(İlk önce burayı okumanızı istiyorum..
Bu bölüm sadece eğlence amacı ile yazılmamıştır. Bu bölümün iki yazım amacı vardır;
1) Ülkelerin robot olmadığını, arzularının olduğunu.
2) Cinselliğin ayıp bir şey değil, ihtiyaç olduğunu bazı insanlara anlatmak.
Şimdi ilk önce eğer "Ooo, Osmanlı İmparatorluğu cinsellik konuşuyor ahlaksız!" diyecek bir tipseniz bölümü okumayın. Çünkü bölümde ülkelerin cinselliği normal karşıladığı ve normal bir sohbet konusu gibi bunu açabildiklerinden bahsettim. Bu bölümü okuduktan sonra lütfen ülkelerin her önüne gelen ile bu şekilde cinsellik konuştuğunu ve yaşadığınu sanmayın. Bu ülkelerin sadece yakın arkadaş ve aralarında arada böyle sohbetlerin dönmesi normal.
Cinsellik ve çıplaklık benim için sokaklara dökülüp protesto edilebilecek bir şey değil. Onlar benim için özel, kendi içinde yaşanılan ve hassas konulardır. Halk içinde herhangi bir insanla bu konuyu konuşamazsın bana göre, ama yakınların ile ara sıra tartışma konusu olabilecek bir konudur.
İsteyen istediğini yapabilir ve izleyebilir. Yeter ki diğer insanlara bu konuda baskı ve zorlama yapılmasın.
İşin özü şu.. Ben bu bölümü yazdım çünkü bazı insanlara cinselliğin abartılmadan normallerştirilebileceğini göstermek istedim. Bununla beraber ülkelerin de arzuları ve cinsel ihtiyaçları olabileceğini, ama seks için de yaşamadıklarını ve hayatta onlar için sevişmekten daha önemli şeylerin olduğunu, sadece arada kaçamaklarının olabileceğini de anlatmak istedim. Ben bir sürü farklı konuda yazmayı severim ve sıra buna gelmişti. Linçlenebileceğimi biliyorum ama bu da konuşulması gereken bir konu bence. Zaten bölümü okuyunca benim ne kadar bu konuda serbest olduğumu ve ne kadar üstü kapalı bahsedilmesi gerektiğini anlarsınız biraz.
Neyse artık bölüme geçelim^^)
Alman İmparatorluğu söylene söylene Bulgaristan ve Avusturya'nın odasının önüne gitti. İkisinin rızası ve Avusturya'nın ısrarı ile odaları birleştirilmişti. Kapıya birkaç kez vurdu ve cevap bekledi. Ses gelmeyince ise kaşlarını çattı. Tam tekrar vuracağı sırada Osmanlı oraya gelip Alman İmparatorluğu'na baktı.
"Alman? Ne yapıyorsun?"
Alman İmparatorluğu umutsuzca iç çekti ve Osmanlı'ya döndü.
"Avusturya ile bir işim var ama kendisi beni pek umursamıyor sanırım."
"Ah, öyle deme."
Osmanlı İmparatorluğu kapıya doğru dönerek biraz durdu. Sonra tekrar Alman'a döndü.
"İçeride mi?"
"Hmm.. Sesi geliyor."
"Şey- o zaman bence onları rahat bırak-"
Alman İmparatorluğu ağızını açmış cevap verecekken jetonu düştü ve sustu.
"Ah- tabii- aklıma gelmedi. Böyle şeyler pek aklıma gelmiyor bilirsin."
Osmanlı İmparatorluğu tebessüm edip merdivenlere yöneldi ve Alman'a da el işareti ile gelmesini söyledi.
"Evet biliyorum, bende pek üstüne düşünmüyorum."
"Eh- Avusturya düşünüyor anlaşılan. Gerçi o hep böyle şeyleri severdi."
"Kötü birşey değil."
"Eh, haklısın. Sen bana bakma. Böyle şeylerden geriliyorum."
Osmanlı İmparatorluğu mutfak dolabından bir şarap ve iki bardak çıkarırken Alman'a döndü.
"Nasıl yani? İğrenmek.. Gibi mi?"
"Hayır bildiğin korkmak. Tereddüt. Avusturya ile çok zıttız."
"Hiç duymadım diyemem. Beni bile geren bir konu."
Alman İmparatorluğu, Osmanlı'nın uzattığı bardağı alıp mutfak tezgahına yaslandı ve şaraptan bir yudum aldı.
"Şaka yapıyorsun, 600 yaşındasın."
"Evet ama hiç denemedim.. Yani ne düşüneceğimi bilmiyorum.. Ama bu konuda kesinlikle Avusturya veya Bulgaristan kadar cesaretli değilim orası kesin."
"Evet.. Sanırım alışkanlık olmuş onlarda."
"Eh evet-"
"Yine de.. Ben bu halimle mutluyum."
"Hmm.. Altı asır lanet okuya okuya stresli günler geçirince öyle demiyorsun ama."
"Aaa.. Ben ne yaptım. Daha doğmamıştım bile beni suçluyor bak."
Alman İmparatorluğu gülünce Osmanlı İmparatorluğu da gülümsedi.
"Zaten huysuz bir insan olduğumu düşünmüyorum o yüzden ihtiyacım yok."
"Evet tanıdığım en iyi huylu insanlardan birisin."
Osmanlı İmparatorluğu elindeki şarap bardağını sallayıp Alman İmparatorluğu'na gülümsedi.
"Teşekkürler"
"Rica ederim."
Alman İmparatorluğu daha sonra elindeki boş bardağı kaldırıp Osmanlı'ya döndü.
"Evet onlar çıkmadan banyoya girsem iyi olur.."
"Hmm.. Evet. Neden odalarda banyo yok ki?"
"Bilmiyorum ama inan bana gerçekten olması gerekiyor."
"Evet kesinlikle, gece vakti o koridorda gezmeyi sevmiyorum.. Biliyorsun."
"Evet biliyorum.. Belki taşınmalıyız."
"Bence iyi bir fikir."
Alman İmparatorluğu başını sallayıp arkasını döndü.
"Herneyse, en iyisi artık gideyim yoks-"
Alman İmparatorluğu'nun cümlesi duyulan kapı sesi ile bölündü ve Alman İmparatorluğu da iç çekerek tekrar kendisine gülen Osmanlı'ya döndü.
"Pekâla artık beklemen gerekecek."
".. Malesef.."
Alman İmparatorluğu, Osmanlı'ya acının tatlı tebessümünü sunarken mutfak sandalyesine oturdu ve başını masaya yasladı..
.
.
.
(Umarım bölümü sevmişsinizdir. Normalde aklımda başka şeyler de vardı ama bu şimdilik iyi gibi. Baştaki giriş cümlesi ile beraber toplam 652 kelime. Görüşürüzz)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☦ 𝐎𝐩𝐢𝐚 ☦︎〢 𝐀𝐟𝐭𝐞𝐫𝐥𝐢𝐟𝐞 𝐀𝐔〢𝐂𝐇
Fanfiction𝐘𝐨𝐮 𝐚𝐫𝐞 𝐚𝐥𝐢𝐯𝐞 𝐟𝐞𝐞𝐥 𝐭𝐡𝐞 𝐚𝐢𝐫 𝐟𝐞𝐞𝐥 𝐲𝐨𝐮𝐫 𝐥𝐮𝐧𝐠𝐬 𝐚𝐧𝐝 𝐭𝐡𝐞 𝐬𝐮𝐧 𝐤𝐢𝐬𝐬 𝐲𝐨𝐮𝐫 𝐜𝐡𝐞𝐞𝐤 𝐭𝐡𝐞𝐬𝐞 𝐭𝐡𝐢𝐧𝐠 𝐚𝐫𝐞 𝐞𝐧𝐨𝐮𝐠𝐡 𝐚𝐧𝐝 𝐞𝐧𝐨𝐮𝐠𝐡 𝐢𝐬 𝐞𝐯𝐞𝐫𝐭𝐲𝐡𝐢𝐧𝐠.