Meyra hanım, oğlu Barın ile birlikte çarşıya çıkmıştı. Ne kadar çok eşi kendini yormamasını söylese de küçük oğlunu kıramamıştı.Meyra hanım bir eliyle Barının elini diğer eliyle de karnını tutuyordu. Karnında 8 aylık bebeği vardı.
Barın "Annecim şuradaki oyuncakçıya gidebilir miyiz?" diye sorduğunda Meyra hanım kocaman gülümseyerek "Benim oğlum ister de gitmez miyiz?" diyip oğlunun saçlarına kocaman bir öpücük bıraktı.
Barın, annesinin elini bırakıp oyuncakçıya koşmuştu. Meyra hanım tam arkasından gidecekti ki karnına saplanan acıyla yerine saplandı kaldı.
Meyra hanımın acısı gittikçe şiddetleniyordu.Meyra hanım zar zor çıkardığı sesle "Barın..." diye fısıldayıp gözlerini kapatmıştı.
Meyra hanım gözlerini açtığında hastanedeydi. İlk birkaç dakika olanları kafasında oturtup yanındaki ağlamaktan gözleri şişmiş kocasına baktı. Meyra hanım "Barın oğlum nerde?" diye sorduğunda Gencer beyin gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
Meyra hanım "Hayır hayır..." diyerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Gencer bey karısına sarılıp "Sana söz veriyorum hayatım. Ne pahasına olursa olsun oğlumuzu bulucam" dedi.