiği için sadece oturup da geçmesini beklemiştim. Mantıklı bir hareket elbette değildi ama kan kaybı kafamı bulandırmıştı.

'Yalım, siktir.' derin bir nefes verdi Tunay, bir sürü kargaşa olmuştu, dışarıda ölü bedenler vardı, olayların üzerinin kapanması için yapılması gerekenler vardı lâkin onların tek odaklandığı şey benim kolumdan sıyıran kurşundu.

Tunay aceleci bir tavırla sürekli yanında gördüğüm kızıl saçlı adama ithafen konuştu. 'Göktuğ, bundan sonrası sen de.' Göktuğ muhtemelen daha önce hiçbir zaman ipleri başkasının eline vermeyen Tunay yüzünden şaşkınca baktı. Ama ifadesini düzeltmekte de gecikmedi, profesyonel işiydi yüz ifadeleri;sahi bu evde gördüğüm aşçılardan, temizlik için gelen insanlardan, korumalara dek neredeyse kimsenin yüzünde duygu belirtisi olmuyordu. Büyük bir şeyin içinde olduğumu biliyordum ama belki de bu oyunun etki alanı beklediğimdne bile genişti. 'Şüpheniz olmasın, pürüzsüz olacak.'

Ateş bu sırada büyük adımlarla yanıma geldi. Doğrudan önüme diz çöktü, yaramı iyice görebilmek adına üzerimdeki beyaz hırkayı çıkarıp kenara fırlattı;üzerimdeki tişörtün kolunu da yırttı. Çok derin, kötü bir yara değildi.

Ucundan değip geçmişti, buna rağmen gözlerindeki endişe yüz metre öteden okunuyordu. Endişesinin ardından ise yükselen duygu öfkeydi. 'Seni yaralayan her kimse ölmemeliydi...' Tunay'ın yüzünden geçen o karaltılara çok kez rastlamıştım lâkin Ateş'in yüzünden geçen karanlık bana Tunayınkinin onun yanında bir hiç olduğunu gösterdi. Ateş hakkında öğrenecek daha çok şeyim vardı.

Bu oyunda birden çok ana kahraman vardı.

Birinin sana değer vermesi galiba böyle bir şeydi, dışarıda kıyamet kopuyorken benim ayağıma takılan taşı düşünüyorlardı. İçimdeki yüksek değersizlik hissi yüzünden birisinin önceliği olabileceğime ihtimal bile vermemiştim.

Girift ° bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin