1-Rüya

12.3K 429 107
                                    


Herkese iyi bayramlar❤️

Yazardan...

Yıllar sonra huzurlu bir sabaha uyanmıştı. Hayatı boyunca bu kadar heyecanlanacağını düşünmemişti. Şu an o kadar huzur doluydu ki içi...

Mutluluktan havalara uçabilirdi. Yatağından hızlıca kalkarak boy aynasının önünde nefes nefese durdu. Eteklerinin uçlarından tutarak neşeyle gözlerini kısarak etrafında tur atarken dudaklarından kaçan sevinç nidaları ona eşlik ediyordu.

Bu sabah tarihe yazılmalıydı çünkü dün gece gördüklerinden sonra yeniden doğmuş gibiydi. Sevinç nidaları atmaya devam ederken odasına kapıyı tıklatmadan giren kız kardeşinin şaşkın bakışlarıyla karşılaştı.

"Keçê(kız) ne oldu sana?" Ablasının tuhaf davranışlarına bakmaya devam etti. Sesi aşağıya kadar geliyordu. Onu yıllar sonra bu şekilde görmek değil onu herkesi mutlu edecekti.

"Gördüm... Onu gördüm Zere!" Bunu söylerken bile boğazı düğüm düğümdü. Zere anlamayarak kaş çattı.

"Kim? Kimi gördün ?"

"Ararat... Ararat Aslanoğlu'nu gördüm!"

Artık sesinde sevinç naraları yoktu. Ne zaman bu ismi ansa sanki yüreğine koca bir kaya oturmuş gibi hissediyordu. Yüreği bu isimle paramparça oluyordu.
Zere işittiği isimle nefesini tuttu. Ablası hâlâ unutmamıştı. Unutmayarak kendine zarar vermeye devam ediyordu. Yıllar sonra ilk defa bu sabah yasını bitirip kahkaha atarak gülmüştü.

Bunun sebebi yine ölen asker sözlüsüydü.

Çünkü Jiyan Demirhan yıllar sonra ilk defa dün gece rüyasında sevdiği adamı görmüştü.

Bugün onun düğün günüydü!

"Babamın yanında böyle konuşup onu yine üzme abla olur mu?" Zere ölen eniştesinin ardından ablasının yaşadığı zor süreci küçük olmasına rağmen çok net hatırlıyordu.

Ablasının babasının kolları arasında ağlamalarını, psikolojik olarak çöküşünü tüm aile onunla birlikte perişan olmuştu. Yıllar boyunca girdiği yastan çıkmamıştı. Hatta dışarıya bile hiç çıkmamasını, kimseyle bir irtibata bile girmediğini en yakından şahit olmuştu Zere. Hatta ve hatta şunu çok net hatırlıyordu.

Bir gün okuldan bir arkadaşı evlerine geldiğinde ablasını gördüğünde çok şaşırmıştı. En yakın arkadaşı nerdeyse evindeki herkesi görmüştü fakat Jiyan ablasını yeni görmüştü. Bununda sebebi ablasının yıllar boyunca kendini herkesten sakladığıydı. Asker de ölen sözlüsünün ardından avluya dahi inmeyen bir kadına dönmüştü. Bu yüzden bu sabah onu neşe içerisinde görünce şaşkınlığını gizleyememişti.

Ablasının güzelliğine bakıp hayran olurdu hep. Çünkü ablası hiçbir zaman güzelliğinden ödün vermemişti. Kömür karası gözleri, hokka burnu ve yanağının kenarındaki çukur onu eşsiz bir güzelliğe dönüştürüyordu. O hep kürt kızlarının bile övdüğü güzeller güzeli Jiyan Demirhan'dı.

Babasının gözbebeği, kendisinin bir tanesi, Asker Ararat'ın şiir gözlüsü...

Ve Jiyan Demirhan, Mardin'in saklı incisiydi.

Jiyan'ın ağzından...

Zere'nin ne demek istediğini anlamıştım. Bu evde babamı en çok ben üzmüştüm. Onu yüzüme sesime hasret bırakmıştım. Ararat'ı o da çok severdi. Benden iyi tanıyordu. Zaten bizi tanıştıran babam olmuştu. Ararat bizim komşu çocuğu, babamın ise arkadaşının oğluydu. Ben daha onu 16 yaşımda tanımış 17 yaşımda ona âşık olmuştum.

ZİNDAN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin